Tatlıya mı bağlandı?..
Ahmet Takan 01 Ocak 1970
"En gergin G-20 zirvesi" diye millete yutturmaya çalışıyorlar... Rusya-Ukrayna gerginliği, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti gerginliğin sebebiymiş miş...
Bu nasıl gerginlik?..
AKP iktidarının Suriye'de çözüm ortağı, R. Erdoğan'ın en yakın dostu Putin, kameraların önünde Cemal Kaşıkçı cinayetinin ardındaki isim olduğu gerekçesiyle tüm okların üzerine çevrildiği Suudi veliaht prens MbS ile "çak" yapıyor, oldukça samimi pozlar vermekten çekinmiyor. Ha keza, stratejik müttefikimiz olan ve dünya lideri Erdoğan ile sık sık telefonla görüşen Trump da öyle...
Haydi!.. Trump'ı anladık. Kaşıkçı cinayetinde veliaht prensin R. Erdoğan tarafından hedefe konmasında çok çok rahatsız olmuştu. Peki "dostum Putin"e ne oluyor. Yoksa bizi satışa mı getiriyor?.. Erdoğan, zirvede Trump ile ayaküstü görüştü diye bizler bayram ettirilirken, acaba dünya lideri Putin'e en derin teessüflerini iletti mi?.. Katar emirinin hediye ettiği saltanat uçağına atlayıp Arjantin'e gidemediğim (!) için beni affedin. Gerçekten, oralarda ne olup bitiyor haberdar değilim. Ben de sizler gibi kuzu kuzu havuz medyasından gelişmeleri takip ediyorum. Hatta, neredeyse, Erdoğan'ın, veliaht prens MbS'nin önünden geçerken, servis edilen suratının asık olduğu fotoğrafa da inanacağım geldi!..
Ancaak!.. O içimizdeki derin kuşkuculuk var ya... Yine yakamızı bırakmıyor. Geride bırakacağımız haftada bir şey çok dikkatimi çekti. Cemal Kaşıkçı cinayetinin ardından İstanbul'daki Suudi Başkonsolosluğunun önünde, evlerine bile gitmeden kamp kuran gazeteciler birden buhar oluverdi. Havuz medyasındaki, Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili haberler bıçak gibi kesiliverdi!.. Cinayet ile ilgili yabancı basına, ses kayıtları dahil en kozmik bilgileri servis eden "isminin açıklanmasını istemeyen Türk yetkili" -herhalde çok yorulduğundan- tatile gitti... "Ses kayıtları yakında açıklanacak" diye yazılar kaleme alan havuz medyasının anlı şanlı isimleri, hiçbir şey yokmuş gibi ıslık çalmaya başladılar... Bunların hepsi, ne garip tesadüf ki, Arjantin'de yapılan G-20 zirvesinin öncesine denk düştü!..
Birileri, iktidarın kulağına eğilip "Bu işi artık kapatın. Kabak tadı verdi" diye bir şeyler fısıldamış olabilir mi?.. Cesaret edebilecek baba yiğit tanımıyorum. Çünkü, bir "eyt" çekilirse dağlar yıkılır, dünyaları kararır!.. Korkarlar, dünya liderinin hışmına uğramaktan!.. Ammaa!, Kuru soğandan sonra en büyük hasımlarımızdan biri olan şu Amerikalılar yok mu?.. Sağda solda dedikodular üretiyorlar; "Bu iş tatlıya bağlandı" diye. "Nasıl oldu" diye sorunca da pişmiş kelle gibi sırıtıyorlar!.. Gel de sorma; "acaba doğru olabilir mi?", "Yoksa, dostumuz Putin, en yakın arkadaşı Erdoğan'ın gözleri önünde nasıl veliaht prens ile 'çak' yapar" diye... Türkiye ekonomisini çökertmek için dolar üzerinden hücuma geçen sonrada kuru soğanları ayar eden Amerikalılar yine fitne peşinde olmalı... Putin'e de yanıltıcı bilgi vermiş olabilirler!..
Bu arada, yine Amerika kaynakları bazı haberler geliyor kulağıma... Suriye'nin yeni anayasası çalışmalarında Türkiye'nin tamamen devre dışı bırakıldığına, Fırat'ın doğusuna kurulan devlete kamuflaj bir isim verileceğine dair. Vs..Vs.. Suud, Suriye'de başta PKK/YPG olmak üzere Türkiye aleyhine faaliyet gösteren tüm terör örgütleri ve çetelere para ve silah yığıyor... "Dostum Putin", veliaht prens MbS ile "çak" yapıyor!..
Biri veya birileri, bizle fena halde kafa buluyor... Kim veya kimler!?..
Çok uzatmayalım. Yine, Pazar keyfinizi kaçırmayalım...