« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

03 Eyl

2018

Macaristan, Yugoslavya, Zimbabve, Almanya, Yunanistan: Yakın tarihin 5 hiperenflasyon kâbusu

01 Ocak 1970

Venezuelalılar dünyada İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşanan en ağır hiperenflasyon dönemlerinden birini geçiriyor.

ABD'de Baltimore'daki John Hopkins Üniversitesi'nin Ekonomi bölümünden dünyanın önde gelen hiperenflasyon uzmanlarından Profesör Steve Hanke'ye göre Venezuela'da Ağustos ayında fiyatlardaki yükseliş iyice artarak yılda yüzde 65 bine kadar çıktı.

Venezuela 2016 Kasım ayından bu yana Profesör Hanke'nin "Dünya Hiperenflasyon Tablosu"nun bir parçası.

O sırada ülkede fiyatlar ayda yüzde 219 civarında yükseliyor ve genel olarak her 18 günde bir ikiye katlanıyordu. Durum o günden bu yana giderek kötüleşti, gıda ve ilaç sıkıntıları baş gösterdi ve Venezuelalılar gündelik ihtiyaçlar için tomarlarla para ödemeye mecbur kaldılar.

Profesör Hanke Venezuela'nın bugünkü krizi dahil olmak üzere dünya tarihinde 58 hiperenflasyon dönemi yaşandığını söylüyor. Bunlar arasındaki en ağır örnekleri alarak inceledik.



1. Macaristan 1946

Günlük enflasyon oranı: %207

Fiyatların ikiye katlanış hızı: 15 saat

1946 yılının Temmuz ayında Macaristan'da enflasyon ayda yüzde 41,900,000,000,000,000 ya da kısaca söylemek gerekirse yüzde 41,9 katrilyon gibi inanılmaz bir düzeye çıktı. Bu, tarihte kayıtlara geçen en yüksek enflasyondur.

Fiyatlar 15 saatte bir ikiye katlanıyordu. İnsanların sabah cebinde olan para, akşam olduğunda yarıya inmiş oluyordu. En yüksek para birimi 100 kentilyon pengo banknotu idi.

İkinci Dünya Savaşı Macaristan'ın milli servetinin yüzde 40'ını silip süpürmüş, başkenti Budapeşte'nin yüzde 80'i harap olmuş, yolları ve demiryolları bombalanmış ve hükümet savaş sonrası büyük tazminatlar ödemeye zorlanmıştı.

Hükümetin enflasyonu durdurma çabaları devam ederken artık Macarlar söylemesi iyice zorlaşan paraları renkleriyle adlandırıyor ve tanıyorlardı.

1 Ağustos 1946'da hükümet, katı bir vergi reformu, ülke dışına çıkarılan altın cinsinden varlıkların geri getirilmesi ve altın ve değerli dövizlerle desteklenen yeni para birimi forintin benimsenmesini de içeren radikal bir istikrar programı uygulamaya başladı.

Reform programı uygulamaya konulduğu gün yeni para birimi 1 forintin eski para pengo olarak karşılığ, 400 oktilyondu.



2. Zimbabve 2008

Günlük enflasyon oranı: %98

Fiyatların ikiye katlanış hızı: 25 saat

Zimbabve'de 1990'larda beyaz toprak sahiplerinin mülklerine el konulmasını da kapsayan tartışmalı toprak reformu sonrasında tarım üretiminde keskin bir düşüş yaşandı.

Bu durum, Zimbabve'nin 1998 yılında Kongo'daki savaşa karışmasının mali faturası ve 2002 yılında Robert Mugabe hükümetine AB ve ABD tarafından uygulanan yaptırımların da eklenmesiyle iyice kötüleşti.

2000'li yıllar boyunca fiyatlardaki artış giderek hızlandı ve 2008'in Kasım ayına gelindiğinde enflasyon ayda yüzde 79 milyar gibi inanılmaz bir orana yükselmişti.

Dükkanlar günde bir kaç kez fiyat değiştiriyordu. Ekonominin çökmesi insanları su ve elektrik kesintileri, bankalar, benzin istasyonları ve büyük gıda sıkıntısı nedeniyle marketler önünde oluşan kuyruklarla yaşamak zorunda bıraktı.

Bir çok Zimbabveli ABD dolarıyla temel ihtiyaçlarını alabilmek için Güney Afrika veya Botsvana'ya geçmeye başladı. Ülkenin ekonomisi artık pratikte Güney Afrika randı ve ABD dolarıyla dönüyordu.

Bu durum karşısında Zimbabve Merkez Bankası 2009 yılında Zimbabve parası kullanmayı resmen bırakarak işlemlerini ABD doları ve Güney Afrika randı üzerinden yapmaya başladı.



3. Yugoslavya 1994

Günlük enflasyon oranı: %65

Fiyatların ikiye katlanış hızı: 34saat

ülkenin bölünmesi sonrası ölçüsüz para basımıyla açıklanmıştı

Yugoslavya Birinci Dünya Savaşı sonrasında Bosna Hersek, Hırvatistan, Makedonya, Karadağ, Sırbistan ve Slovenya'nın birleşmesiyle oluşmuş bir ülkeydi.

