« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

01 Tem

2018

İsmail Hakkı Yılanlıoğlu

01 Ocak 1970

Eski milletvekili, yazar, yayıncı

1918 yılında Kastamonu'da doğdu. Anne tarafından Bozkoca Köyü Çakaller Mahallesi'nden. Gazipaşa İlkokulu (1931), Eskişehir Lisesi (1938), Veteriner Fakultesi Askeri Kısmı (1942) Mezunu. Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde Veteriner Hekim ve Öğretmen (1942-1960).Tüccar, Şair, Çiftçi.

1961-1969 arası iki dönem Kastamonu Milletvekili olarak görev yaptı.

Şiir ve makalelerini 1938 yılından başlayarak Kopuz, Doğrusöz, Çınaraltı, Çığır, Türkeli, Devran, Orkun, Gurbet, Kürşad,Altınışık, Halka Doğru, Ocak, Özleyiş, Töre, Ötüken, Kudret, Diyanet, Millet, Hergün, Bayrak dergi ve gazetelerinde yayınlandı.

6 Temmuz 1992 tarihinde vefat etti.

ESERLERİ:

1.Müslüman Türk Çocuklarına Armağanım (Manzum Piyes,1951)
2.Meş'alem, (Şiir,1957)
3.Manzum Öğütler (Şiir,1960)
4.3 Büyük Tehlike/ Siyonizim-Komünizm- Masonluk (1968)
5.Güzel Ahlak (1974)
6.Manevi Değerlerimiz ve Yapılan Tahribat (1977)
7.Kader Yolu (İlahiler, 1977)
8.Şehid Ocağı (4 Perdelik Piyes, 1981)
9.Yol Boyunca (Şiir,1982)
10.Kocatepe Camii Nasıl Yapıldı (1987)





HAKKINDA YAZILANLAR

İsmail Hakkı YILANLIOĞLU
Prof.Dr. Necmeddin Sefercioğlu
Orkun, sayı 80

ÜLKESİNE yirmi sekiz yıl Türk ordusunun başarılı bir subayı olarak hizmet ettikten sonra, hizmetlerini siyaset ve toplum hayatına aktarıp yurt ve millet için özverili çalışmalar yaparak sürdüren bir ülkücü. İşte Yılanlıoğlu İsmail Hakkı Beğ.

Onu o zamana kadar Türkçü dergilerde çıkan yazı ve manzumeleri ile tanıyordum. Yüz yüze görüşmemiz ilk kez 1961’de gerçekleşti. O yıl Kastamonu’dan milletvekili seçilerek Ankara’ya gelip yerleşmişti. Böylece, kendisi ile tanışıp dostluk ve ülküdaşlık ilişkilerine girmem mümkün oldu. Bu ilişkiler, onun alçak gönüllülüğü ve teveccühü sayesinde, uçmağa varışına kadar aksamadan sürdü.
•••

İsmail Hakkı Beğ, 1910 yılında Kastamonu’da doğmuştu. İlk ve orta okulları doğduğu yerde bitirdikten sonra bir bölümünde parasız yatılı olarak sürdürdüğü lise öğrenimini Kastamonu, Yozgat ve Eskişehir liselerinde okuyarak tamamladı. 1938 yılında askerî öğrenci olarak girdiği Ankara Veteriner Fakültesini de 1942 yılında bitirdi. Ordunun değişik tümen ve alaylarında yirmi sekiz yıl veterinerlik hizmeti yaptıktan sonra, 1960 yılının 27 Mayısında gerçekleşen askerî darbeden sonra ordudan ayrılıp siyaset hayatına girdi ve 1961’de CKMP’den Kastamonu milletvekili seçildi. Sekiz yıl süren bu milletvekilliği sırasında CKMP Genel Başkan Vekilliği, CKMP Meclis Grubu Başkan Vekilliği, TBMM Tarım Komisyonu Başkanlığı ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreterliği görevlerinde bulundu. 1983 yılında bir süre Muhafazakâr Parti’nin Genel Başkanlığını yapt ı. Daha sonra aktif siyaseti bırakarak toplum çalışmalarına ağırlık verdi. Ankara’da bulunduğu yıllarda milliyetçi gönüllü kuruluşlarda yer ve görev almaktan geri kalmamıştı. Türkiye Milliyetçiler Birliği, Ankara Aydınlar Ocağı, Türk Ocağı, Türk Parlâmenterler Birliği, Mehmet Âkif Ersoy Kültür ve Sanat Vakfı, Türkiye Yazarlar Birliği onlar arasında idi. En etkili, başarılı ve uzun süreli hizmetleri ise, başkanlıklarını yaptığı Türkiye Diyanet Sitesi ve Kocatepe Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği ile Türkiye Diyanet Vakfı Kocatepe Camii İnşaat Kurulu’ndaki çalışmalarında görüldü. Ülkemizin cumhuriyet döneminde yapılmış en büyük anıt-mabetlerinden olan Ankara’daki Kocatepe Camisi’nin inşasına temel atımından bitimine kadar gönüllü ve özverili katkılarda bulundu. Bu anıt eserin yapımı bitirilip ibadete açılmasından sonra evini İstanbul’a taşıdı. Fakat bu taşınma, öteki bir takım Türkçülere olduğu gibi, Ona da yaramadı.1 Orada geçirdiği bir kalp bunalımından sonra yapılan tedaviler yarar sağlayamayınca 06 Temmuz 1992’de İstanbul’da uçmağa vardı. Cenazesi Kastamonu’ya götürülerek Numanlar Köyünde vatan toprağına emanet edildi.
•••

