Bir efsanenin çöküşü, OHAL kılıcı, korku ve panik seçimi
Orhan Bursalı 01 Ocak 1970
Yıllardır seçimleri zamanında yapmakla övünüp duran Cumhurbaşkanı, erken seçim bile değil baskın seçim kararı alıyorsa, seçimlerin 2019 Kasımı’na kaldığı takdirde iktidardan düşme riskinin çok büyük olduğunu gördü demektir. Böylece kurduğu kâğıttan efsaneyi bizzat kendisi çökertti. Kendisini iktidarda tutan ekonomik durum giderek kendisini iktidardan düşürecek bir niteliğe dönüşüyordu.
Demek ki neymiş: İktidarlar kendileri için en uygun zamanda seçime giderler.
Piyasa erken seçim kararını aslında bekliyordu. Ekonomi yorumcuları son 8-10 aydır alınan tüm ekonomik önlemlerin erken seçime işaret ettiğini belirtiyordu.. İki kat bütçe açığı ve bol para saçma-pompalama, vergi, prim ertelemeleri vb.. Belediye başkanlarını değiştirme...
‘Bir iki liranın hesabını yapıyorum’
AKP, ekonomik olarak Türkiye’yi soktuğu çıkmazların faturasının daha ağırlaşmasını beklemeden seçime gidiyor.
Dün bir kurumun ulaşımında çalışanla konuşuyorum: Eşi ve kendisi çalışıyor, 3500 TL kazanıyorlar; kızı lisede, ev kirada; “İki yıldır, ihtiyacımız olanyiyecekleri en ucuz marketten almak için çalışıyoruz. Salça iki katı arttı, teneke yağ 3 kat ve her şey çok pahalandı. 1-2 lira nerede daha ucuz arıyoruz... Eti yarı yarıya azalttık. Bu duruma düştük”...
Evet, işsizlik ve aile bütçesindeki gerçek pahalılık, ücretlerin sürekli geride kalması, Türkiye’yi bunalttı. Bir yazarımız dün “Bugün depoyu doldurdum,benzin 6.11 TL, depo 400 TL’ye doluyor. Çim tohumu aldım. Geçen sene 80 TL verdiğim tohuma bu sene 150 TL verdim” diyordu.
Dağların borcu
Yaratılan “ekonomi efsanesi”nin gerçeği şuydu: 500 milyar dolarlık borç. Türkiye’nin kaynaklarını satıp iktidara büyük harcamalar fırsatı yaratan iki kalem daha vardı: Milletin 61 milyar dolarlık malı mülkünün özele peşkeş çekilmesi...
Ve hiç hesaba katılmayan başka bir döviz girdisi: Sadece Katar’a satılan mal mülkün miktarı son birkaç yıl içinde 19 milyar dolar: Alternatif Bank, Finansbank, Digitürk, BMC, Boyner, Banvit...
Birileri, son 15 yılda yabancılara sadece yerli şirket ve mülk satışlarından kaç milyar dolar girdiğini hesap etsin. Toplamı 150 milyar doları bulur mu?
Eh, şimdi geri ödeme zamanı, yakınmalar bu nedenle dağları aştı...
Afrin operasyonu, bu ekonomik bunalımın üzerini epey örten bir görev gördü. Cumhurbaşkanı zaten Afrin operasyonunu, parti il seçimleri nedeniyle yaptığı günde iki üç parti miting- kongre konuşmalarında net biçimde kullandı.
Uyduruk gerekçeler
En erken zaman olarak 24 Haziran bunun için kararlaştırıldı. İyi Parti’yi bile YSK adlı iktidar yapısının bıçağı altına teslim etti.. CHP’yi de bence erken ve hazırlıksız yakaladı.
CHP, salt iktidardan duyulan memnuniyetsizliği oya dönüştürme çabasında. Ama iktidar hedefi bunun ötesinde daha büyük bir çaba ve hazırlık gerektiriyor. Ne yazık ki bu hazırlığı görmüyoruz.
Erken seçim için iktidar ortaklarının ileri sürdükleri gerekçeye gelince..
Devlet Bahçeli, 2001’de koalisyon hükümetini bozarken yaptığı açıklamanın neredeyse bire bir aynısını yaptı.
Cumhurbaşkanı, dış riskler vb. dedi.
Pardon, kendileri iktidar değil mi? İstedikleri kararları anında alıp uygulamıyorlar mı? Koalisyon mu var ki size engel çıkartıyor? Meclis mi var ki yasaları kabul ettiremiyorsunuz? Elinizde ayrıca OHAL var. KHK ile hemen bir gecede yasalar ilan etmiyor musunuz?
OHAL iktidarın keskin kılıcı
İşe bakın ki önce OHAL’in uzatılması ilan ediliyor.. 3 ay daha...
Arkasından seçim kararı alınıyor: 2 ay sonra, yani OHAL koşullarında seçim yapılıyor..
Burada hep yazdık: 2019’da seçimler yapılsaydı bile yine OHAL’i kaldırmayacaklardı. Ama şimdi iktidar için en uygun koşullarda, OHAL’li, insanların tivit attı görüş açıkladı diye içeri tıkılması, İhsan Eliaçık’a uyduruk gerekçelerle 6 yılı aşkın hapis verilmesi, OHAL’i nasıl dikensiz gül bahçesi yaratmak için kullandıklarının açık göstergeleri...
Korku ve panik içinde gidilen bir seçim..
Ve seçmen kütüklerinde hazırlanan karanlık oyunlar...