‘Türk-Amerikan İlişkilerinde Anahtar Rahip Brunson Kilit İran’
Hilmi Hacaloğlu 01 Ocak 1970
İSTANBUL —
Türkiye’nin eski Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu, “Türkiye ile ABD ilişkileri daha önce de defalarca gerginleşti. 1964 Johnson mektubu, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında ambargo, 1 Mart tezkeresi ve çuval olayı hızla akla geliyor. Ancak iki ülke ilişkileri daha önce hiç bu kadar gerilmemişti. Çünkü ikili ve çok taraflı bölgesel sorunlar üst üste birikti” diyor.
2001-2006 yılları arasında Washington’da görev yapan Loğoğlu, 1 Mart tezkeresi döneminde yaşanan krizle bu sürmekte olan gerilimin birbirinden farklı olduğunu söylüyor: “Spekülasyon diyorum veriler ve geçmiş birikimler ABD’nin başkanı Donald Trump, Türkiye’nin cumhurbaşkanı da Recep Tayyip Erdoğan olduğundan bu krizin nasıl evrileceğini öngörmek zor. Ancak şu kadarını söyleyeyim iki ülke ilişkilerinde bir kopuş olmayacak ama açılacak yaraların kapanması çok daha zor olacak.”
İki ülke arasında görünürde en büyük kriz, “FETÖ’ye üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” ve “casusluk faaliyetinde bulunmak” suçlamalarıyla 35 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanan İzmir Diriliş Kilisesi rahibi Andrew Craig Brunson’ın henüz serbest bırakılmamış olması. 19 ayı aşan tutukluluğun ardından İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararla cezaevindeki tutukluluğu ev hapsine çevrilen Rahip Brunson’ın halen Türkiye’den çıkamıyor olması hem ABD Başkanı Trump’ın hem de Başkan Yardımcısı Pence’in Ankara karşıtı sert sözlerine neden oldu.
AKP’li Ünal: “ABD’nin Brunson üzerinden tehditler savurması kabul edilemez”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’ndan sonra bugün de AKP Parti Sözcüsü Mahir Ünal, ABD’den gelen tehditvari açıklamalara tepki gösterdi.
CNN Türk televizyonunda değerlendirmelerde bulunan Ünal, “15 Temmuz'dan sonra Amerika'dan suçluların iadesi anlaşması çerçevesinde talep ettiğimiz, anlaşmanın 9. ve 10. maddesinin gereklerini Amerika yerine getirmiş midir? Hayır. Biz daha o dönemde FETÖ elebaşıyla ilgili ‘Gereğini yapın’ dedik. Yapıldı mı? Hayır. Biz bütün sorumluluklarımızı yerine getirmemize rağmen, hem Suriye'de terör örgütüne silah yardımına tutun da, hemen bizim sınırımızda PKK'dan milis gücü oluşturma cüretine maalesef Amerika kalkıştı. Rahip Brunson üzerinden Türkiye'ye Twitter üzerinden tehditler savurulması kabul edilemez” dedi.
Tamer Korkmaz’dan Brunson iddiası
Rahip Brunson konusu, özellikle hükümete yakın gazetelerde çokça tartışıyor. Bugün Yeni Şafak gazetesi köşe yazarı Tamer Korkmaz, Brunson’ın CIA istasyon şefi olduğunu iddia etti.
Korkmaz yazısında, “O, bir papaz değil, CIA ajanıdır! Papazlığı yahut ‘din adamlığı’ sadece bir maskeden ibarettir. Hocaefendi’nin ‘ilk yabancı teknik direktörü’ Graham Fuller, 1964 yılından itibaren Türkiye’de hangi sıfatla bulunmuşsa Andrew Craig Brunson da 15 Temmuz’daki darbe kalkışması sırasında aynı konumdaydı: CIA’in Türkiye’deki istasyon şefi. Beyaz Saray-Trump’tan Pence’e kadar- peş peşe tehditler savuruyor: Hadlerini ziyadesiyle aştılar. Ankara ise gerekli karşılıkları veriyor. Yine de yetmez, bu tehditlere asla boyun eğilmemelidir” dedi.
Tıpkı Korkmaz’ın yazısında olduğu birçok televizyon ekranında Brunson hakkındaki iddianamede yer alan casusluk iddiası dile getiriliyor. Ancak henüz hiçbir devlet yetkilisi bu iddiayı sahiplenmiş değil.
“Danışıklı dövüş olabilir”
Loğoğlu ise Brunson meselesinde iki ülkenin er ya da geç bir mutabakata varacağı kanaatinde: “Rahip Brunson neden bu kadar önemli? Çünkü ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ve ABD Dışişleri Bakanı Mike Pence, evanjelist. Başka bir değişle radikal dinci. Bizdeki radikal İslamcılar neyse Amerika’daki radikal dinciler de o. Bir de biliyorsunuz Kasım’da ara seçimler var. ABD’de 1 milyon civarında evanjelist seçmen var. Bu da seçimlerde bir koz. Temennim bu işin görüşülerek çözülmesi. Duruşmadan sonra tahliye kararı, avukatın itirazı ile geldi. Şimdi avukat bu şartlı tahliye kararına da itiraz etti. Bir danışıklı dövüş olabilir.”
“İki ülke arasında asıl sorun İran”
Rahip Brunson’ın ev hapsi, Türk-Amerikan ilişkilerinde yaşanan geriliminin simge meselesi olarak görülse de bunu ‘küçük bir ayrıntı’ olarak değerlendiren Loğloğlu’na göre, asıl büyük kriz İran yaptırımları: “Türk Amerikan ilişkilerini asıl etkileyecek sorun, İran yaptırımları. Türkiye’nin şu ana kadar yaptığı açıklamalar doğrudur. Çavuşoğlu ‘Uymayacağız’ dedi. ABD’nin yaptırımları Kasım ayından itibaren petrol ve doğalgaz alımlarını da kapsayacak. Türkiye sıradan bir ülke değil. Rusya ve Fransa’dan farklı İran’ın bire bir komşusu. Asırlar boyudur barış içinde yaşıyor. ABD’nin haksız hukuksuz bir irade beyan etmesini doğru bulmuyorum. Yaşanan krize rağmen iki ülke dışişleri bakanları iki defa görüştüler, bir defa daha da görüşecekler. Ama İran’a yaptırımlarda kararlı. Türk Amerikan ilişkilerinde simgesel anahtar Rahip Brunson, kilit ise İran’dır.”