Hem dinî ve mânevî değerlere hem de Türkçülük ülküsüne gönülden bağlı olan Yılanlıoğlu ağabeyi zaman içinde çok sevdim. Derin saygı duyguları içinde bağlandığım kişilerden biri oldu. Çünkü o, özü-sözü bir Türkmen beği idi. Türklüğün ve İslâmlığın bütün üstünlüklerine sahipti. Alçak gönüllü, disiplinli, yardım sever, vefalı ve sevecendi. Üstlendiği, görev ve işleri tam bir sorumluluk duygusu içinde, eksiksiz yapardı. Çok iyi bir aile babası idi; değerli bir edebiyat öğretmeni olan evdeşi ve çocukları ile ‘mutlu bir Türk ailesi’nin tipik örneklerinden birini oluşturuyorlardı. Benim gibi onu evinde ziyaret edebilme şansını bulabilmiş olanlar, orada Müslüman ve çağdaş bir Türk evinin bütün özelliklerini bulabilirdi.

Dinine yürekten bağlı, gerçek bir Müslümandı. Kocatepe Camisinin yapımına yıllarını gönüllü olarak vermiş olması bunun açık kanıtı idi. Dinî vecibelerini aslâ aksatmazdı. Onun, Ankara’daki torunlarını her Pazar evinde toplayarak onlara dinî bilgiler verip dinin âdap ve erkânını öğrettiğinin tanığıyım. O yalnız kendi yakınlarının dinî bilgiler bakımından mücehhez ve millî ahlâkla donanmış olarak yetişmelerine çalışmakla yetinmezdi. Toplum bireylerinin aynı özellikleri kazanmasına yardımcı olmak için de yazılar, şiirler ve kitaplar yayınlardı. Görüştüğü gençleri karşılıklı veya toplu konuşmaları ve sohbetleri, istendiğinde verdiği konferanslar ile aydınlatmağa çalışırdı. Yazmış bulunduğu bir duâyı, rahmetli Ali Çankaya’nın evindeki bir mevlüt sonunda, vecd içinde okumuş, dinleyenlerin hayranlık ve takdirini kazanmıştı. Bestelenmiş bir ilâhisinin bulunduğunu da biliyorum.

Öte yandan Türkçülüğe de, yakın ülküdaşlarına ‘Kandaşım!’ diye seslenecek kadar bağlı idi. Türkçülük ile İslâmlığı birbirine zıt görenlere yaşayışı ve düşünceleri ile cevap oluşturan bir ülkücü idi. Bu iki inançla ilgili görüşlerini şu tek cümle ile özetlerdi:
“Türkler İslâmlıktan önce demirdiler, İslâm olunca çelik oldular!”

Orkun dergisinin ikinci dizisini 1960’lı yıllarda Ankara’da yayınladı. 1970’lerde iki yıl sürdürülen ve evlerde sıralı olarak yapılan, Ankara’daki başlıca Türkçülerin katıldığı aylık aile çay toplantılarının da girişimcisi ve düzenleyicisi idi.
•••

İsmail Hakkı Beğ aynı zamanda şair ve yazardı. İlk yazısı 1939’da çıkmış, bu yeteneğinin verimlerini Kopuz, Çınaraltı, Çığır, Türkeli, Orkun, Bozkurt,Kür Şad, Özleyiş, Gurbet, Bayrak, Büyük Türkeli, Töre, Ötüken gibi dergiler ile Doğrusöz, Millet, Kudret, Diyanet, Hergün gibi gazetelerde yayınlamıştı. Bazı yazılarında “Neşter” iğreti adını kullanan Yılanlıoğlu manzum ve mensur, on da eser bıraktı: Yol boyunca (1942), Meş’alem (1960), Üç büyük tehlike: Komünizm, siyonizm ve farmasonluk (1960), Güzel ahlâk (197?), Manevî değerlerimiz ve yapılan tahribat (1977), Şehit Ocağı (Oyun, 1980), Ârif hoca (?), Aklın çözemedikleri (1987), İlâhî hikmetler (1991). Ayrıca hazırladığı veya hazırlamakta olduğu, yayımlanamamış sekiz dolayında çalışması daha vardı.
•••
Bütün ömrü Türklüğü yüceltmek ve mânevî değerleri savunmakla geçmiş olan bu değerli ‘kandaş’ımızı saygı ile anıyor, ulu Tanrı’nın kendisini yarlıgayacağına yürekten inanıyorum.

