« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

23 Tem

2008

Ölüm Yıldönümünde Dr. Sadık Ahmet

Dr. Meşküre YILMAZ 01 Ocak 1970

24 Temmuz 1995, Batı Trakya Türkleri ile adı özdeşleşmiş olan Dr. Sadık Ahmet’in ölüm yıldönümüdür. Dr. Ahmet, 1995 yılında şüpheli bir trafik kazasında hayatını kaybetti.



Dr. Ahmet’in neler yaptığına geçmeden onu bu mücadeleye sevkeden nedenler nelerdir, onların üzerinde kısaca durmakta fayda görüyorum.

1829 yılında Yunanistan Osmanlı Devleti’nden ayrılarak bağımsız olmasından sonra hızla genişlemeye devam ederken, Batılı ülkelere bu durumu kabul ettirebilmek için yeni kazandığı bölgeler üzerinde kalan azınlıklara bir takım azınlık hakları tanımak zorunda kaldı.

1830 Londra Protokolü, 1881 İstanbul Milletlerarası Sözleşmesi, 1913 Atina Anlaşması, 10 Ağustos 1920’de imzalananYunan Sevri (Sevr Anlaşması ile aynı yerde ve zamanda imzalanmıştır) ile Yunanistan’da yaşayan azınlıkların haklarının korunacağını kabul ediyordu.



24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan ile de Batı Trakya’da yaşayan Türklerin haklarına ilişkin maddeler mevcuttu. Lozan görüşmeleri sırasında alınan kararla iki ülke arasında nüfus mübadelesi yapılacaktı. 1930 yılında gerçekleşen bu mübadelede Batı Trakya Türkleri mübadele dışında tutuldular.



Saydığımız bütün bu anlaşmalarla burada kalan Türk azınlığın haklarının korunması esasları yer alıyordu. Ancak hiç bir zaman Yuanistan Batı Trakya’da yaşayan Türk azınlığın haklarını tanımadı.



Kıbrıs sorunu yüzünden de iki ülke arasından yaşanan gerilimler Türk azınlığın haklarını çoğu zaman olumsuz etkilemiştir. Türkler Batı Trakya’da yok sayılmışlardır. Türk azınlığın içinde bulunduğu bu olumsuz durum ve şartlar, aynı zamanda Batı Trakya Türklerinin sahip olabileceği en önemli liderden birisi için gerekli ortamı da hazırlıyordu. Bu lider; azim, karar ve yüksek cesaret sahibi ve mücadeleci bir kişiliğe sahip olan Dr. Ahmet olacak ve Türk azınlığa haklı mücadelesinde yol gösterecektir. Ayrıca Dr. Ahmet’in liderleşmesinde dış nedenler olarak; Yunanistan’ın AB’ye üye olması, Almanya’daki azınlık mensuplarının konuya sahip çıkması, insan haklarının evrensellik kazanması ve Yunan makamların yapay gerekçelerle Dr. Ahmet’i mahkemelerde süründürme faktörleri de etkili olmuştur.

Dr. Ahmet, 1985 yılında kendi kişisel çabaları ile Türk azınlığın “şikayet ve isteklerini” içeren bir imza kampanyası başlatır. Bu kampanyaya ait belgeler, bir ara Yunan makamlarının eline geçse de bir suç unsuru bulunmaz. Yaklaşık 10.000 imza toplayan Dr. Ahmet, metnin İngilizce çevirisini 25 Eylül 1987’de Selanik’te yapılan “Demokrasi ve İnsan Hakları” konulu toplantı katılımcılarına dağıtır. Bunun üzerine hakkında dava açılan Dr. Ahmet’e, “yalan haber yaymak ve sahte evrak hazırlamak” suçu istinad edilerek 30 ay hapis ve 100.000 drahmi de para cezası verilir (24 Haziran 1988). Bu karara Dr. Ahmet’in itiraz davası açması ile konuya, tüm Batı Trakya Türkleri ve Türkiye’deki demokratik örgütler ve hatta bazı Alman parlamenter sahip çıkar. Böylece Dr. Ahmet’in imza kampanyası davası, azınlık arasındaki birlik ve dayanışmayı pekiştirdiği gibi Batı Trakya Türklerinin problemlerini de uluslararası arenaya taşımıştır. Dr. Ahmet, 8 Nisan 1990 seçimlerinde Gümelcine İlinden milletvekili seçilmesi ile de, dokunulmazlık kazanacak ve dava düşecekti.

