Apo komedisi
Serdar TURGUT 06 Mart 2007
Ben gazeteci olarak görevimi yapayım; tüm hainlere, bölücülere, düşmanlara bir haber vereyim de sorumluluk üstümden gitsin. Sizler herhalde Türk’ün öfkesinin ne anlama gelebileceğini bilmiyorsunuz. Şunu da bilin ki; bu memlekette Türk’ün sabrı dolmak üzere ve o feci öfke de patlamak üzere Yandaşlarının lafına bakılırsa Abdullah Öcalan, Türk Devleti tarafından yavaşça zehirleniyormuş.
Avukatları saçından tel almışlar, bunu Fransa’ya tahlile göndermişler. Bu iddia oradan kaynaklanıyormuş. (Türkiye’nin aleyhine bir gelişme nerede olursa bakın, orada mutlaka Fransa vardır. Çok da örgütlüdürler ha.. Tam bu iddianın ortaya atıldığı günlerde Le Monde gazetesinin muhabiri Kandil Dağı’ndan izlenimler yazmaya başladı. Ne tesadüf değil mi?)
Siz hayatınızda bu iddia kadar komik bir şey duydunuz mu Allah aşkına? Bir kere onu geberteceksek, neden yavaşça yapalım ki bunu?.. Türkiye’de onun hızla öldürülmesine karşı çıkacak kimse yok bildiğim kadarıyla. Pardon; bu son cümlemi hemen geriye alıyorum. Onun öldürülmesine de karşı çıkacak ve hemen ‘Biz de Apoyuz’ diye bağıracak vatan hainleri mutlaka vardır ve hemen eyleme geçeceklerdir.
HİZMETE HAZIRIM
Bu iddiayı ortaya atanlar, Türk Devleti’ni hiç tanımıyorlar galiba. Eğer o, bir insanı ortadan kaldırmaya karar verirse böyle göstere göstere, bir avukat bozuntusuna saç telini filan çaldırta çaldırta yapmaz. Ortadan kaldırır ve kimse cesedini bile bulamaz. Hem biz Apo’yu neden ölü isteyelim ki?.. Öyle isteseydik Kenya’dan getirirken havada bitirirdik işi. Sonra da; ‘uçakta astı kendini’ ya da ‘panikledi ve kapıyı açıp 10 bin metreden aşağıya atladı’ filan derdik. Devletin solculara kızgınlığı döneminde çok sayıda genç gözaltında bu şekilde intihar etmiştir. Apo, Türk uçağında olduğunu anladığı anda ‘hizmete hazırım’ da demişti. Bu da hatırlanılsın...
Yani sevdiğinden değil, hizmeti için hayatta tutmak isteyebilir onu.
Durum böyle de, yandaşları durmadan Türkiye’yi tehdit ediyor. “Apo’ya bir şey olursa fena olur, sonuçları ağır olur” filan diyorlar. Öyle mi? Ne olur acaba söyleyin de bilelim. Ben gazeteci olarak görevimi yapayım; tüm hainlere, bölücülere, düşmanlara bir haber vereyim de sorumluluk üstümden gitsin. Sizler herhalde Türk’ün öfkesinin ne anlama gelebileceğini bilmiyorsunuz. Şunu da bilin ki; bu memlekette Türk’ün sabrı dolmak üzere ve o feci öfke de patlamak üzere. Apo’nun yandaşları tehdit ederken ‘sonuçlar fena olur’ diyorlar. Bence de öyle olur ama tahmin edemeyecekleri yerde olur. Tehditler savurarak, oyunlar düzenleyerek o öfke daha fazla kaşınmamalıdır. Bizim altımızda patlama noktasına doğru işleyen bir sosyal saatli bomba bulunuyor. O patladığı zaman Kürt-Türk hepimizi ortak olarak kaosa sürükleyecektir.
Daha önce de söyledim; oyun oynuyorlar bizim gözümüze bakarak. Korkuları yok, çünkü devlet boşluğu ve zaafı var. Çünkü devleti oluşturan unsurlar kendi aralarında kavgalı. Sokaktaki insan oyunu görüyor ama içine atıyor. İçi ne zaman tam dolar, ne zaman patlar bu belirsiz ama zamanın uzakta olmadığını ben hissediyorum. Herkes adımını denk atsın. Umarım o öfkenin sonucuna bir gün katlanmazlar. Bu bir tehdit değil ama var olan tehdidin haberi sadece. Bunlar yok diye farzedip, ‘aman bu kritik konu, konuşmayalım’ dersek sonra geri dönülmez nokta aşıldığında pişman oluruz. O zaman da Türkiye hem Türk hem de Kürt için elden gider.