« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

23 Eyl

2018

Enflasyon Hedefi Yükseldi Büyüme Hedefi Düşürüldü

Hilmi Hacaloğlu 01 Ocak 1970

İSTANBUL —

24 Haziran Seçimleri sonrası herkesin merakla beklediği Orta Vadeli Program yeni adıyla Yeni Ekonomik Program (YEP) Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklandı.

“Dengelenme, disiplin ve değişim”i temel alan programda 2018 ve 2019 yılına ilişkin büyüme hedefleri düşürülüp enflasyon hedefleri yükseltilirken cari açığın dengelenmesine çalışılacak.

Buna göre geçtiğimiz yıl eylül ayında açıklanan Orta Vadeli Program’da 2018 yılı 2019 ve 2020 yılları %5,5 olan büyüme hedefleri sırasıyla %3,8, %2,3 ve %3,5’e indirildi. Yine aynı yıllar %7, %6 ve %5 olan enflasyon oranları ise %20,8, %15,9 ve %9,8’e indirildi ve iki yıl içinde yeniden %10 psikolojik sınırının altına inme hedefi kondu.

Cari işlemler açığının GSYH'ye oranı için ise 2019'da % 3,3, 2020'de %2,7, 2021'de yüzde 2,6 öngörülüyor. 2017 yılının Eylül ayında açıklanan OVP’de bu rakamlar sırasıyla %4.3 %4.1 %3.9 idi.

Alınacak tedbirlerle 2019'da 60 milyar TL'lik tasarruf sağlamayı, 16 milyar TL gelir artırımı elde etmeyi planlayan hükümet, bunun için kamu maliyesi dönüşüm ve değişim ofisi oluşturulmasını planlarken bütçe tasarrufunun hangi kalemlerden sağlanacağı yönünde net bir bilgi paylaşmadı.

Albayrak toplumsal destek istedi

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, hedeflerin sağlanması için kamuoyunun desteğine ihtiyaç duyduklarını ifade etti.

Albayrak, “Merkez Bankası, elindeki tüm araçları kararlı bir şekilde bağımsız bir şekilde kullanmaya devam edecek ancak hepimizin malum, enflasyonla mücadelede başarılı olmak için yeterli değil. Toplum genelinde de bir desteğe ihtiyacımız var. Enflasyonla topyekun mücadele programını hayata geçireceğiz” dedi.

Bankacılık sektörünü güçlendirmek için kapsamlı bir politika setini devreye sokacaklarını söyleyen Hazine ve Maliye Bakanı, Türkiye Kalkınma Bankası görev alanı genişletilerek yeniden yapılandırılacağını Emlak Bankası’nın ise gayrimenkul sektörünün finansmanını yönlendirecek şekilde yeniden oluşturulacağını açıkladı.

Gayrimenkul vergilerinde artış mı geliyor?

Vergi sisteminin yeniden yapılandırılacağının altını çizen Albayrak, büyümedeki düşüşün arttıracağı işsizlikle ilgili de önlemler alınacağını ifade etti.

Albayrak, “Vergi sistemini daha adil hale getirebilmek için önemli adımlar atacağız. İstisna, muafiyet ve indirimler yeniden gözden geçirilecek. Taşınmaz değerleme sistemini kurarak gayrimenkul envanterini tamamlayacak süreci hayata geçireceğiz. Vergi, prim ve alacaklara ilişkin yeniden yapılandırma hayata geçmeyecek. İşsizlik de 2020 sonrasında azalış göstermeye başlayacak. Yüzde 10,8 seviyelerine ulaşmış olacak. 2021 yılına kadar 2 milyon yeni istihdam oluşturulmuş olacak” dedi.

Böke: “Yeni Ekonomi Programı, krizi itiraf ediyor”

Cumhuriyet Halk Partisi İzmir milletvekili Selin Sayek Böke, Bakan Albayrak’ın yaptığı sunumun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “kriz yok, hepsi manipülasyon” şeklindeki sözlerini çürüttüğünü ve krizi itiraf ettiğini söylüyor.

