« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

16 Eyl

2018

Gazeteci Sönmez: Faiz artırımı geç kalmış bir ambulans

Zafer Arapkirli 01 Ocak 1970

Gazeteci ve ekonomist Mustafa Sönmez, Seyr-i Sabah programında Merkez Bankası’nın faiz artırımını yorumladı. Sönmez, faiz artırımının geç kaldığını, daha önce yapılmış olsa, daha iyi sonuçlar verebileceğini dile getirdi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'ndan (TCMB) merakla beklenen faiz artırımı 625 baz puanla gerçekleşti. Beklentilerin üstünde gerçekleşen bu faiz artırımının ardından herkes piyasalardaki gelişmeleri daha yakından takip etmeye başladı. Ekonomist ve gazeteci Mustafa Sönmez, Seyr-i Sabah programında mevcut faiz artırımının geç kalmış bir ambulans olduğunu dile getirirken bu kadar yüksek artırıma rağmen doların düşüşünün beklentilerin altında kaldığına işaret etti:

‘DIŞ DÜNYANIN İKLİMİ TÜRKİYE'NİN ALEYHİNE'

"Faiz artırımı kendi paradigması içinde geç bir operasyon. Böylesi durumlarda dövize atak varsa Türk Lirası'nı cazip kılabilmek için bu adımları çok daha erken atmak gerekiyordu. Merkez Bankası tek başına adım atamıyor, Saray ne derse onu yapıyor. Bu geç gelmiş bir ambulans. Doğrusu kan kaybına bir faydası olmadı.

Zamanında doğru adımlar atılmış olsaydı dolar bu kadar artmaz, zayiat da bugün olan ve olacak olandan çok daha az olurdu. Burada ciddi bir yönetim hatası var. Nitekim 625 puan artırdı. Ne oldu? Faizler yükseldi. Türk Lirası için bu adımlar atıldı da dolar düştü mü? 6.35'lik dolar 6.13'e düştü.

Bu kadar sert faiz artırımına rağmen döviz buna cevap vermiyorsa ortada çok ciddi bir mesele vardır. Ben de bu meselenin siyasi ve güven olduğunu düşünüyorum. Kimse Saray'ın attığı adımlardan emin olamıyor. Siz TL'yi bu kadar cazip yapıyorsunuz ama insanlar buna yönelmiyor. Dış dünya ile ilişkiler son derece bozuk. Dış dünyanın iklimi de Türkiye'nin aleyhine. 2013'ten itibaren para pahalanacak dendi ama yine de gidip borç yaptılar.

Cumhurbaşkanının en son varlık fonu adımları alay konusu oldu içerde ve dışarda. Cumhurbaşkanı çıkıp bunlar bağımsız merkez bankası istiyorlar alın size bağımsızlık. Ben faize inanmıyorum deyince yine dolar arttı. Bu dünyada serbest piyasa oyunu oynarken faize inanmıyorum dersen dünya da sana cephe alır. Hem bu alemle içli dışlı olacak sonra da bu alemin kurallarına burun kıvıracaksın deyince herkes bize ve TL'ye düşman oluyor.

Düşmeyen kurlarla yapılan ithalat enflasyonun ana dinamiğidir. Enflasyon sürmeye devam edecek. Bir yandan yüksek enflasyon bir yandan düşük büyüme, onun getireceği yoğun işsizlik… Hem işinden oluyorsun sıfır gelirlisin hem de her şeyin fiyatı artıyor. Bunun adı stagflasyon. Çıkan kararname bundan sonra yapılacak sözleşmeleri kapsar diye düşünüyorum. Ama başımıza en büyük krizi açan mega projelerin bütün anlaşmaları dövizle Bunlar ne olacak? Geçişler verilen garantiler? Bir yandan dışardan para bekliyorsun diğer taraftan yabancıların kafasında soru işaretleri uyandıracak işler yapıyorsun. Bunlar birbirlerine yardımcı olmaz daha çok sorun yaratır. Bu ne işe yarayacak? Güya dolarlaşmayı azaltmış olacak. Bu ülkede ciddi bir enflasyon var iki taraf da buna güvenemiyor. O yüzden döviz üstünden anlaşmalar yapılıyor. Bunun nelere yol açacağını yaşayarak göreceğiz. TL ile anlaşma yapıldığı takdirde dolarla yapılan anlaşmaların önünü mü kesecek? Şimdiye kadar yapılan dövizli anlaşmalar mı dövizi artırdı?

Dün Erdoğan ilk kez bu kriz bizim krizimiz değil diyerek kriz lafını kabul etti. Ama bu kriz bizim değil de kimin peki? Vatandaşın krizi tabi ki. Adım adım bu krizi ülkeye kendileri getirdi. Birkaç gündür Trump'tan tweet gelmiyor ama yine de ülke çalkalanıyor. Bu işte çözüm sosyal ve siyasal paradigmaları gerektirir. Bu mevcut durumda ağır bir çöküş yaşanacak. Dibe vurmalar iflaslar fabrika kapanmaları iş kaybetmeler yaşanacak. Şunu insan ancak temenni edebilir: Bu ağır dibe vuruş yaşanırken bunun maliyetini adil paylaştırın. İnsanlar işsiz kaldıklarında en azından işsizlik maaşıyla geçinmelerini sağlayın. Devletin sosyal yardımlarda herkese eşit davranması gerekiyor. Toplumun kendi içinde dayanışmaya girmesi gerekiyor. Bu krizi toplumun alt kesimlerine yıkmaya çalışırlarsa sorun büyüyecektir. Toplumun 250 milyar ihtiyaç kredisi ve kredi kartı borcu var. Bunlar nasıl ödenecek? Buna bakmak lazım. Bunun çok ağır sosyal ve siyasi bedelleri olur. Yerel seçimlerde bunun sonuçlarını görebiliriz."

Ziyaret -> Toplam : 125,34 M - Bugn : 99923

ulkucudunya@ulkucudunya.com