Dr. Sadık Ahmet, seçim kampanyası esnasında “Türk” kelimesi kullanarak halkı “şiddet ve bölünmeye teşvik etmek” gibi bazı mesnetsiz suçlamalarla üç ayrı davadan daha yargılanmıştır. Bu davalar da; azınlık, Türkiye ve bazı Alman parlamenterlerce sahiplenilmiş ve izlenmiştir. Konuya gösterilen ilgi, Dr. Ahmet’in sebepsiz yere ceza almasını önlemiştir.

Batı Trakya Türkleri, haklarını savunacak ve koruyacak kendi bağımsız milletvekillerini seçmeyi 1985’ten itibaren denemiştir. Bölgeye asker sevketme ve oy verdirmeme gibi Yunan tertiplerine rağmen, Dr. Ahmet, 18 Haziran 1989 seçimlerinde Gümülcine İlinden bağımsız milletvekili seçilmiştir. Bu seçimlerden tek başına bir iktidar partisi çıkmaması üzerine, 5 Kasım 1989’da erken seçime gidilmiştir. Eksik belge doldurduğu bahanesi ile, Dr. Ahmet’in Kasım 89 seçiminde aday olması engellenmiştir. Türk adayların seçimi kaybetmesi için sandık başında Türk seçmenlerin dövülmesi de dahil her türlü önlemi alan Yunanlılar, İsmail Rodoplu’nun Gümülcine İlinden bağımsız milletvekili seçilmesini engelleyememişlerdir. Bu ikinci seçimlerin de yenilenmesine karar verildikten sonra, Yunanistan, 8 Nisan 1990’da ardarda üçüncü kez seçime gitmiştir. Bu sefer, Türkiye ve diğer ülkelerden gelen temsilci ve tarafsız gözlemcilerin seçimleri izlemesi, Yunan makamlarının seçime hile katmalarını nispeten önlemiştir. Nisan 90 seçimlerinde Gümülcine İlinden Dr. Sadık Ahmet ve İskece İlinden ise, Ahmet Faikoğlu’nun milletvekili seçilmeleri ile Türk azınlık, ilk defa parlamentoda iki bağımsız temsilci elde etmiştir. Ancak yeni iktidar, bağımsız adaylar için de (listeler) hemen %3 seçim barajı getirerek bu durumun tekerrür etmemesi için önlem almıştır. Bütün bunlara rağmen Türkler “Dostluk, Eşitlik ve Barış Partisi”nin kurulmasına karar verdiler. Gümülcine bağımsız milletvekili Dr. Ahmet önderliğinde kurulan bu parti ilk kurucu üyeler toplantısını, 13 Ekim 1991’de yaptı.

Dr. Ahmet’in 24 Temmuz 1995 tarihinde hala nasıl olduğu şüpheli elim bir trafik kazasında şehit olmasından sonra misyonu saygı değer eşi Işık Sadık Ahmet hanımefendi tarafından 13 Aralık 1998’e kadar vekaleten yürütülmüştür. 13 Aralık 1998’de yapılan kongrede Nazmi Arif parti başkanlığına seçilmiştir. Daha sonra tekrarlanan seçimlerde parti genel başkanlığına Ahmet Hacı Osman seçilmiştir. Dr. Ahmet’in açtığı yolda Batı Trakya Türkleri’nin mücadelesi devam etmektedir.Onlara kolaylıklar dilerken Dr. Ahmet’i de bir kere daha saygı ve rahmetle anıyoruz.

Ziyaret -> Toplam : 125,23 M - Bugn : 114410

ulkucudunya@ulkucudunya.com