Sahte seçmen listeleri ve muhalefet!
Arslan Bulut 01 Ocak 1970
CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan Alt-Üst Soy Bilgileri hakkında "Gördük ki neredeyse herkesin ailesinde gerçekte yüz yıl önce vefat etmiş bir veya birkaç kişi nüfus kayıtlarında yaşıyor... 'Mezardan ölüleri kaldırıp oy kullandırmak lazım' demişti muhterem hoca efendileri... Evet o gün oy veren ölüler bu kayıtlara göre bir dahaki seçimlerde de oy kullanacak" dedi ve konu ile ilgili yasal düzenlemeyi bir soru önergesi ile Meclis gündemine getirdi. Pekşen, bu şartlarda yapılacak seçimlerin sonucunun belli olduğunu belirterek boykot çağrısı da yaptı.
***
Basında ise "seçimleri boykot etmek iktidarın işine yarar" tarzında yorumlar yapılıyor. Halbuki Pekşen, bireysel bir boykot kararından söz etmiyor, bu şekilde halkı bilgilendirmeye çalışıyor. Yılların hukukçusu, bireysel boykot çağrılarının bir işe yaramayacağını bilmez mi?
CHP, İYİ Parti ve diğer muhalefet partilerinin ortak bir kararı olmadıkça seçimleri boykot etmek elbette aptallık olur.
Fakat bu şaibe ortadan kaldırılmadan seçimlere gitmek aptallıktan da öteye, işlenen suça ortak olmak değil midir?
***
Sabah gazetesi ise soruna, geçen yıl muhalefetin "ölmüş kişilerin kayıtları önce araştırılsın sonra kapatılsın" yönündeki önergesinin yol açtığına dair bir haber yaptı! İyi de nüfus yasasında değişiklik geçen yıl yapıldı. Önceki seçimlerde ve 2010 referandumunda, ölmüş kişilerin nüfus kayıtları kapatılmış mıydı? "200-250 yıl önce yaşamış" insanların nüfus kayıtlarında yaşıyor görünmesi hangi mantıkla açıklanabilir?
Son olarak, Yüksek Seçim Kurulu, Devlet Malzeme Ofisi'nden 500 milyon seçim zarfı sipariş etti. Oysa genel seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimi için tek zarf kullanılacak! Son genel seçimde 73 milyon oy pusulası ve zarf bastırılmıştı. Şimdi 500 milyon pusula ve zarfa neden ihtiyaç duyuldu?
***
Nüfus kayıtlarında ve seçmen listelerinde sahtekârlık yapılan bir ülkede seçimler meşru olabilir mi? Peki neden meşru kabul ediliyor? Çünkü muhalefet, seçimden sonra bu sahtekârlık yapılmamış gibi davranıyor. Siz, konuyu gündem haline getirmeden, 2 milyondan fazla sahte seçmen kaydı olduğunu bile bile seçime girerseniz, iktidarla iş birliği yapıyor, size verilen rolü benimsiyor ve halkı kandırıyorsunuz demektir!
***
ABD'nin suç ortağı kim?
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Afrin'i yeni bir Kandil yapmak istiyorlardı. Zeytin Dalı Harekâtı ile bu, bertaraf edildi." dedi. Doğru söyledi. Fakat Afrin'i ikinci Kandil yapmak isteyen kimdir? ABD değil mi? Ve Afrin'de inşa edilen tüneller, hangi şirketlerin eseridir? Nihat Genç, bu soruyu soralı epey zaman geçti! Kimse cevap veremiyor!
Başbakan Binali Yıldırım, "ABD teröristlerle iş birliğinden vazgeçmelidir." Dedi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da "Koalisyon güçleri kimle hareket ediyor? Söyleyeyim. YPG ve burada beraber hareket ettiği PYD. İlk anlarda 5 bin TIR buraya silah getirdiler. 2 bin buraya bunlar kargo uçaklarıyla silah, mühimmat getirdiler. 20 tane üs kurdular oraya. Peki bu üsler burada niye var? Akla iki şey gelir. Ya Türkiye ya İran... Herhalde Rusya'ya karşı bu işi kullanacak değil. O zaten 3'üncü Dünya Savaşı'nın ifadesi anlamına gelir." diye konuştu.
Doğru da, başlangıçta ABD'nin Suriye'yi parçalama politikasına, "eğit donat" programlarına kim hizmet etti? ABD, YPG'ye silâhları taşırken, bölgede 20 tane üs kurarken İncirlik Üssü'nü kullanmadı mı? Bunları unutturmak mümkün mü?