« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

18 Şub

2019

MUHAMMED ESED (LEOPOLD WEISS) (1900-1992)

Kemal Kahraman 01 Ocak 1970

Yahudi asıllı müslüman âlimi ve siyaset adamı.

2 Temmuz 1900’de Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun Lvow şehrinde (bugün Ukrayna’da) yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi; babası avukat, dedesi hahamdı. Aile geleneğine göre özel öğretmenlerden İbrânî dili ve kültürü üzerine eğitim gördü. 1918-1920 yıllarında Viyana Üniversitesi’nde sanat tarihi ve felsefe okudu. Prag ve Berlin’e gidip entelektüel çevrelerle tanıştı, bir müddet sinema ve tiyatroyla uğraştı. Gazetecilik kariyeri, 1921’de gizlice Berlin’e gelen Maxim Gorky’nin eşiyle yaptığı röportajdan sonra başladı. 1922’de Frankfurter Zeitung’un özel muhabiri olarak Kudüs’e gitti ve orada siyonizmin lideri Hayyim Weizmann’la (müstakbel İsrail cumhurbaşkanı) karşı olduğu bu hareketi tartıştı. 1923 yılını Kudüs’te ve Kahire’de geçirip Ortadoğu’da yaşanan siyasî ve içtimaî hayata dair ayrıntılı bilgi edindi. Bursa, İstanbul, Sofya, Belgrad, Berlin üzerinden Frankfurt’a giderek bir süre gazetenin merkezinde çalıştı. 1924’te Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan, İran ve Afganistan’ı kapsayan bir seyahate çıktı. Gezisini Merv, Semerkant, Buhara, Taşkent ve Moskova’dan geçerek tamamladı.

Son seyahati sırasında Kahire’de Muhammed Abduh’un öğrencilerinden Ezher şeyhi Muhammed Mustafa el-Merâgi ile tanıştı ve Ezher’de Arapça öğrendi. 1926 yılında eşiyle birlikte İslâmiyet’i kabul etti ve Muhammed Esed adını aldı; ertesi yıl da beraberce hacca gittiler. Yaklaşık altı yıl Arabistan’da yaşadı; bu sırada İslâmî bilgilerini geliştirdi. Libya’daki bağımsızlık mücadelesini destekleyen yazılar yazdı. Suudi Kralı Abdülazîz ile dost oldu. Hindistan’a giderek Muhammed Ali Cinnah ve Muhammed İkbal ile yakın ilişki kurdu. Islamic Culture adlı derginin editörlüğünü yaptı (1936-1938). 1947’de Pakistan’ın doğuşunun ardından devlet ve toplum düzeninin dinî temellerini araştırma işlevi görecek İslâmî Tecdid Kurumu adlı bir müessese oluşturmakla görevlendirildi. 1949’da Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu Dairesi başkanlığına, 1952’de Pakistan’ın Birleşmiş Milletler dâimî temsilciliğine tayin edildi. Böylece yirmi beş yıl Batı’dan uzak kaldıktan sonra New York’a gitti ve büyük ilgi gördü. 1955’te Pakistan’a döndü. Devlet Başkanı Eyyûb Han’ın kalması yönündeki talebine rağmen 1959’da siyasî karışıklıklar yüzünden Pakistan’dan ayrılarak ömrünün kalan kısmını İsviçre, Fas, Portekiz ve İspanya’da ilmî çalışmalarla geçirdi. 20 Şubat 1992’de Granada’da öldü.

Siyasî faaliyetlerinin ve gazeteciliğinin yanında önemli bir düşünür olarak tanınan Muhammed Esed, İran İslâm Devrimi’ne karşı çıkmış, İslâm dünyasındaki aşırı hareketlerden rahatsızlığını dile getirmiş, İslâm hukukunun bu şekliyle uygulanamayacağını, sistemleştirilmesi gerektiğini belirtmiş, İslâm dünyasında kadın hakları savunuculuğu yapmıştır. Pakistan anayasasında kadınların siyasî parti başkanı seçilmesine izin verilmesi onun bu mücadelesinin bir ürünüdür.

