'ABD ve Türkiye Arasında Diplomatik Kanalların Hala Açık Olması Önemli'
Begüm Dönmez Ersöz 01 Ocak 1970
WASHINGTON —
Türkiye ve Amerika arasında yaşanan krizde çözümün adresi başa baş bir Trump-Erdoğan görüşmesi olabilir mi? Türkiye’den Amerika ile krizin tırmandığı dönemde Avrupa Birliği ile yapılan diplomatik hamleler ne anlama geliyor? Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nda Obama döneminde müsteşar yardımcısı olarak görev yapan Brookings Enstitüsü Araştırmacısı Amanda Sloat Amerika’nın Sesi muhabiri Begüm Dönmez Ersöz’ün sorularını yanıtladı.
Trump ve Erdoğan arasında ikili görüşme olabilir mi?
Türkiye ve Amerika arasındaki ilişkilerde yaşanan krizde tansiyon düşmüyor. İki taraf arasındaki temaslardan bir sonuç çıkmamasıyla birlikte söylemdeki sert ton daha da tırmandı. Amerikan Başkanı Trump Türkiye için “Dost ülke gibi davranmadılar” diyerek Türkiye’ye yüklendi. Peki gelinen aşamada krizin çözümü için Trump ve Erdoğan arasında ikili bir görüşme olabilir mi?
Amanda Sloat: "Bence iki taraf arasında diplomatik kanalların hala açık olması önemli. Washington’da Türk heyeti temaslarda bulundu. Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton Türkiye’nin Büyükelçisi ile görüştü. Trump ve Erdoğan arasında da BM Genel Kurulu marjında pekala ikili bir görüşme olabilir. Ancak öyle bir olası görüşmeye kadar önümüzde 5-6 hafta var. Trump içinse Brunson meselesinin bir an önce çözmenin çok önem taşıdığı net şekilde görülüyor. Amerika açısından çizgi çok net. Brunson’ın Amerikan topraklarına yeniden döndüğünü görmek istiyor. Eğer Türk tarafı bunun ne zaman ve nasıl olacağını görüşmeye istekliyse, diplomatik kanallar hala işe yarayabilir. Ama Türk tarafı buna olumsuz bakarsa, o zaman Amerikan Yönetimi Türkiye üzerindeki ekonomik baskıyı istediğini alana kadar daha da arttıracaktır."
Türkiye uluslararası destek arayışında
Türkiye Amerika ile hem siyasi hem de ticari olarak karşılıklı yaptırımlarla tırmandığı dönemde yüzünü Avrupa Birliği ülkelerine döndü. Cumhurbaşkanı Erdoğan 1 gün arayla hem Almanya Başbakanı Merkel hem de Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile telefonda görüştü. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da Amerika ile krizin en hararetli günlerinde Ankara’daydı. Peki bu denklemi nasıl okumak gerekiyor?
Amanda Sloat: "Türkiye Avrupa ülkeleri ile ilişkilerinde zor bir dönem yaşamıştı. Almanya, Hollanda ve Yunanistan ile üst üste krizler yaşanmamıştı. Şimdi AB ile ilişkileri onarmaya çalışması mantıklı. 2 Yunan askeri ve Af Örgütü’nün Türkiye Şubesi Başkanı Taner Kılıç’ın serbest bırakılması olumlu gelişmeler. Batıdaki herkesten diplomatik olarak izole olması, ticari ve siyasi olarak ilişkilerde sorun yaşaması Türkiye’nin çıkarına değil. Ancak Rusya gibi diğer ülkelerle ilişkiler daha karmaşık. Geçmişte Türkiye’nin ekonomik ve enerji alanında ilişkileri de göz önüne alındığında Rusya ile ilişkilerin karmaşıklaştığını gördük. Türkiye Rusya’nın uçağını düşürdüğünde Rusya’nın nasıl yaptırımlar uyguladığına tanık olduk. Suriye iç savaşında da Türkiye ve Rusya farklı taraflarda yer alıyor. O nedenle Rusya ile ilişkilerin sürdürülebilirlik açısından daha zor olacağını düşünüyorum."
Askeri işbirliği krizden etkilenir mi?
Amerikan Savunma Bakanlığı’ndan bugüne kadar yaşanan krizle ilgili yorumlar nispeten sınırlı kaldı. Amanda Sloat’a göre, iki taraf şimdilik askeri işbirliğini krizden muaf tutmayı başarıyor.
Amanda Sloat: "Hem Dışişleri Bakanlığı hem de Savunma Bakanlığı Türkiye ile iyi bir çalışma ilişkisinin öneminin farkında. O nedenle son bir senedir sorunların çözümü ve ilişkilerin tamiri için çaba sarf ettiler. Hem Amerikan tarafının çıkarlarıyla da uyumlu olacak hem de Türkiye’nin güvenlik kaygılarını bir miktar giderecek çözüm için çaba gösterdiler. Şimdiye kadar Türkiye ve Amerika askeri ilişkileri ve bu alandaki işbirliğini ayrı bir kanalda yürütmeyi başardılar. İlişkilerde farklı konularda yaşanan sorunlardan askeri konular muaf kalabildi. Ancak Suriye’de bazı kritik bölgeler var. İdlib ve Menbiç zorluk yaratabilecek bölgelerden. Ama bana sorarsanız Pentagon da Türkiye’nin ortak olarak kalmasının askeri olarak sağlayacağı faydanın farkında."
İran'a yaptırımlar
Brunson krizi çözülse bile iki taraf arasında pek çok problemli başlık pürüz olarak kalmaya devam edecek. Onlardan biri de Kasım ayında İran’ın enerji ve bankacılık sektörünü hedef alacak yeni yaptırımların devreye girecek olması…Trump İran ile iş yapanlar Amerika ile yapamayacak sözleriyle sert mesaj vermişti. İran ile doğalgaz anlaşması olan Türkiye ise ikincil yaptırımlardan muafiyet istiyor.
Amanda Sloat: "İkili ilişkilerde kritik konulardan biri İran’a yönelik yaptırımlar olacak. Obama döneminde Amerika Türkiye ve diğer ülkelerin İran ile petrol ithalatını önemli ölçüde düşürmesini sağlamayı başardı. O dönem Türkiye de ithalatını azalttı. Türkiye’nin enerji tedariğinde çok fazla alternatifi olmadığı Obama Yönetimi tarafından biliniyordu. O nedenle de bunu akılda tutarak Türkiye’den İran’dan petrol ithalatını tamamen sıfıra indirmesi beklenmedi. Trump Yönetimi ise bugüne kadar ülkelerden İran ile ithalatı tamamen sıfırlamasını talep ettiğini net şekilde dile getirdi. Bundan sonrasında önemli olan Trump Yönetimi’nin, İran enerjisine bağımlı olan Türkiye ve Hindistan gibi ülkelere esneklik sağlayıp sağlamayacağı."