« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

04 Kas

2018

Avukat Atalay: Gizli tanıklık müessesesi baştan sakat

Zafer Arapkirli 01 Ocak 1970

Avukat Can Atalay, Seyr-i Sabah programında gizli tanıklık ve bunun yol açtığı hukuki sorunları anlattı. Atalay gizli tanıklık müessesesinin baştan sakat tasarlandığını bununla çözülmüş bir davanın bulunmadığını dile getirdi.



Türkiye gündemi birbiri ardına gelen Berkin Elvan'ın cenazesine katılmakla suçlanan öğrenci, Eren Erdem ve Osman Kavala davalarıyla meşgul oldu. Gündeme gelen davaların en çok dikkat çekici ve eleştirilen yönlerinden biri gizli tanıkların doğası ve verdiği ifadeler oldu. Avukat Can Atalay, Seyr-i Sabah programında gizli tanıklık konusunda yaşanan davalardan örnekler verirken bu müessesenin kötüye kullanımlarını anlattı:

‘İFADELER EREN ERDEM'İN TUTUKLANMASI İÇİN VERİLMİŞ'

"Anlayabildiğim kadarıyla şu ana kadarki en ilginç vaka Eren Erdem'in yargılandığı davadaki gizli tanıklık meselesi. Soruşturma savcılık aşamasında Eren Erdem milletvekiliyken bir gizli tanık ifadesine dayanılarak Karşı gazetesinin çalışanları bir operasyonla alınıp sorgulandılar. Sorguları biter bitmez ilginç bir şey oldu: Şüphelilerden birisinin aynı zamanda gizli tanık olduğu söylenmeye başlandı. Hem bir ceza soruşturması tehdidiyle karşı karşıyasınız hem de aynı dosyada gizli tanık sıfatıyla kimliği açıklanmaması gereken bir kişi sıfatıyla ifade veriyorsunuz. İnsanlar sizin bu ifadenize dayanılarak insanlar tutuklanıyorlar. Olayın mantıksızlığını en iyi ortaya koyan örnek budur. Kimliği açık kendisi gizli bir tanık iktidara yakın olduğu söylenen birilerinin kendisine baskı yaptığını iddia ediyor. O dosya dün itibarıyla bütün hazırlığa rağmen çökmüş gibi gözüküyor. Bu kişinin karşı gazetesinin sahibi olan kişinin bu gizli tanık olduğu söyleniyordu. Bu kişi şüpheliyken, ceza alma tehdidiyle karşı karşıyayken insanlar hakkında ifade verebiliyor. Polisin iradesinden bağımsız olarak bu iş yapılamaz. Siz soruşturmayı en iyi şekilde yapmak istersiniz.

Hangi örgüt çökertildi şimdiye kadar gizli tanıklarla ben bilmiyorum. Tasfiye edilmiş politik bir örgüt göremedim. Günlük hayatımızda çıkar amaçlı suç örgütleri hala mevcut. Bence bu şekilde tasfiye mümkün de değil. Adli kolluk olmadığı sürece, kolluk suçun işlendiğini öğrendiği tarihten itibaren başka bir organizasyon yapmıyorsa bir bütün olarak suçun işlenmesinden önce önleyici tedbirler almayıp sonrasında soruşturma sürdürülüyorsa bunun önlenmesi mümkün değil.

Gizli tanıklık en fazla Ergenekon ile meşhur oldu. Ergenekon dosyası gizli tanık ifadeleriyle çözülmüş müydü yoksa çıkmaz bir sokağa mı girmişti diye sormak isterim. Şemdin Sakık için hem açık isimle hem mahlasla ifade verdi. Bence burada en ilginç vakalardan biri Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı olan İlhan Cihaner'in tutuklandığı olayda o dönemin en şanlı FETÖ'cü savcıların kullandığı bir kişinin olayı deli saçması hikayelerini gördük. Bunların arkasına saklanarak bir ilin başsavcısı makamında gözaltına alındı. Devrimci Karargah dosyasında bütün dosyanın dayandırıldığı ifade gizli sanıktı. O kişi duruşmaya geldi ve kendisinin ceza tehdidiyle ifade vermek zorunda kaldığını söyledi. Ne oldu? Gazetelerde bile haber olmadı. İnsanlar o dosyadan yıllarca tutuklu kaldı. O dosyaya eklenmiş Hanife Avcı üstünden FETÖ'cüler görmek istedikleri hesapları gördüler.

Eren Erdem'in gözaltına alınması ve tutuklanması için yapıldığı çok belli olan ifadelerde bir kişi hem şüpheli hem gizli tanık ve o kişi biliniyor. Savcılık gizli tanık olarak kullandığı kişiyi tutuğa sevk etti. Adli kontrol kararları verildi onun hakkında. Eren Erdem'in gözaltına alınması ve tutuklanması için yapıldığı o tarihte belliydi. Gizli tanıkların, kafalarına şapka takan insanların anlattıklarını dinledim. İnsan aklına saygısızlık niteliğine sahipti. Nerede şimdi o haberler? O kadar tanıklıklar ne oldu? Kısa dönem için büyük hikayeler olarak anlatılıyor bir sonraki dönem unutuluyor. Gizli tanıklık baştan sakat.

‘HAKİM SANIĞIN SAVUNMASINI SUSTURAMAZ'

Herhangi bir ceza yargılamasında muhatabı olan kişiler politik olsunlar ya da dosyanın kapsamı politik olmasa bile karar verecek olan kişi hakimdir mahkeme heyetidir. Hakim iddianamede yazılan tek bir şeye bağlıdır, olay anlatımı. Hukuki değerlendirme hakim veya mahkeme heyeti tarafından yapılacaktır. Savının anlattığı olay anlatımına bağlıdır. Sıralanan olayların dışına çıkamaz. Başka olayları tartışmaya başlayamaz. Hukuki nitelendirme mahkemeye aittir. Bir mahkemeye dosya geldiğinde ben tanım itibarıyla bağımsız ve tarafsız olmak durumundayım. Hukuki nitelemeye ben bağlıyım. Yargılamaya bayından sonuna kadar dinlemekle yükümlüyüm. Şunu söyleme bunu söyleme demek kanuna aykırıdır.

Hakim iki şey yapabilir, takdiri indirim nedenlerini uygulamaz. Savunmanın avukatın söyledikleri nedeniyle bunu da yapamaz. İkincisi de söylenenlerde suç olduğunu düşünüyorsa suç duyurusunda bulunabilir savcılığa göndererek. Sözün sonunu mantıksal bütünlüğün nereye vardığını anlamadan bir hakimin sözünü kesmesi demek ben bağımsız değilim demek. Savcılığın iddiasına kendinin bağlı olduğunu gösterir. Duruşmadan atabilir ama sanık küfür ve saldırıyla duruşmanın mahremiyetine zarar vermek zorunda. Hakim bir insanın kendini savunmak için konuşmasına engel olamaz. Bu kadar iş yükü oluşmasının nedeni kendini savunanların uzun konuşması değil."

Ziyaret -> Toplam : 125,27 M - Bugn : 28008

ulkucudunya@ulkucudunya.com