Muhalefetin bir numaralı sorunu medyadır
KADRİ GÜRSEL 01 Ocak 1970
Bu haftanın en önemli haberi neydi?
CHP’de yeniden başlayan iktidar mücadelesi mi?
Hayır...
“Millet İttifakı”nın dağılması mı?
Hayır.
İktidar medyası bu haberleri köpürterek verdi ama haftanın en önemli haberini gizledi.
Haftanın en önemli haberi, Türkiye İstatistik Kurumu’nun her ayın üçüncü günü yaptığı gibi, 3 Temmuz’da açıkladığı enflasyon verileriydi.
Yıllık enflasyon oranı yüzde 15.39’a ulaşmıştı.
Enflasyon oranı son 14 yılın en yüksek seviyesine tırmanarak rekor kırmıştı. Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda aylık artış bile yüzde 5.98 idi.
En önemli haber buydu hiç kuşkusuz.
4 Temmuz tarihli gazetelerin birinci sayfalarında bu haberin nasıl gösterildiği ya da çarpıtıldığı, Türkiye’de medyanın iktidar nezdindeki konumlanışı açısından kriter oluşturdu.
4 Temmuz tarihli matbuatın birinci sayfalarına bakarak bunlardan hangisinin gazete, hangisi mevkute, kaçının da iktidarın dezenformasyon organı olduğu hakkında kesin bir hükme varmak mümkündür.
Muhalefet bilsin ki medyanın vahameti karşısında kendi çözümlerini üretmeden, sadece koşulların adaletsizliğinden şikâyet ederek siyaset yapmayı sürdürmesi halinde, emeğini boşa harcamakla kalmayacağı gibi, ülkeye yazık olmasını da önleyemeyecektir.
Gazete okurları hatırlar; eski yazı işleri masaları “Mutfakta yangın” diye başlık atarlardı... 4 Temmuz tarihli Saray medyası ise bugünkü yangını okurun algısında söndürmek için kullanıldı.
Başlıklar, George Orwell’in 1984’ündeki, asıl görevi gerçekleri çarpıtmak ve dezenformasyona dayalı propagandayı yönetmek olan “Gerçek Bakanlığı”nın elinden çıkmış gibiydi.
Sabah gazetesinin sürmanşetindeki başlık, “Emekliye enflasyon zammı” idi. Altında, “SSK ve Bağ-Kur emeklilerine enflasyon oranıyla bağlantılı yüzde 9.17 zam yapıldı” yazıyordu.
Yeni Şafak bu “haber”i bir cümlelik bir satıra sıkıştırmış, onu da birinci sayfasının dibine indirmişti: “Emekli ve memura enflasyon zammı”...
Star’daki “haber”, sürmanşetin sol köşesine konulmuştu: “Memur emeklisi 8.65, işçi 9.17 zam alacak.” Yıllık enflasyonun rekor kırdığından hiç bahsedilmiyordu.
Takvim sürmanşete çıkmıştı: “Emekliye yüzde 9.17 zam.” Akşam da öyle: “SSK emeklisinin en düşük maaşı 1712 TL oldu.”
Saray matbuatı, 15.39’luk rekor enflasyon oranını birinci sayfadan göstermeyip sadece ücret artışlarından bahsetme kurnazlığıyla, iktidarı enflasyonun zararlı siyasi etkilerinden korumaya çalıştı. Ücret artışlarının düşük yüzdeleri aslında halkın enflasyona nasıl ezdirildiğini anlatıyordu ama okurun bunu ilk bakışta görmesi için haberin enflasyon oranıyla birlikte verilmesi icap ederdi.
İktidar matbuatının enflasyon algısına karşı 4 Temmuz’da yürüttüğü mücadelede diğer kümeyi de, haberi birinci sayfalarından, içinde “enflasyon” sözcüğü geçen başlıklarla ve fakat yan sütun altlarında kibrit kutusu kadar küçülterek verenler vardı: Hürriyet (Enflasyonda 14 yıllık zirve), Posta (Yıllık enflasyon belli oldu), Türkiye (Enflasyon can sıktı) ve basılı yayın hayatına son veren HaberTürk (Enflasyon 15.39’la zirve yaptı)...
Dev gibi haberi “bir”den küçücük gösterip veriyormuş gibi yaparken, aslında gizlemeye çabaladılar.
Türkiye’de halkın en önemli enformasyon kaynağının açık ara televizyon olduğu malum ama yine de iktidar matbuatının birinci sayfalarını örnek gösterdim... Gazetecilik kaygısı olmadan yapılmış birinci sayfa mizanpajları siyasi gündemlerin aynasıdır. İktidar mevkutelerinin birinci sayfaları da iktidarın gündemini, duygu ve düşünce halini anlatıyor.
Evet, iktidarın gazeteleri, televizyonları ve internet siteleri, hep birlikte dezenformasyon yapıyorlar. Gerçek sahipleri, medya endüstrisinin tamamını kontrol ettiğinden halk ve özellikle de iktidarın seçmeni, ya olan bitenden habersiz, ya da olanı yanlış biliyor.
Muhalefetin mitinglerle, halka erişimi sınırlı sosyal medyayla diğer seçmen gruplarına ulaşma imkânı yoktur.
Bugün bir iktidar gazetesinin Muharrem İnce’yle röportaj yapmasına tek nedenle izin verilmiş olabilir: Muharrem İnce gündemde kalsın ve seçim sonrasında CHP’nin içi daha da karışsın diye... İktidarın şimdi işine geldiği içindir, demokrasi olduğundan değil.
Kaliteli televizyon yayıncılığına düzenli erişimi olmayan bir muhalefet, bundan sonraki ilk seçimlerde, enflasyona ve ekonomik krize iktidarın neden olduğunu iktidarın seçmenine anlatamayacaktır.
Liderlik, Kartacalı komutanın dediği gibi bir yol bulmayı ya da bir yol açmayı gerektirir. Yoksa, sıkışılan yerde particilik yapıp iktidarın meşruiyet sağlayıcısı olmaya devam edilecektir.