1980'lerdeki ekonomik ve politik kriz iç savaşlara yol açmış ve sonunda kurucu cumhuriyetler birer birer Yugoslavya'dan kopmuştu. 1992'ye gelindiğinde Yugoslavya'dan geriye sadece Sırbistan ve Karadağ kalmıştı.

Savaş ve iç piyasadaki daralmayla zor duruma düşen Yugoslavya hükümeti kasalarını para basarak doldurmayı denedi. Kontrolsüz kamu harcamaları, yolsuzluk, verimsizlik ve 1992-1993 yıllarında uygulanan Birleşmiş Milletler ambargosu da eklenince sorunlar iyice katlandı.

1994 yılı başlarında fiyatlar her ay yüzde 313 milyon artıyordu. İnsanlar maaşlarını alır almaz bütün ihtiyaçlarını birden almak için çarşıya koşuyordu. Çokları ihtiyaçlarını komşu Macaristan'dan getiriyordu.

Buna karşılık hükümetin fiyatları kontrol çabaları çiftçilerin üretimi durdurmasına yol açtı. Karaborsa döviz piyasasında Alman markı ve ABD doları alınıp satılır oldu.

Toplumsal huzursuzluğu gidermek ve Birleşmiş Milletler yaptırımlarının kaldırılması için pazarlık yürüten zamanın Sırbistan lideri Slobodan Miloşeviç sonunda, altın ve döviz rezervleri ile desteklenen yeni bir para birimi olan 'yeni dinar'ı kullanmayı kabul etti.



4. Almanya 1923

Günlük enflasyon oranı: %21

Fiyatların ikiye katlanış hızı: 3 gün, 17 saat

Almanya Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) sonrasında büyük bir borç ve savaş tazminatı yüküyle başbaşa kalmıştı.

Hükümet borç ödemeleri ve döviz alımı için mark basmaya başladı.

Emisyon arttıkça Alman markı da değerini hızla kaybediyordu. Fakat kriz asıl Almanya 1923 yılında borç geri ödemelerini yapamayınca yaşandı. Fransa ve Belçika, ordu birliklerini göndererek Almanya'nın sanayi bölgesi Ruhr havzasını işgal etti ve ödemelerin maddi varlıklarla yapılmasını talep ettiler. Bu durum grevlere ve üretimin durmasına yol açtı.

1923 yılının Ekim ayında Almanya'da enflasyon ayda yüzde 29,500'e kadar çıkmıştı ve fiyatlar her üç-dört günde bir ikiye katlanıyordu. O yıl Ocak ayında 250 mark olan bir somun ekmek, Kasım ayında 200 milyon marka satılıyordu. İnsanlar maaşlarını bavullarla alıyordu.

Bu döneme ilişkin bazı hikayeler hâlâ anlatılır. Mesela maaşını eve götüren bir adamın bavulu çalınmış, ama hırsız içindeki parayı boşaltıp bavulu götürmüştü. Ya da bir adam bir çift kundura almak için Berlin'e gider ama Berlin'e vardığında elindeki para ancak bir kahve ve dönüş bileti almasına yetmişti.

Yılın sonunda hükümet tarım arazileri ile desteklenen yeni bir para birimi sürdü. Bu yolla fiyatlar istikrar kazandı ve daha sonra Almanya'nın alacaklıları savaş tazminatlarını yeniden yapılandırmayı kabul ettiler.



5. Yunanistan 1944

Günlük enflasyon oranı: %18

Fiyatların ikiye katlanış hızı: 4 gün, 6 saat

İkinci Dünya Savaşı sırasında Mihver Devletleri tarafından işgal edilen Yunanistan ekonomisi büyük zarar gördü. Daha 1941 yılının ilkbaharında tamamen işgal edilinceye kadar bile epeyce zarar görmüştü.

İşgalciler, ülkenin hammaddelerini, besi hayvanlarını, gıda ürünlerini alıp götürdüler ve kukla hükümeti işgalin faturasını Yunan halkına ödetmeye zorladılar.

Tarım üretiminin sekteye uğraması kentlerde büyük gıda sıkıntısına yol açtı. Bu döneme Yunan tarihinde Büyük Kıtlık dönemi deniyor. Vergilerin toplanamaması da enflasyonun yükselmesini hızlandırdı ve 1944 yılının Kasım ayına gelindiğinde doruğuna ulaşan enflasyon, ayda yüzde 13,800'e ulaştı.

Fiyat artışları savaş sonrasının Macaristan ve Almanyası ölçülerinde olmasa bile, Yunanistan'da ekonomideki tahribatı gidermek çok daha uzun zaman aldı.

İşgalden kurtuluşun gerçekleştiği 1944 Ekim ayı sonrasında Yunanistan hükümetinin mali reformlar, krediler ve yeni bir para birimine gitmek suretiyle bir tür istikrar sağlaması bir buçuk yılı buldu.

Ziyaret -> Toplam : 125,28 M - Bugn : 33766

ulkucudunya@ulkucudunya.com