Emekli Tümgeneral Yavuz: Suriye’de sorunlar çözülmüyor, öteleniyor
Zafer Arapkirli 01 Ocak 1970
Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, Seyr-i Sabah programında Suriye’de yaşanan sorunlar ve dün Menbiç’teki patlamayla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Yavuz, bölgede sorunların bir türlü çözüme ulayamadığını, sadece ertelendiğini dile getirdi.
Suriye'de şu anda sorunların başında çatışmaların bitmesinin ardından bölgede yaşanacaklar geliyor. Bölge tamamen Suriye kontrolüne mi bırakılacak, orada Rusya, Türkiye ve İran'ın etkisi ne olacak, ABD'nin Kürtlere verdiği destek onların kendilerine özel bir bölge kurmasını sağlayabilecek mi gibi soruların cevapları henüz bulunabilmiş değil. Emekli Tümgeneral, stratejist ve yazar Ahmet Yavuz, Seyr-i Sabah programında olası senaryoları değerlendirirken henüz sorunların çözüme ulaştırılmasından uzak olduğumuzu dile getirdi:
‘BÖLGEDE NE OLDUĞU BELLİ AMA NEREYE GİDEBİLECEĞİ BELLİ DEĞİL'
"ABD Suriye'nin kuzeyinde ayrıcalıklı bir bölge yaratmaya çalışıyor. Bu bölgeye tampon bölge deniyor güvenlikli deniyor, ne olacağı nasıl ve kimin olacağı belli değil. Bizim sınırımızın hemen güneyinde, bitişik alanda şehirler var. O bölge halkı ne olacak o da belli değil. Suriye'nin toprak bütünlüğü içinde yeni bir yuvalanmaya müsaade etmek demektir. Bunun nereye varacağını Irak'ın kuzeyinde gördük. Bu sadece ABD'nin iradesinde olacak bir şey değil. Oranın sahibi Suriye. Ayrıca Rusya önemli bir söz hakkına sahip. Türkiye Rusya ve İran ile bir oluşumu boğdu orada. Buradan yola çıkarak şunu söylemek mümkün: Bunun ne olduğu henüz belli değil ama nelere yol açabileceği belli.
Amerika'da hep o tabir kullanılıyor: Müesses nizam çekilmekten yana değil. Ama Trump'ın öncelikleri farklı çekilme kararı verdi. Trump'ın kararıyla müesses nizam istekleri arasında sürtüşme var. Menbiç'teki patlama da bununla alakalı gibi görünüyor. Rusya ve Suriye rejiminin bir operasyon planlaması vardı. Türkiye haklı kaygılarla bu operasyonu devreye girerek durdurdu ve birtakım taahhütler verdi. Silahsızlandırılmış bölge tesis edilmesi gibi… Yılbaşına kadar karayolları kontrol altına alınacaktı. Bölge teröristlerden temizlenmeye başlanacaktı. Şunu unutmayalım ki Türkiye El Nusra'yı Temmuz sonunda devlet kararı haline getirdi. Bunların da temizlenmesi lazım. Varılan mutabakat sorunu çözmedi, öteledi. O kadar kısa sürede bunu yapmak işin tam yapılmadığını da gösteriyordu. El Nusra orada diğer grupları temizleyip oraya egemen oldu. O teröristler orada imha edilmeden sağlıklı bir alan yaratmak mümkün değil. Rusya ve Suriye o bölgenin teröristlerden temizlenmesini istiyor. Bizim orada gözlem noktaları ve devriyelerimiz var. Bunların da tehlike altında olduğunu görüyoruz. Rusya ve Türkiye uğraşacaklar ve belirli alanlarda operasyon yapacaklar. Bir göç dalgası yaratabilir.
‘TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ ÖNE ÇIKIYOR'
Trump'ın çekilme kararından itibaren Türkiye'nin ABD ile beraber yürüme iradesi ortaya çıktı. Bu da Rusya ve İran'da nasıl karşılandı bilemiyoruz. Lavrov'un açıklamaları, Suriye'nin toprak bütünlüğü konusunda öne çıkıyor. Orada ABD ile her şeyi yapamazsınız diye Türkiye'nin önüne tavır koyacakları anlaşılıyor. Aslında Trump'ın kararının arkasında İran'a yönelik esas hedefin belirlenmesi ve Türkiye'den istifade edilmesinin istendiği geliyor. Burada altı çizilmesi gereken birkaç husus var: ABD'nin oradan gitmesi Türkiye'nin yararınadır. Mümkün olduğunca Suriye'nin kendi alanına hakim olması esas alınmalıdır. Sınırlarımıza bitişik alanlarda parçalı yapılar görmekten mutlu olmamalıyız. Fırat'ın batısında bize yakın bir bölge olsun demek uzun süre Türkiye'yi güvenlik problemleriyle karşı karşıya bırakmak demektir.
İşin doğrusunu söylemek gerekirse tank fabrikasının özelleşmesine çok sıcak bakmıyorum. Orada bir bilgi birikimi var. Orası sadece bir tank palet fabrikası değil fırtına obüslerinin yapıldığı yer. Oradan mühendislik bakış açısının uzaklaştırılmaması gerekiyor. Bence yapılmaması gereken bir şey. Bu tür yatırımları kaynak yaratmak için kullanmamak gerekiyor. Bu özelleştirme değil dediler. Devletin kurumlarının ayakta kalması gerektiğine inanıyorum. Cumhuriyetin en önemli getirilerinden biri yarattığı kurumlardı. Rantabilite ve işletme maliyetlerinin düşürülmesi için tedbir alınabilir ama bu tedbir özelleştirme değil."