Hem iktidara hem muhalefete 24 Haziran’ın mesajı
İbrahim Kiras 01 Ocak 1970
24 Haziran sonuçları, her şeyden önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP lideri Bahçeli’nin ortak başarısı. İki liderin teşkil etmiş olduğu Cumhur İttifakı hedeflenen sonuca ulaştı. AK Parti oylarının son genel seçime oranla belirli bir düşüş göstermesine rağmen ittifak sayesinde Cumhurbaşkanlığı seçiminde başarı yakalandı; ayrıca iki partinin Meclisteki toplam sandalye sayıları da çoğunluk oranını koruyacak seviyede.
Dolayısıyla AK Parti ile MHP arasındaki mevcut siyasi uyum sürdürüldüğü takdirde yönetimde istikrarın muhafazası önünde bir engel yok. Zira birinin eksiğini diğerinin tamamladığı fonksiyonel bir koalisyon bu.
Nitekim, MHP’nin oylarının bu seçimde herkes için sürpriz olacak şekilde artış teşkil etmesi büyük oranda AK Parti’nin seçmen kitlesi içinde küskün diye tabir edilen kesimin -uzak bir adrese gitmek yerine- sitem mesajını partisine fazla zarar vermeden dile getirme yolu olarak ittifakın diğer ortağına yönelmiş olmasıyla açıklanmalı. İki partinin tabanlarının sosyo-kültürel benzerlikleri, hatta ortaklıkları da bunu kolaylaştıran bir faktör elbette.
***
Bu seçimin kaybeden tarafının ise başta CHP olmak üzere muhalefet partileri olduğunu söylemeye bile gerek yok. CHP’nin cumhurbaşkanı adayı İnce çok başarılı, göz dolduran bir seçim kampanyası gerçekleştirmiş olsa da bunun sandığa yansıması gerektiği seviyede olmadı.
CHP adayı her şeyden önce AK Parti tabanından pek oy alamamış görünüyor. Bu olmayınca kendi oylarını artırması için zaten fazla bir kaynak kalmıyor. HDP tabanından cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP adayına destek geldiği anlaşılıyor; keza bir kısım CHP seçmeninin de milletvekili seçiminde -barajı aşabilsin diye- HDP’ye oy verdiği görülüyor.
Bunun anlamı ana muhalefet partisinde uzunca süredir uygulamaya çalışılan muhafazakâr kesimlerle barışma politikasının henüz meyve verecek kıvama gelmediğidir. Muhafazakâr-milliyetçi tabanla devam eden sosyo-kültürel uyumsuzluklar sebebiyle oy geçişkenliği büyük oranda sol duyarlığı sahip kesimlerle sınırlı kalıyor, sağdan oy çekemiyor.
Bu yetmiyormuş gibi, “daha sağdaki” partiler de CHP’den oy çekebiliyor. Kendisini merkez parti olarak konumlayan İYİ Parti, kurucuları MHP kökenli olduğu için sağdaki partilerden oy çalmaya yönelmesi beklenirken, milli ve dini motiflerden ziyade seküler ulusalcı motifler kullanarak büyük oranda CHP’den oy alması bilhassa Millet İttifakı açısından talihsiz bir durum. Yani dışarıdan oy çekmek yerine kendi üyeleri arasında oy alışverişi yapan bir ittifak tablosu muhalefetin seçim başarısızlığının en önemli etkenlerinin başında geliyor.
***
Ne var ki Millet İttifakı’nın hedefine ulaşmasını sağlayabilecek seviyede bir seçmen teveccühüne mazhar olamayışı öncelikle alternatif bir Türkiye vizyonu ortaya koyma konusundaki yetersizliği yüzünden.
Seçimden önceki son yazımda da bunu anlatmaya çalışmıştım: “Hem devletin çarklarını döndürmek konusunda hem de toplumdaki dengeleri sürdürmek bağlamında AK Parti’yi aratmayacak bir alternatif ortada görünmediği için” yaşanan sıkıntıların muhalefete iktidar yolunun açılmış olduğu anlamına gelmeyeceğini ifade etmiştim. Yine bir süre önce de CHP’nin cumhurbaşkanı adayı İnce’nin ilgi çeken kampanyasına rağmen asıl yapması gereken şeyin 25 Haziran gününün Türkiye vizyonunu topluma anlatmak olduğunu hatırlatarak, “Tamam, güldük eğlendik ama artık sadede gelelim” demiştim. İnce sadede gelemedi, İYİ Parti lideri Akşener de detaylara takılıp kaldı ve üstelik son düzlükte hız kesti. Saadet lideri Karamollaoğlu da toplumda uyandırdığı ilgiyi -belki de zaten “ittifakın küçük ortağı” olduğu için- oya dönüştürmeyi başaramadı. Bu noktada “Saadet’e verilen oylar CHP’ye gidecek” propagandası da etkili olmuş olmalı ki AK Parti’nin kaybettiği 7 puan Saadet yerine çoğunlukla MHP’ye gitmiş görünüyor.
***
Ancak siyaset tek kanatla uçması mümkün olmayan bir kuş. İktidar ne kadar güçlü olursa olsun aynı oranda güçlü bir muhalefetin mevcudiyeti de vazgeçilmez bir ihtiyaç.
Bundan sonraki süreçte hem iktidar blokunun hem de muhalefet partilerinin seçmenin mesajını -bir kere daha!- titizlikle değerlendirip millet iradesinin temsil kalitesini artırmaya çaba göstermeleri gerekiyor. 24 Haziran seçiminin sonuçları ülkemize ve milletimize hayırlı olsun.