Mağcan CUMABAYEV (1893-1938)
İbrahim Kalkan 01 Ocak 1970
Kazak şairi, yazar, siyaset ve düşünce adamı.
25 Haziran 1893’te Kuzey Kazakistan vilâyetinde şimdiki Mağcan Cumabay ilçesine bağlı Sasıkköl’de doğdu. Eğitimli bir aileye mensuptur. Babası Beken, ticaretle uğraşan varlıklı bir kimseydi. İlköğrenimini köyünde tamamlayan Cumabayev, 1905-1910 yıllarında Muhammedcan Begişev’in idaresinde Kızılyar’daki (Petropavlovsk) Cedîdci medreseye devam etti. Burada Doğu ve Batı edebiyatlarının örneklerini tanıdı. Henüz genç bir öğrenciyken Abay Kunanbayulı’nın Ölenleri adlı kitabından Abay’ın şiirlerini okudu ve bu heyecanla yazdığı, “Ünlü ozan, sözü altın hakîm Abay’a” adlı şiiriyle edebiyat dünyasına ilk adımını attı. Öğrenimine 1910-1913 yıllarında Rusya müslümanlarının önemli merkezlerinden Ufa’daki Galiye (Aliye) Medresesi’nde devam etti. Burada kısa sürede hocası Alimcan (Galimcan) İbrahimov’un dikkatini çekti. İlk kitabı olan Şolpan onun yardımıyla 1912’de Kazan’da basıldı.
1913-1916 yılları arasında hem edebiyat çalışmalarını sürdürdü hem de Omsk Öğretmen Okulu’na devam etti. Ayrıca Kazak halkının özellikle eğitim sorunlarına çözüm bulmak amacıyla oluşturulan “Birlik” hareketinde etkin rol aldı. Kazak halkını daha çağdaş, daha müreffeh ve huzurlu bir hayata kavuşturmayı hedefleyen Alaş Hareketi’ne de katıldı. Çevresinde toplandıkları Ahmed Baytursunov’un Kazak gazetesinde (1913-1918) şiirlerinin yayımlanmasıyla başlayan ilişkileri giderek güçlendi. Rusya’da 1917 devrimi sırasında özerk bir Kazak hükümetinin kurulması çalışmalarına katıldı. Akmola ili kurultayını düzenleme kurulunda yer aldı. Rusya Kurucu Meclisi’nde Kazaklar’ı temsil etti. Alaş Partisi Akmola il komitesi üyesi oldu. Daha sonra II. Umumi Kazak Kurultayı’nda bulundu ve eğitim komisyonuna başkanlık etti. Alaş Hareketi’nin başarısızlığa uğramasının ardından 1919-1923 yıllarında yayın faaliyetlerine ağırlık verdi. Akmola’da çıkan Bostandık Tuvı gazetesinde, Şolpan ve Sanadergilerinde, daha sonra da Ak Jol gazetesinde çalıştı. Bu yıllarda destan formunda yazdığı “Batır Bayan” adlı şiiri yayımlandı. 1923-1927 arasında Moskova Edebiyat ve Sanat Enstitüsü’nde okuduğu sırada Rus dili ve edebiyatını yakından tanıma imkânını buldu. 1925’te Enbekşi Kazakgazetesinde, yeni Sovyet yönetimince eserlerinin komünist ideolojisine ters düştüğü iddiasıyla hakkında büyük bir kampanya başlatıldı. Gerçekte Sovyet yönetimi aleyhinde herhangi bir şey söylememiş olsa da rejimi destekleyen yazılar yazmadığı gerekçesiyle hatalı bulunmuştu. Moskova’dan döndükten sonra 1927-1929 yıllarında Burabay ve Kızılyar’da öğretmenlik yaptı. Alka adlı Sovyet karşıtı gizli bir örgüt kurduğu iddiasıyla 1929’da tutuklandı ve on yıl sürgün cezasına çarptırıldı. Ünlü Rus yazarı Gorki’nin girişimiyle 1936’da serbest bırakıldı. Petropavlovsk’ta öğretmenliğe başladı. Ancak il eğitim müdürünün şikâyeti üzerine siyasî sebeplerle işine son verilince 1937’de Almatı’ya geldi. Çeviri işleriyle geçimini sağlamaya çalıştı. Çok geçmeden Stalin’in “büyük terör” politikasındaki aydın katliamı sırasında o da pantürkizm ve halk düşmanlığıyla suçlanarak tutuklandı ve 19 Mart 1938’de idam edildi. Uzun yıllar eserlerinin yayımlanması bir yana adının anılması bile yasaklanan Cumabayev 1960 yılında bir kararla aklanmış, fakat kitapları ancak, Sovyetler Birliği’nde başlatılan glasnost politikaları neticesinde 1989’da tekrar yayımlanabilmiştir. Kazakistan’ın 1991’de bağımsızlığına kavuşmasının ardından diğer Alaş aydınları gibi o da ilgi görmeye başlamış, hayatına dair birçok çalışma yapılmış, memleketi olan Kuzey Kazakistan vilâyetinde bir ilçeye adı verilmiştir.
