Prof. Boratav: Erdoğan, bankaların batışına göz yummamak için IMF’ye gidecek
01 Ocak 1970
Prof. Dr. Korkut Boratav, Türkiye'nin ödemeler dengesi krizi yaşadığını, bunun bir finansal krize dönmemesi ve banka iflaslarının önlenmesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yönetiminin IMF'e gitmek dışında alternatifinin olmadığını söyledi.
DW Türkçe'ye konuşan Prof. Dr. Korkut Boratav, Türkiye'nin finansal krize doğru gittiğini belirterek "Mehmet Şimşek olsaydı, hızlı bir faiz ayarlamasıyla birlikte, dövizi dalgalanmaya bırakıp, şirketlerdeki daralma ve iflasları göze alıp, bankalara yansımasını önlemeyi önerirdi. Bankalara yansımasının önlenmesinin ana yöntemi IMF programıdır" görüşünü dile getirdi.
"IMF, 2000'de banka borçlarının hazine garantisine alınmasını uygulattı. Yunanistan'da aynı şeyi uyguladılar. IMF doktrininde bu mümkündür. IMF kredisi banka borçlarının ödenmesine tahsis edilir, devlet kemer sıkar" ifadesini kullanan Boratav, sözlerine şöyle devam etti:
"Siyasete ve medyaya hakim olan Cumhurbaşkanı ve kadrosu bu büyük teslimiyeti, bir zafer şeklinde de Türkiye kamuoyuna sunabilir. Belki de muvaffak olur. Bankalara da sirayet eden bir büyük finansal çöküntüyü siyaseten kaldırabilir mi? Önünde bir engel olmayacak ki. Normali IMF'ye gitmektir, siyaseten de bunun altından kalkabilir. Bankaların batışına göz yummamak için IMF'ye gidecek. Bunun alternatifinin olduğunu sanmıyorum."
Berliner Zeitung: Erdoğan, Almanya'ya yardım istemeye gelecek
Türkiye'nin ekonomik krizin eşiğinde olduğunu yazan Berliner Zeitung gazetesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yardıma ihtiyacı olduğu için Almanya'ya gideceği görüşünde.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya'ya yapacağı ziyaret, Türk ekonomisinin durumu Alman gazetelerinde öne çıkan yorum konuları.
DW Türkçe'nin aktardığı habere göre, Berliner Zeitung gazetesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yardım istemek için Almanya'ya geleceğini yazdı.
"Ortadoğu ile Avrupa arasındaki en önemli tampon bölge olan Türkiye'nin istikrarsızlaştırılmasını kimse arzulayamaz. Yine de Almanya Cumhurbaşkanı'nın otokrat lidere yakınlık göstermekte acele etmesi yadırganacak bir durum" denilen Berliner Zeitung haberinde, şu ifadelere yer verildi:
"Peter Steudtner, Meşale Tolu ve Deniz Yücel'in rehinelik krizi sanki unutulmuş gibi. Devlet ziyaretinde yine rehineler konu edilecek. Erdoğan Almanya'ya iltica etmiş olan darbeci olarak tanımladıklarının iadesini isteyecek. Karşılığında muhtemelen siyasi tutuklu olarak alıkoyduğu yedi Alman vatandaşının serbest bırakılmasını önerecek. Almanya böyle bir pazarlığa oturamaz, oturmak zorunda da değildir. Çünkü Türkiye ekonomik krizin eşiğinde sendeliyor. Türkiye Cumhurbaşkanı yardıma ihtiyacı olduğu için Berlin'e geliyor."
'DIŞ BORÇ YÜKÜ ALTINDAKİ TÜRKİYE, LİRA'NIN DEĞER KAYBETMESİNE GÖZ YUMAMAZ'
Frankfurter Allgemeine Zeitung da, Türkiye'nin ekonomik durumuna ayırdığı yorumda sıkıntıların nedeninin sadece dış ilişkilerdeki gerginlikte aranamayacağını belirtti:
"Türk hükümeti enflasyon oranını yeniden yüzde 10'un altına çekmesini umduğu yeni ekonomi politikalarının taslağını açıkladı. Türk Lirası Ocak ayından bu yana Dolar karşısında yaklaşık üçte bir oranında değer kaybına uğradı. On yıl vadeli devlet tahvillerinin faizi yüzde 18.5'le kredi notu düşük kalkınma halindeki ülkeler düzeyine geldi. Çalkantıları sadece Türkiye ile ABD arasındaki anlaşmazlığa bağlamak işin kolayına kaçmak olur. Türkiye belli bir süredir yabancı yatırımcıyı ürküten uygulamalara başvuruyor. Yüksek dış borç yükü altındaki Türkiye, Lira'nın değer kaybetmesine göz yumamaz. Aksi takdirde dövizle borçlanmış olan işletmelerin ve bankaların durumu sarsılır."