İslam ülkelerinde yolsuzluğun yorumu
Esfender Korkmaz 01 Ocak 1970
Bizim toplumda öteden beri bazı insanlar, kamu imkânlarının siyasi amaçla kullanılmasını, ihalelerde yolsuzluk yapıldı şeklindeki haber ve iddiaları farklı yorumluyor. Maalesef hırsızlık ve yolsuzlukla ilgili olarak yapılan yorumlar "Hırsızsa bizim hırsızımız. Kim çalmıyor ki" şeklinde olabiliyor.
Tarihi gerc¸eklere bakarsak; bu tür yanlış hoşgörü yalnızca bizde değil, tüm I·slam u¨lkelerinde vardır. Bu ülkelerde yolsuzlugˆa tepki du¨s¸u¨k kalıyor.
I·slam u¨lkelerinde, kralların, emirlerin, bas¸kanların ve cumhurbas¸kanlarının s¸atafatı digˆer c¸agˆdas¸ demokratik u¨lkelerde yoktur.
Bu şatafatta kamu imkânları kullanılıyor. Zira demokrasi yoksa emirler, krallar ve başkanlar devlet malını kendi malı gibi görüyor ve kullanıyor.
Söz gelimi Suudi Kralının altından tuvalet tas¸ını yanında tas¸ıması ve uc¸aklar dolusu yakınları ile seyahat etmesi, otelleri kapatmasını, kapitalist ABD bas¸kanında veya komu¨nist C¸in devlet bas¸kanında go¨remezsiniz.
Azerbaycan'da Aliyev Şubat 2017'de karısını başkan yardımcısı yaptı. Bu ülkede bu aile ile bağ kurmadan iş yapılmadığı söyleniyor.
Geçmişte ve bugün I·slam u¨lkelerinde devlet kaynakları ac¸ık veya kapalı olarak diğer ülkelere göre daha c¸ok istismar edilmiştir.
Bunun bir nedeni, İslam'da olan biat kültürüdür. Biat kültürü, halkın, yönetenleri sorgulamadan kabul etmesi demektir.
Diğer nedeni Siyasi İslam'ın, İslamî kuralları hep kendi lehine yorumlamasıdır. İslam toplumları Arapça bilse de İslamî kuralları analiz edemiyor. Çünkü Kur'an nastır. Analiz edilemez. Ama Siyasi İslam kendi çıkarı ve çizgisi doğrultusunda ediyor.
Mısır'da, 1981-2011 yılları arasında 30 yıl cumhurbas¸kanlıgˆı yapan Hu¨snu¨ Mu¨barek, İslam'da biat ku¨ltu¨ru¨ nedeniyle hem o kadar uzun su¨re iktidarda kalmıs¸, hem de go¨revini ogˆlu Cemal'e bırakma hazırlıgˆı yapmıs¸tır.
Hu¨snu¨ Mu¨barek, iktidarı ogˆluna devretmeyi du¨s¸u¨nu¨rken, halkın bu¨yu¨k c¸ogˆunlugˆu yoksulluk sınırının altında yas¸amıs¸tır. Genc¸lerde is¸sizlik oranı artmıs¸tır.
2011 yılında kendisi ve ogˆulları tutuklandıgˆında, iki ogˆlunun I·svic¸re bankalarında 34 milyar doları oldugˆu anlas¸ılmıs¸tır. Amerika'nın Sesi Radyosu, Hu¨snu¨ Mu¨barek ve ailesinin 70 milyar dolar mal varlıgˆı oldugˆunu ac¸ıklamıs¸tır.
Arap Baharı ile devrilen Tunus Devlet Bas¸kanı Zeynel Abidin Bin Ali ve ailesi, 23 yıl boyunca Tunus'u demir yumrukla idare etmis¸tir. Devrildikten sonra 15 milyar dolar serveti sorgulanmıs¸tır..
Libya'da Kaddafi'nin Kanada'da 2.4 milyar doları, Avusturya'da 1.7 milyar doları, I·ngiltere'de 1 milyar doları, ilgili devletler tarafından dondurulmus¸tur.
Yemen'i 30 yıl boyunca yo¨neten Saleh'in, 32 milyar doları oldugˆu o¨ne su¨ru¨lmu¨s¸tu¨r.
Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, İslam'da zenginliğin sorgulanmadığını, ancak bunun haramdan mı, helalden mi, kazanıldığının, içinde kul hakkının olup olmadığının sorgulandığını söylüyor.
Öte yandan bildiğimiz ve duyduğumuz kadar İslam'da, lüks haramdır diye bir anlayış var.
İşte bunlara rağmen İslam ülkelerinde krallar, emirler, başkanların şatafat içinde yaşamaları, biat kültürüne ve dinin halkın yorumuna kapalı olmasına dayanıyor.