Amerika’nın Sesi’ne değerlendirmelerde bulunan Sayek Böke, “Bu metinde büyüme hedefleri yarıya indirilirken enflasyon hedefleri üçe katlandı. Bu değişiklikler bu manipülasyon yapıldığı iddiasını çürütüyor ve ekonomik krizi itiraf ediyor. Üstelik geleceğe yönelik bir umut da vermiyor. Zira bu koşulları ortaya çıkaran sebepler doğru tespit edilmemiş. Yeni araçlar yok. Bu krize yol açan yapının süreceğinin ifadesi var. Rantçı ekonominin temelini oluşturan kamu-özel sektör işbirlikleri ve bu yolla yaratılan bir sermaye sınıfı yine kollanıyor. Bir de eskiden olmayan AR-GE ile maden arama ve sondaj faaliyetlerinde de kamu özel işbirlikleri yapılacak deniyor. Bu daha da korkutucu rantçı ekonomik araçları kullanmaya devam edecekler” dedi.

Böke: “Krizin faturası emekçilere yükleniyor”

Selin Sayek Böke’ye göre, hükümet bu yeni programla krizin faturasını emekçi sınıfların sırtına yükleyecek.

Böke, “Yaşadığımız ekonomik krizin bir nedeni de hukukun ortadan kalkması ve bunun sebep olduğu güven kaybı. Türkiye’de bugün kurumlar değil şahıslar var. Kur krizi bunlardan kaynaklandı ve Merkez Bankası’nın faiz artışlarına rağmen kur hala 6’nın üzerinde kalmayı sürdürüyor. Bu programda da kurun altı civarında kalacağı söyleniyor. Bu ‘ekonomiye güveni yıkmış olan bu hukuksuzluğu devam ettireceğiz’ demek. Muhbir düzenin, yandaş rantçı anlayışın, krizin süreceğinin itirafı. Rantçı sermayeyi, üretici güçlere tercih eden anlayışı devam ettiren iktidar, krizin faturasını emekçilere yüklüyor” dedi.

Kaykusuz: “Türkiye’nin resesyon içinde olduğunun göstergesi”

Ekonomist Murat Kaykusuz ise Bakan Albayrak’ın ortaya koyduğu Yeni Ekonomik Program’daki rakamların Türkiye’nin resesyon içinde olduğunu gösterdiği görüşünde.

Analizlerini Amerika’nın Sesi ile paylaşan Dr. Kaykusuz, “Ekonomide en az 2-3 yıl boyunca resesyon yaşanacağını da ne yazık ki bugünden ilan etmiştir. Bunu Gayrisafi Yurtiçi Hasıla hedeflerinden anlıyoruz. 2017 yılında GSYH 851 milyar dolar seviyesinde. Program kusursuz uygulansa bile Türkiye'nin GSYH'sı ancak 2020 yılı sonunda bu rakama (858 milyar dolar) ulaşabilecek. Yıllık nüfus artışı %1'in üzerinde olan Türkiye'nin mevcut ekonomik pozisyonunu koruyabilmesi için GSYH'da yıllık en az yüzde 4 dolayında büyüme olması gerekir. Oysa, programda ancak 2021 yılında yüzde 5 büyüme hedeflenmiştir. Buradan ekonominin en erken 2021 yılı sonunda resesyondan çıkabileceği sonucunu çıkarabiliriz” dedi.

“Enflasyon yüksek faiz-yüksek enflasyon sarmalına giriyor”

Gelecek üç yılda en önemli artış beklentisinin -2018 yılında 29 milyar dolardan 2021 yılında 42 milyar dolara çıkması hedefleniyor- turizm sektöründe olduğunun altını çizen Dr. Kaykusuz, dış ticaretteki artış hedefinin %10’un altında kaldığına dikkat çekiyor.

Kaykusuz, “İhracatta önümüzdeki 3 yıllık ortalama artış hedefi %6,3. İthalatta da ortalama yıllık % 4 dolayında artış olacağı tahmin edilmektedir. Kısacası, dış ticaret de önümüzdeki 3 yıl boyunca ekonomiyi krizden kurtaracak önemli bir gelir kaynağı olmayacaktır. Sonuçta, program ekonominin düzelmesini sağlayacak somut öneriler ve uygulamalar içermemektedir. Ekonomideki sıcak paraya olan ihtiyaç daha da artacaktır. Sıcak paranın ülke dışına çıkmasını önlemek ve döviz kurlarındaki artışı frenlemek için faiz oranları yükseltilecektir ve ekonomi maalesef 1990'lardakine benzer yüksek faiz-enflasyon-iç ve dış borç artışı sarmalına girecektir” dedi.

Ziyaret -> Toplam : 125,36 M - Bugn : 123019

ulkucudunya@ulkucudunya.com