Eserleri. 1. Un romantisches Morgenland (Frankfurt 1924). İlk Ortadoğu ziyaretinin ardından kaleme aldığı izlenimleridir. 2. Islam at the Crossroads (Delhi-Lahore 1934). Muhammed Esed, bu kitabında Batı teknolojisinin amansız saldırısı karşısında kendine güvenini tamamen kaybetmiş olan İslâm dünyasının şahsiyetini ve itibarını yeniden kazanmasını sağlamayı hedef almıştır. Eser çeşitli dillere çevrilmiş ve pek çok baskısı yapılmıştır (trc. Hayrettin Karaman, Yolların Ayrılış Noktasında İslâm: Batı Medeniyeti Karşısında Müslümanlık, İstanbul 1965, 1969, 1986, 1997). 3. Sahih al-Bukhari: The Early Years of Islam (Delhi-Lahore 1938). ?a?î?-i Bu?arî’deki siyerle ilgili rivayetleri ve açıklamalarını ihtiva eden eser yazarın Medine’de kaldığı süre içinde tamamlanmıştır (trc. Mustafa Armağan, Sahîh-i Buhârî: İslâm’ın İlk Yılları, İstanbul 2000). 4. The Road to Mecca (New York 1954). Muhammed Esed’in, 1932 yılında Arabistan çöllerinde gerçekleştirdiği yolculuk çerçevesinde geçmişten o güne bütün hayatını, Pamir yaylalarından Libya çöllerine, oradan İstanbul’a kadar yaptığı gezileri ve yaşadığı büyük değişimi anlatan otobiyografisidir. İslâmiyet’i kabul edişinin hikâyesi olan bu kitabında yazar okuyucuya, bir Avrupalı’nın İslâm’ı keşfedip tanımasının ve müslüman toplumuyla bütünleşmesinin hikâyesini sunar. Çeşitli dillere çevrilen ve birçok kişinin İslâm’ı seçmesine vesile olan kitap birincisi özet olmak üzere aynı adla iki defa Türkçe’ye çevrilmiştir (İhsan Babulluoğlu, Mekke’ye Giden Yol, İstanbul 1967; Cahit Koytak, İstanbul 1967, 1984, 1988, 1992). 5. The Principles of State and Government in Islam (Berkeley 1961). Kitap, Mansûr Ali Mâzî’nin Minhâcü’l-?ükm fi’l-İslâm adlı Arapça çevirisinden (Beyrut 1964) M. Beşir Eryarsoy tarafından İslâm’da Yönetim Biçimi adıyla Türkçe’ye tercüme edilmiştir (İstanbul 1977, 1988, 1995). 6. The Message of Qur’an (Gibraltar 1980). Muhammed Esed, 1960 yılında başlayıp 1964’te birkaç sûresini yayımladığı bu meâl-tefsir çalışmasını Fas’ta kaldığı yıllarda tamamlamıştır. En önemli eseri saydığı meâl-tefsir onun klasik Arapça’ya hâkimiyetini göstermesi açısından dikkat çekmiş ve bazı eleştirilere rağmen en fazla ilgi gören meâllerden biri olmuştur. Muhammed Esed birçok klasik ve yeni tefsiri, hadis kaynaklarını ve klasik sözlükleri kullanarak hazırladığı bu eserinde üç ilkeye bağlı kalmıştır. Bunlardan birincisi kelime ve ifadelerin Kur’an’ın nâzil olduğu dönemdeki mânalarını esas almak ve bu çerçevede Kur’an’da yer alan dinî lafızları sonradan kazandıkları terim anlamlarıyla düşünmemek, ikincisi Kur’an’ın i‘câzla ifade edilmiş bir kelâm olduğunu göz önünde bulundurmaktır. Üçüncüsü de geleneksel Kur’an ilimlerinde Kur’an’ın Kur’an’la tefsiri olarak formüle edilen ilkedir. Bu ilke Kur’an’ın birbirini tamamlayan bir bütün olduğu ve her öğretinin karşılıklı olarak birbirini tamamladığı düşüncesine dayanmaktadır. Tefsirmeâl, uzun soluklu bir çalışma ürünü olması ve çağdaş Batılı okuyucunun zihnine Kur’an’ı yaklaştırması sebebiyle özellikle entelektüel kesimlerce olumlu karşılanmıştır. Bununla birlikte Muhammed Esed’in modernist çizgiyi yansıtan görüşleri eleştirilmiştir. Ayrıca meâlde eksik çevirilerin bulunduğu, isabetsiz anlamlar verildiği, aşırı te’viller yapıldığı, bâtınî yorumlara sapıldığı, kaynaklardan bilgilerin doğru aktarılmadığı ileri sürülmüştür. Önemli eleştirilerden biri de Muhammed Esed’in bir kısım âyetlerin yorumunda kullandığı yöntemi Kur’an’ın bütününde sürdürmemesidir. Cahit Koytak ve Ahmet Ertürk tarafından Kur’an Mesajı Meâl-Tefsir adıyla başarılı şekilde Türkçe’ye çevrilen eserin (İstanbul 1996) daha sonra da çeşitli baskıları yapılmıştır. 7. This Law of Ours and Other Essays (Gibraltar 1987). Muhammed Esed’in İslâm ve Batı uygarlıkları ile İslâm hukukuna dair düşüncelerini, özellikle Pakistanlı müslümanlar için uygun gördüğü devlet şekli ve İslâmî bir anayasa teşkili hakkında daha önce yazdığı makalelerini ve yaptığı radyo konuşmalarını içermektedir.

Ziyaret -> Toplam : 125,40 M - Bugn : 159565

ulkucudunya@ulkucudunya.com