Türk Ekonomisi Nereye Gidiyor?
Dorian Jones 01 Ocak 1970
İSTANBUL —
Uluslararası yatırımcılar Türk Merkez Bankası’nın Salı günü yapacağı toplantıyı bekliyorlardı. Bu toplantıyı Merkez Bankası, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan bağımsız hareket edebilecek mi edemeyecek mi bir test olarak görüyorlardı. Erdoğan son dönemde yetkilerini arttırdı ve bazı çevreler İslamcı bir gündeme sahip olduğu eleştirisinde bulunuyor.
Türk lirası, Merkez Bankası’nın, Erdoğan’ın sıradışı politikalarını uygulayacağı endişesiyle sert şekilde yükseldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 2016 yılında İslami bankaların ülkedeki bankaların dörtte birini oluşturması çağrısında bulundu. Erdoğan sert bir biçimde faiz oranlarına karşı çıkıyor ve faizi tüm kötülüklerin anası olarak nitelendiriyor. Erdoğan, ekonominin genel uygulamalarından olan faizlerin yükselmesinin enflasyonu düşüreceği söylemine karşı çıkıyor.
Yatırıcımlar, yüksek büyümeye sahip Türkiye’de, Merkez Bankası’nın yüzde 15’in altında olan faizleri yükseltmesini ve tırmanışa geçen enflasyonu dizginlemesini bekliyor.
Nomura Securities firmasından ekonomist İnan Demir, Merkez Bankası’nın faizleri yükseltme imkanını yakalayamaması halinde piyasaların bunu negatif algılayacağını söylüyor. Demir’e göre faizler yükselirse piyasalar bunu yeni yönetimin piyasa dostu ilk adımı olarak görecek.
Yatırımcılar Türk lirasının yılbaşından bu yana yüzde 30 civarında değer kaybettiğini gördü. Bu duruma ek olarak Erdoğan’ın geçen ayki seçimlerle tüm yetkileri eline alması da kaygı uyandırdı.
Seçim kampanyası süresince Erdoğan, bağımsız Merkez Bankası da dahil olmak üzere tüm ekonominin yönetimini kendi eline alma sözü verdi. Seçimlerin ardından damadı Berat Albayrak’ı maliye bakanı olarak ataması uluslararası yatırımcılar arasındaki kaygıları daha da arttırdı.
Daha önce Albayrak da Erdoğan’ın faizlerle ilgili söylemlerine destek vermişti. Yeni kabine ilan edildiğinde Mehmet Şimşek ve Naci Ağbal gibi ekonominin genel kurallarını savunan isimlerin yönetimde yer almaması da yatırımcılar tarafından dikkatle takip edildi.
Merkez Bankası’nın faiz politikası konusundaki belirsizlik, yatırımcıların Ankara’nın sıradışı kararlar alabileceğine dair endişelerini arttırıyor. Bunlar arasında paranın Türkiye dışına çıkarılmasını önlemeye yönelik kararlar alınacağı endişesi de yer alıyor.
Demir de yatırımcıların, paralarının yurtdışına çıkarılmasına engel olacak yasalar gelip gelmeyeceğini sorduklarına dikkat çekiyor. Demir’e göre eğer Türk lirasının değer kaybına karşı Merkez Bankası tarafından bir para politikası uygulanmazsa bu durumda yatırımcılar en kötü senaryoyu, yani yatırımların Türkiye dışına çıkarılmasına izin verilmemesi durumunu konuşmaya başlayacak. Demir bu tarz kaygıların, ülke dışına para çıkışını hızlandırdığını, bunların da bu tarz kehanetlere yol açma tehlikesi olduğunu belirtiyor.
Uzmanlar böyle bir kararın ekonomik açıdan intihar anlamına geleceği uyarısında bulunuyor. Bu durumun ayrıca Türkiye’nin kredi notunu kötü etkileyeceğini, bunun da aylık 5 milyar dolarlık borç alabilme ve bu sayede kısa dönemli borçları çevirme ve cari açığı sürdürebilme durumunu ortadan kaldıracağını söylüyorlar.
Son günlerde Albayrak Merkez Bankası’na destek veren açıklamalar yaparak yatırımcıların kaygılarını azaltmaya çalıştı. Albayrak, etkili bir Merkez Bankası hedeflediklerini, Merkez Bankası’nın finansal piyasaları doğru şekilde yönlendireceğini ve yabancı yatırımcılar açısından Türkiye’nin bir daha bu kadar cazip olmayacağını söyledi.
Albayrak, Türkiye’nin yatırımcı dostu olduğu mesajını verirken, Buenos Aires’teki G20 zirvesine katıldı ve orada uluslararası saygınlığa sahip ekonomi uzmanları ve diğer ülkelerin finans bakanlarıyla biraraya geldi.
Bu sırada Erdoğan da yatırımcıları kaygılandıran şekilde faizlere karşı tavrını dillendirmekten kaçındı.
Ancak uzmanlar söylem değil eylem gerektiği şeklinde uyarıda bulunuyor ve atılacak adımların finans piyasalarının Türkiye’ye karşı nasıl tepki vereceği konusunda belirleyici olacağını belirtiyorlar. Uzmanlara göre Merkez Bankası’nın faizleri yükseltmesi, uluslararası yatırımcılar gözünde Albayrak’ın söylediklerine güveni arttırabilir.
Demir de bu şekilde Albayrak’ın imajını düzeltebileceğini söylüyor.
Öte yandan Türkiye’deki faiz oranları yüzde 17’nin üzerinde ve bu da gelişmiş ülkeler arasındaki en yüksek faiz oranı. Daha sonra yapılacak faiz artışları beraberinde başka sorunlar da getirebilir.
GlobalSource Partners’tan siyasi analist Atilla Yeşilada, Türk özel bankalarının bu ortamda daha fazla borçlanmadıklarını, çünkü geri ödemelerin zor olacağını söylüyor. Yeşilada’ya göre bu durum da ekonomik büyümeye zarar verecek.
Hem Türk şirketleri hem de Türk halkı yüksek borçlara sahip durumda. Uzmanlar yıl sonu itibariyle resesyon değilse bile ekonomide bir yavaşlama bekliyor.