Cumhurbaşkanına hakaret suçu kaldırılmalıdır
EMRE KONGAR 01 Ocak 1970
Ceza yasasındaki cumhurbaşkanına hakaret suçu, tarafsız, partisizcumhurbaşkanı için konulmuş bir hükümdür; kaldırılmalıdır.
Cumhurbaşkanı, artık bir “yamalı bohçaya” dönmüş olan bu “UcubeAnayasa”ya göre, hem taraflı ve partili olduğu, hem de hukuken ve fiilen yürütmenin başı olarak bütün icra fonksiyonlarını yüklendiği için:
Siyasilerin muhatap olduğu her eleştiriye, hatta onlardan çok daha fazla yetkili olduğu için, politikacılara yöneltilen eleştirilerden çok daha fazlasına muhatap olmalı ve özel koruma altında bulunmamalıdır.
***
Denge ve Denetleme Ağı, DDA, 14.02.2019 tarihinde bir basın bülteni yayımladı.
“Mevcut Hükümet Sisteminde, Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Yeri Yok” başlığını taşıyan bu bültende DDA, cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenleyen 299. maddenin, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uyum kapsamında yürürlükten kalkması için Meclis’e çağrı yaptı.
Hakareti suç olarak gören bütün yasa hükümlerine ifade özgürlüğünü kısıtlamak amacıyla sıklıkla başvurulduğunu belirten DDA, cumhurbaşkanına hakaret suçu özelinde ise, ‘Seçilmişlerin, siyasi sorumluluklarının gereği olarak, ağır ya da hafif her türlü sözlü ifade, eleştiri, hiciv ve ithama karşı toleranslı davranmayı kabul etmeleri gerekir. Bu, idareye talip olmanın doğal sonucudur’ ilkesini anımsattı.
***
Başta 299. madde olmak üzere, yasadaki hakaret suçunun yarattığı sorunları sıralayan DDA, mevcut hükümet sisteminde devlet başkanının tarafsız olmadığı, dolayısıyla fazladan bir hukuki koruma elde etmesininmeşru olmayacağını savundu.
DDA, “Hakaret suçu gerekçesiyle açılan davalar, medya, sivil toplum ve vatandaşların, ifade ve meşru protesto haklarının, ceza yoluyla ve kamu kaynakları kullanılarak askıya alınmasına neden oluyor.
Herhangi bir yasanın, temel hakları sınırlamak için kullanılması, infial yaratmak ve kutuplaştırmayı derinleştirmekten öte bir caydırıcılık da taşımıyor” dedi.
***
DDA, sorunun çözümü için aşağıdaki önerileri yapıyor:
1) Hakaret suçu bütün halinde ceza kanunundan çıkarılamayacaksa, Venedik Komisyonu’nun da tavsiyesi üzere, Cumhurbaşkanını koruyan 299. maddenin kaldırılması için Meclis’te temsil edilen tüm partiler harekete geçmeli.
2) Ya da Anayasa Mahkemesi’ne yeniden başvurarak, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi uyarınca, yeni bir norm denetimi talep edilmeli.
3) 299. maddenin kaldırılması durumunda, sert siyasi eleştirilerin önüne geçilmesi için, genel olarak hakaret suçunu düzenleyen 125. maddeye başvurulması ihtimaline karşılık, bu maddeye, suç siyasilere karşı işlendiğinde, yaptırımın 125. maddede tanımlananın da altına çekilmesini sağlayacak bir güvence konmalı.
4) Eğer hem 125, hem de 299. maddeler korunacaksa, 299. maddenin tanımladığı cezalar, seçilmişlerin eleştiriye karşı daha toleranslı olmaları gerektiği ilkesinden hareketle, 125. maddenin de altına çekilmeli, sembolik düzeye indirilmeli.
***
Demokratik bir rejimde, hem partili ve taraflı olan hem de bütün politikacılardan ve yöneticilerden daha yetkili olduğu halde, onlardan ve herkesten daha fazla korunmuş bir Cumhurbaşkanı, demokrasininruhuna da lafzına da aykırıdır.