Cumabayev modern Kazak edebiyatının kurucusu sayılan Abay Kunanbayev’in (ö. 1904) en önemli takipçisi olmuş, Kazak edebiyatına içerik ve üslûp bakımından pek çok yenilik getirmiştir. Birçok şairin takip ettiği güçlü bir sanatkâr kabul edilmiş, Kazak şiirini müziğe dönüştürdüğü, sesten resim çıkardığı, söze can kattığı belirtilmiştir. Siyasal görüşleri ve etkinlikleriyle de öne çıkan Cumabayev’in birçok şiirinde Türk sözcüğünü özellikle vurgulayarak Türk tarihi ve kültürüne yer vermesi onu Türk milliyetçiliğinin temsilcileri arasına katmıştır. Duygu ve düşüncelerini cesur ve emin ifadelerle ortaya koyarken lirik ve gizemli bir dil kullanmış, eserlerinde toplumsal sorunların yanında aşk ve duygusallığa da yer vermiştir. Şiirlerinde çokça değindiği sorunlar arasında halkı okumaya ve eğitim almaya teşvik etmesi dikkat çeker.
Türkiye’de Millî Mücadele sürerken yazdığı “Alıstağı Bavrıma” (Uzaktaki kardeşime) adlı şiiri onun Türkiye’de tanınmasını sağlamıştır. Özellikle “Oral Tavı”, “Kazak Tili”, “Peygamber” ve “Türkistan” şiirlerinde Türklüğe, Türk tarihi ve kültürüne verdiği önemi ortaya koymuş, Kazak tarihiyle ilgili konuları “Batır Bayan”, “Koylıbaydın Kobızı” ve “Korkıt” gibi destan türü eserlerinde büyük bir yetkinlikle ele almıştır. Cumabayev’in ilk şiir kitabı Şolpan adıyla Kazan’da 1912’de yayımlanmış, daha sonra 1922’de Kızılorda’da ve 1923’te Taşkent’te iki şiir kitabı daha basılmıştır. Şiirin yanı sıra eğitim bilimine de önem veren Cumabayev bu alandaki çalışmalarını Pedagogika (1922-1923) ve Bastavış Mektepte Ana Tilin Okıtuv Jöni (1925) adlı eserlerinde toplamış, ayrıca birçok Avrupalı ve Rus şairin şiirleriyle M. Gorki, V. Ivanov ve M. Sibiryak gibi yazarların hikâyelerini Kazakça’ya çevirmiştir. Şolpannın Künesi (Şolpan’ın günahı) (1923) adlı hikâyesiyle Kazak edebiyatına psikolojik tahlil metodunu getiren Cumabayev’in eserleri Kazakistan’ın bağımsızlığının ardından pek çok defa yayımlanmıştır. Üç ciltlik Şığarmalar Jinağı (2008), kitaplarının yanı sıra dergi ve gazetelerde çıkmış yazılarının bir araya getirildiği kapsamlı bir külliyattır. Cumabayev’in Taşkent’te 1923’te basılan şiir kitabı Ferhat Tamir tarafından Türkiye Türkçesi’ne aktarılmıştır (bk. bibl.).