Estetikli siyaset
Emre Kongar 01 Ocak 1970
Bugün yine ülkemizdeki adalet- siyaset-ekonomi ilişkilerindekigariplikleri ve çelişkileri yazacaktım ama birden bu çelişkilerin altında yatan temel sorunla ilgili bir haber gözüme ilişti:
Son güzellik yarışmasında birinci seçilen mankenin estetik ameliyatlı olduğu ortaya çıkmış; tacının elinden alınıp alınmayacağı tartışılıyormuş.
Estetik ameliyatla düzeltilmiş organlara, ya da böyle organları olan kişilere, halk arasında, kısaca, “estetikli” deniyor; “estetikli burun” ya da “estetikli artist” gibi.
Aslında insanların güzellik merakı ve güzelliğin toplumsal işlevleri konusunda felsefi bir köşe yazısı döktürülebilirdi ama ben konuyu politikacılar bağlamında ele alarak “estetikli siyaset” üzerinde durmak istiyorum.
***
Çok Partili Düzen’in ilk “estetikli siyaset” olayı 1950’de görülmüş veyarattığı büyük hüsran, 1950-1960 arasında, Demokratik Rejimi kurmahedefinin çöpe atılışı ile yaşanmıştır:
Demokrat Parti, Din/Tarım Toplumunu temsil eden “Toprak Ağalığı” görünümünü bir “estetik ameliyat” ile “Demokrat” görüntüye dönüştürmüş ve iktidara gelmiştir.
Bu “estetikli” partinin gerçekten Demokrat olduğuna inanan Komünistler de ona başlangıçta destek vermişler...
Bu “estetikli” görüntünün arkasındaki gerçek yüzü ancak 1951 tevkifatı ile kendilerini hapiste bulunca fark etmişlerdi.
DP’ye iktidar olanağı veren CHP de, bunu derhal, 1951’de mallarına el konularak ödemişti.
İkinci önemli “estetikli siyaset” olayı 12 Mart 1971 Faşist AskeriDarbesinin, Atatürkçü görüntüsüdür.
Atatürkçü yüz, hem asker hem de sivil politikacıların estetik ameliyatlarda en çok hedefledikleri görünümdür.
Nitekim, 12 Mart’taki “estetikli askerler” amaçlarına yeterince ulaşamayınca, bu kez darbeyi, 12 Eylül 1980’de, yine sahte Atatürkçü “estetikli askerler” devralmıştı.
Üçüncü “estetikli siyaset” olayını da halen yaşamaktayız:
Erdoğan/AKP iktidarı “Demokrat” görünümle iktidara gelmiş veDemokrasiyi rafa kaldırmıştır.
Demokrat Parti olayındaki gibi, bu olayda da, Demokrat görünüme aldanarak (veya aldanmadan, başka kötü niyetlerle) bu iktidara destek verenlerin de bir bölümü şu anda hapistedir.
***
“Estetikli siyaset”in en büyük kötülüğü, ameliyat ile sahip olunan sahte görüntünün, o görünümün gerçek sahiplerine zarar vermesidir:
“Ameliyatlı Sahte Demokrat” görüntü, Laik Hukuk Devleti’ne dayanan gerçek Demokrasiye...
“Ameliyatlı Sahte Atatürkçü” görüntü ise Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinde yatan akılcı ve bilimsel gerçek Atatürkçülüğe zarar vermektedir.
Bunun sonunda da seçmenler Gerçek Çoğulcu Demokrasiye ve Gerçek Devrimci Atatürkçülüğe olan güvenlerini yitirmekte...
Hem Demokrasiyi hem de Atatürkçülüğü istismar eden oportünist, demagog politikacıların ekmeğine yağ sürülmektedir!
Önümüzdeki yerel seçimler bağlamında, Türkiye Cumhuriyeti,Cumhuriyet Halk Partisi ve Cumhuriyet gazetesi üzerindeki sontartışmalara bakın, hepsinin kökeninde bu “estetikli siyasetin” yattığınıgöreceksiniz!
DİREN GERÇEK ATATÜRKÇÜLÜK...
DİREN GERÇEK DEMOKRASİ!