28 Şubat'ın startı, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın gönderdiği çok gizli bir yazıyla verilmiştir`
ASLAN DEĞİRMENCİ / ANTALYA 27 Şubat 2007
“İrticai hareket ve oluşumları kamu kurumlarında takip etmek” amacıyla 1997 yılında kurulan Başbakanlık Takip Kurulu'nun kurucusu olarak bilinen Başbakanlık eski Müsteşarı Yaşar Yazıcıoğlu, Vakit’e, 28 Şubat sürecine ilişkin şok açıklamalarda bulundu. 15.07.1997-08.01.1999 tarihleri arasında Başbakanlık Müsteşarlığı yapan Yaşar Yazıcıoğlu geçtiğimiz günlerde düzenlenen törenle Büyük Birlik Partisi’ne katılmıştı. Yazıcıoğlu ile BBP’nin Nisan ayında yapacağı "Büyük Kurultay" öncesi Antalya'nın Manavgat ilçesi Side beldesinde girdiği kampta konuştuk.
“28 Şubat sürecinin başlangıç tarihi 15 Ekim 1996'dır” diyen Yazıcıoğlu, bu tarihte Amerika Dışişleri Bakanlığı tarafından ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne gönderilen çok gizli bir yazıyla 28 Şubat’ın startının verildiğini söyledi. “Bu benim bir sırrımdı” diyen Yazıcıoğlu, bu gizli belgenin içeriğine ilişkin şu bilgileri verdi: “Bu çok gizli evrakı bir ben, bir de Sayın Erbakan Hoca biliyor. Ben de göreve geldikten 9 ay sonra haberdar oldum. Evrak tarihi 15 Ekim 1996'dır. Evrakta açıkça şu ifadeler yazılıydı: ‘Refah-Yol Hükümetiyle birlikte Erbakan artık Batı’dan iyice kopmuştur. İslâm ülkeleriyle ciddi adımlar atmaya başlamıştır. Erbakan D-8 ile birlikte büyük bir İslâm birliğine doğru ilerlemektedir. Tüm bunlar ABD'nin çıkarlarının zıddına olan gelişmelerdir. Size söylediklerimizi başaramadınız. Artık Erbakan bir şekilde uzaklaştırılmalıdır.’
Evet o yazıda aynen bunlar yazıyordu. Bu yazı 28 Şubat gerçeğinin belgesidir. Bu yazının ardından olan gelişmelere bakıldığında her şey tüm çıplaklığıyla ortaya çıkar. ABD uluslararası güçler ile ilişkilere girerek ve kendi içimizde bulduğu gizli destekler ile harekete geçmiş ve 28 Şubat süreci başlamıştır. 28 Şubat'ın başlangıç tarihi 15 Ekim 1996'dır.”
“BEN HİÇ FİŞLEME YAPMADIM”
Yazıcıoğlu Başbakanlık Müsteşarı olarak görev yaptığı dönemde, 28 Şubat sürecinde mütedeyyin kamu çalışanlarının fişlenmesi yönünde faaliyette bulunan Başbakanlık Takip Kurulu'nun kurucusu olduğu konusunda ise şunları söyledi: “Meşhur kararlar 28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantısında alınmıştır. Ben göreve başlamadan 6 ay önce izleme komiteleri kurulmuştur. Yani ben göreve gelmeden iki Başbakanlık Müsteşar vekili görev yaptı. Fişlemeler konusunda, memur atamaları sadece bürokratik kadrolarca yapılmaz. Siyasi irade altında olan bir olgudur bu. Burada gözden kaçan önemli konu ise şudur; bu dönemde birçok kişi görevden alınmıştır, tamam. Görevden alınanların içinde vali, kaymakam, polis şefleri var ise bu kurumlar ile ilgili olan Bakanlık İçişleri Bakanlığı’dır. O dönemde bu Bakanlığın başında olan isim bugün şu anki iktidarın bakanıdır. Hatta bu dönemde, başörtülü kızların fakülteye alınmaması yönünde talimat veren Dekan da bugün bu iktidarın milletvekilidir. Oysa ben kendi karargahımda, tüm yasak ve uyarılara rağmen birçok başörtülü kardeşimizi çalıştırdım. Zaman zaman onları gizli kapılardan aldım. O dönemde haksız yere kim atıldıysa onlarla kahırlandım ve üzüldüm. Halen de bu acıyı yüreğimden atmış değilim.”
Müsteşarlık görevine getirildiğinde Başbakanlık Takip Kurulu’nun askerin başkanlığında toplandığını, bu duruma itiraz ettiğini söyleyen Yazıcıoğlu “Ben gelir gelmez buna direndim ve bunun yanlış olduğunu söyledim. Bundan sonra BTK’nın Başbakanlık Müsteşarı Başkanlığında toplanacağını söyledim. Sonra da bu şekilde olmazsa katılmayacağımı yazılı bir şekilde bildirdim. Sonrasında doğru olan oldu ve herkes benim başkanlığımda toplanmaya başladı. Açık söylüyorum BTK asla BÇG'nin devamı değildir. Biz asla BÇG ile çalışmadık. Ancak sonradan içimizde işbirlikçiler olduğunu öğrendim” diye konuştu.
GERÇEK TETİKÇİLER GİZLENDİ,
SORUMLULUK BANA KALDI
Yazıcıoğlu şöyle devam etti: “BTK'ya her yerden ihbarlar yağıyordu. Bu ihbarlar içinde istihbarata ait olduğu kadar milletten gelenler de vardı. Benim bu ihbarlarla ilgili olarak yaptığım tek işlem, ilgili kurumlara havale etmek olmuştur. Asla bir fişleme yapmadım. Raporlara imza atmadım. Kurumların kendi içinde olan meseleydi bunlar. Ben hedef haline getirildim. Gerçek tetikçiler gizlendi. Gelen ihbarları gönderdiğimiz –doğru mudur, yanlış mıdır bilemiyorum- kurumlar bunları kendi teftiş kurullarında değerlendirdiler. İşleyiş bu şekilde oldu.”
YAKIN TARİH MİDE BULANDIRMASIN
Yakın tarihin bütün çıplaklığı ile ortaya konulmasını isteyen Yazıcıoğlu, “Bakın hodri meydan diyorum. Amerika her on yıl da bir tüm kurumların çok gizli dosyalarını bile açıp kamuoyu ile paylaşıyor. Biz de Danıştay, Sayıştay, Yargıtay, MİT ve diğer bütün kurumlarımızın on yılını masaya yatıralım. Kamuoyu artık bilmek istiyor. Yakın tarih mide bulandırmasın. Kimler demokrat kimler ise anti-demokrat ortaya çıksın. Tüm kurumlarımızın çalışmalarını, tüm çıplaklığı ile gözler önüne serelim. Kimlerin neye hizmet ettiği çıksın ortaya” diye konuştu.
REFAHYOL’u yıkan yazı
İşte ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yazısı:
‘Refah-Yol Hükümeti’yle birlikte Erbakan artık Batı’dan iyice kopmuştur. İslâm ülkeleriyle ciddi adımlar atmaya başlamıştır. Erbakan D-8 ile birlikte büyük bir İslâm birliğine doğru ilerlemektedir. Tüm bunlar ABD'nin çıkarlarının zıddına olan gelişmelerdir. Size söylediklerimizi başaramadınız. Artık Erbakan bir şekilde uzaklaştırılmalıdır.’