DİPNOTU
1- Ondan önce evlerini Ankara’dan İstanbul’a taşıyan Hikmet Tanyu, Nejdet Sançar ve Adnan Ötüken beğler de taşınmalarından kısa süre sonra uçmağa varmışlardı.





HAKKINDA YAZILANLAR

Orkun - II (02.1962-01.1964)

Aylık Türkçü dergi. O sırada Kastamonu milletvekili olan İsmail Hakkı Yılanlıoğlu'nun girişim ve sahipliği ile Ankara'da yayınlandı. Atsız, bu derginin de “kurucusu" olarak gösteriliyordu.

Zamanla derginin boyutları ve sayfa sayıları değişikti. İlk sayılarında Kapağında logo, “Bütün Türkler bir ordu" söylemi, sayı belirteci ve yazarlar dizimi yer alıyordu. 5. sayıdan başlayarak kapakları renkli tasarımlarla yayımlanır oldu. 9. sayıda da ilk söylemin yerini “Cihan yıkılsa Türk yılmaz’, 11. sayıda ise “Tanrı Türk’ü korusun’ söylemi aldı; sonra yine ilk söyleme dönüldü. Derginin 28x20 sm. olarak öngörülen boyutu, 10. sayıdan başlanarak 34x24 sm.'ye çıkarıldı. Fiyatı 125 kuruştu.
Sahibi İsmail Hakkı Yılanlıoğlu, ilk sayılarında yazı işleri müdürü Işıksal Baltacı idi; 5. sayıdan başlayarak bu görevi Yalçın Oker, 10-11 sayılarda Nejdet Sançar, 12-15. sayılarda M. Zekeriya Kürşad üstlendi. Daha sonraki sayılarda sahibi olarak Göktürk Mehmet Uytun, yazı işleri müdürü olarak Yavuz Bülent Bâkiler görev aldı.

Orkun-Hn de yazarları olan Atsız, Nejdet Sançar, M. Zeki Sofuoğlu, Hikmet Tanyu, Tahsin Ünal, H. Fethi Gözler, Refet Körüklü, vb.'ye ek olarak Ârif Nihat Asya, Hâlide Nusret Zorlutuna, Galip Erdem, Abdülkadir İnan, Fethi Tevetoğlu, İ. Hakkı Yılanlıoğlu, Karamağaralı Halûk, Şinasi Siber, M. Fahrettin Kırzıoğlu, Basri Gocul. Mehmet Orhun, Aziz Alpaut, Yavuz Bülent Bâkiler, Göktürk Mehmet Uytun, Zekeriya Kürşad, Ziyaettin Babakurban, Mustafa Kafalı, Ali Rıza Özer, M. Zihni Hızal, Mustafa Hacıömeroğlu, Fahriye Yılanlığlu, Hocaoğlu Selâhattin Ertürk, Şinasi Sükan, Fahri Ersavaş, Necdet Kürşad, İsmail Devletkuşu, Mehmet Altınsoy, Bahri Ulaş, Fevziye Abdullah Tansel, İlhan E. Darendelioğlu, Kâmil Turan, Ziyaeddin Babakurban, Şekür Turan, Kemal Fedai Coşkuner, Abdürrahim Karakoç, Bahattin Karakoç, Aclan Sayılgan, A. Fuat Azgur, Hayrani Ilgar, iğreti adlarla Necmeddin Sefercioğlu, Reşat Candaş, İsmail S. Coşkuner, İlter Veziroğlu, Nurettin Uytun, Kemal Vehbi Gül, Yılmaz Gürbüz, Münir Tümtürk, Fuat Uluç, Hüsnü Dikeçligil, Ahmet Nihat Akay, Cevat Önder, Kâzım Hancıoğlu, İsmet Kapısız, Ramazan Demirsoy gibi birçok yazar ve şairin yazı ve şiirlerine yer verilmişti.

Derginin bir özelliği de, sıkça ‘özel sayı'lar çıkarılması ve siyaset ağırlıklı yazılara da yer verilmesi idi. İlk sayısında yayımlanan, Atsız ın yazdığı “Millî Kalkınma Programı”nın (1) Türkçüyüz, (2) Arınmış Türkçeciyiz, (3) Yasacıyız, (4) Toplumcuyuz, (5) Gelenekçiyiz, (6) Demokrasiye taraftarız, (7) Ahlâkçıyız, (8) Bilimciyiz, (9) Teknikçiyiz biçimindeki ilkelerin sonradan “9 Işık” adı ile MHP programına yansımış olması da önemli bir hizmeti idi.

Ziyaret -> Toplam : 125,50 M - Bugn : 83077

ulkucudunya@ulkucudunya.com