« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

30 Tem

2018

Merkez Bankası'ndan piyasaları şaşırtan karar

Aram Ekin Duran 01 Ocak 1970

Merkez Bankası faiz oranlarında değişikliğe gitmeyerek, en az 1 puanlık faiz artışı bekleyen piyasaları şaşırttı. Dolar kuru 4,77’den 4,90 seviyelerine çıktı. Borsa İstanbul ise yaklaşık yüzde 3 değer kaybetti.



Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) Temmuz ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından çıkan faiz kararı, piyasaları şaşırttı. Merkez Bankası, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 17,75 düzeyinde sabit tutulmasına karar verdi.

Faiz kararı sonrasında, birkaç dakika içinde Türk Lirası yüzde 3’e yakın değer kaybederken, dolar kuru 4,90 seviyelerine çıktı. Borsa İstanbul’da ise hisse senetlerinin değer kaybı yüzde 3’ü buldu.

Piyasa beklentisi boşa çıktı

Gerek yurtiçi gerekse yurtdışı yatırımcılar ve ekonomistler, Merkez Bankası’nın en az 100 baz puanlık artış yapmasını bekliyordu. Merkez Bankası, 7 Haziran’da gerçekleştirdiği bir önceki PPK toplantısında 50-100 baz puan artışına gidileceği yönündeki beklentilerin ötesine geçerek politika faizinde 125 baz puan artışına gitmişti.

24 Haziran seçimleri sonrasında gerçekleştirilecek ilk PPK toplantısından çıkacak faiz kararı ise, Merkez Bankası ve yeni ekonomi yönetimi açısından bir "güven oyu" olacaktı.

Başkanlık sistemi ile beraber, ekonomi yönetiminin Saray’da toplanması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası bağımsızlığını tehdit ettiğine dair endişelerin bugünkü faiz kararı ile yumuşatılması bekleniyordu. Öyle ki uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları JP Morgan ve Morgan Stanley, bugünkü toplantıdan 125 baz puanlık faiz artışı beklediklerini açıklamışlardı. Ancak Merkez Bankası faizlerde artışa gitmeyerek bu tahmin ve beklentileri boşa çıkarmış oldu.

Merkez'den "büyüme" vurgusu

Merkez Bankası tarafından PPK toplantısından sonra yapılan yazılı açıklamada, iç talebe dair yavaşlama sinyallerinin arttığına vurgu yapılarak, büyümede bozulma olduğuna işaret edildi. Bunun yanında enflasyon üzerindeki baskıların da risk oluşturmaya devam ettiğine işaret edilen açıklamada, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

"Merkez Bankası fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları, para politikası kararlarının gecikmeli etkileri, maliye politikasının dengelenme sürecine vereceği katkı ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir.”

Albayrak’ın güvenilirliği yara mı aldı?

DW Türkçe’ye konuşan ekonomistler, Merkez Bankası’nın giderek yükselen enflasyonla mücadele yerine büyümeye odaklandığına işaret ediyor. Ekonomistlere göre, Merkez’in kararı sonrasında Berat Albayrak yönetimindeki yeni ekonomi yönetiminin uluslararası yatırımcılara yönelik "piyasa dostu" söylemleri ciddi darbe almış oldu.

Merkez Bankası’nın faiz kararını DW Türkçe’ye değerlendiren ekonomist Mustafa Sönmez’e göre, Merkez Bankası asli görevi olan fiyat istikrarı yani enflasyonla mücadele etmek yerine, uzun süredir yaptığı gibi büyümeyi gözeten bir politika sürdürme kararı aldı.

Merkez Bankası’nın faiz artırmayarak piyasaları adeta "ters köşeye" yatırdığını dile getiren Sönmez, “Oysa bu faizlerle, bu kurlarla zaten ülkeyi büyütemezsiniz. Aksine ciddi bir küçülme ve çöküşe sürüklersiniz” diyor.

“Faiz kararı Saray’dan çıktı”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomi yönetiminin başına getirdiği damadı Berat Albayrak’ın son dönemlerde gerek yurt içinde gerek yurtdışı seyahatlerinde "piyasaların gerisine düşmeyeceğiz", “piyasalarla kavga etmeyeceğiz” şeklindeki açıklamalarına dikkat çeken Mustafa Sönmez, “Bu faiz kararı sonrasında Türkiye’nin borç aldığı piyasalar ve ekonomi aktörleri açısından Albayrak’a olan güvenin önemli ölçüde yara aldığını söyleyebiliriz” diye konuşuyor.

Merkez Bankası’nın bir kez daha Saray’ın söylemlerine uygun bir politikayı tercih ettiğini vurgulayan Sönmez, şunları söylüyor:

“Şu anda Türkiye’de neden faiz artırılmadığının bir yanıtı yok. Enflasyon mu düşüyor? Yatırımlar mı artıyor?.. Bu kararın tamamen Saray’dan çıktığını söyleyebiliriz. Uluslararası yatırımcı zaten yeni yönetime mesafeli bakıyordu. Şimdi iyice güven bunalımı yaşanacak.”

Şimdi ne olacak?

Merkez Bankası’nın faiz kararı, ilk etkisini birkaç dakika içinde döviz ve borsa piyasalarında gösterdi. Son bir yılda dolar karşısında yüzde 38 değer kaybeden Türk Lirası’ndaki erimenin son faiz kararıyla birlikte artması bekleniyor.

Kurdaki artış enflasyona da olumsuz yansıyor. Kurlarda yaşanacak yüzde 10 artışın enflasyona 1,5 puanlık etki yaptığı hesap edilirse, yüzde 20’lere varan enflasyonun yeni dönemde artış eğilimini sürdüreceğini söylemek mümkün.

Bununla birlikte kurlardaki artış yüksek döviz borcu olan Türk şirketlerin bilançolarında ağır tahribata neden oluyor. Bu durum da yatırımların daha da yavaşlamasına ve işten çıkarmaların görülmesine neden olabilir.

DW Türkçe’ye konuşan Ekonomist Haluk Bürümcekçi, “Enflasyonun daha ne kadar yükseleceği belirsizken, oluşan piyasa beklentisinin karşılanmaması olumsuz oldu” diyor. Merkez Bankası’nın açıklamasında "büyüme" vurgusu yapmasının da piyasa oyuncuları tarafından olumsuz algılanacak bir nokta olduğunu kaydeden Bürümcekçi, şöyle konuşuyor:

“Cari açık giderek yükselirken, şirket borçluluğu giderek artarken, Merkez Bankası enflasyonu değil de büyümeyi önemsediğini söylemiş oldu. Yani bir anlamda Merkez, büyümeyi gerekçe göstererek durdu. Dolayısıyla yeni dönemde de ekonomi yönetiminde hiçbir şeyin değişmediği ortaya çıkmış oldu.”

Deutsche Welle Türkçe


Ziyaret -> Toplam : 125,28 M - Bugn : 37841

ulkucudunya@ulkucudunya.com