Gaziantep modeli Suriye modeli ve İstanbul bağlantısı!
Arslan BULUT 01 Ocak 1970
Tayyip Erdoğan, "şimdi yapısal reform zamanı" derken Devlet Bahçeli, "Bundan sonra sadece büyükşehir belediye başkanını seçelim, o da üstlendiği görev ve yetkiye dayanarak ilçe belediye başkanlarını belirlesin." önerisinde bulunmuştu.
Bu öneri, "Eyalet sitemine zemin hazırlama işini, MHP'ye yaptırıyorlar" şeklinde yorumlanmıştı.
Derken Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, yazılı bir açıklama yaparak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi modelini yerelde uygulama kararı aldı ve genel sekreter yardımcılıklarını kaldırdıklarını, daire başkanlığı sayısını 28'den 18'e, müdürlük sayısını 98'den 69'a indirdiklerini ve politika kurulları oluşturduklarını bildirdi.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, "Bu model şu an başkanlık modelinin yerelde ilk modeli olacak. Belediye olarak bu konuda gerekli tüm çalışmaları yaptık. 'Benim de bu şehirle ilgili bir sözüm var' diyen herkesi içine alan politika kurulları modelini hayata geçiriyoruz" dedi!
***
Bir defa Büyükşehir olsun olmasın, belediyelerin yetki ve görevleri, yasayla düzenlenir. Her belediye başkanı, kendi uygun gördüğü sistemi uygulayamaz. Meselâ, halkın seçtiği belediye meclisleri yerine belediyeyi, politika kurulları ile yönetemez.
Anlaşılıyor ki Fatma Şahin, böyle bir kararı tek başına vermiş değildir. Gaziantep, pilot bölge olarak seçilmiştir ve yeni bir sistem denenmektedir. Aslında, bu konuda elimizde önemli veriler de vardır.
O verilerden biri, Tayyip Erdoğan imzasıyla, New York Times gazetesinde yayınlanan makaledir.
Makalede, Suriye'nin kuzeydoğusunun nasıl yönetilmesi gerektiği şöyle ifade ediliyordu:
"Tüm toplulukların yeterli siyasi temsile sahip olmasını sağlamak da bir diğer önceliktir. Türkiye'nin gözetimi altında YPG ya da IŞİD'in kontrolü altında olan bölgeler, seçimle iş başına gelmiş konseyler tarafından yönetilecek. Terör örgütleriyle bağlantısı olmayan şahıslar bu yerel yönetimlerde kendi topluluklarını temsil etme hakkına sahip olacak. Suriye'nin kuzeyinde çoğunluğun Kürt olduğu bölgelerdeki yerel konseyler çoğunlukla Kürt temsilcilerden oluşacak olsa da, tüm toplulukların adil temsil edildiğinden emin olunacak. Uygun deneyime sahip Türk yetkililer onlara belediye, eğitim, sağlık ve acil hizmetler konularında danışmanlık verecek."
Gaziantep'te uygulanmak istenen sistem, Erdoğan'ın Suriye'nin kuzeydoğusu için önerdiği "seçimle iş başına gelecek konseyler" modelinden daha geridir. "Fatma Şahin modeli"nde, seçimle gelmemiş kurullardan söz ediliyor!
Fatma Şahin, bu anlayış ve bakış açısının Erdoğan'ın seçim manifestosunda da bulunduğuna işaret ederek verdikleri sözü tutabilmeleri için kurumsal kapasitede yapısal dönüşüme gitmeleri gerektiğini ifade etti.
***
Aslında yorum yapmama hiç gerek yok. Çünkü Erdoğan'a, 2001 yılında daha partiyi kurmadan önce ABD'den gönderilen ve AKP programı haline getirilen gizli belgenin giriş bölümünde şöyle deniliyordu:
"Mr. Erdoğan, Ankara, küreselleşmenin gerekliliğini anlamak ve dünyada geçerli olan kurallara uyum sağlamak zorundadır. Ankara şunu da anlamalıdır ki, uygun gördüğü kuralları uygulayıp, kendi çıkarlarına uymayanları reddetmesi mümkün değildir... Küreselleşmenin bir adı da şehirleşmedir. Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir."
Belgede "dünya" kelimesiyle kastedilen, dünyayı yönetmeye çalışan güç merkezleridir. Yani ABD veya Avrupa değil, dünya hükümeti kurmaya çalışan örgütlerdir. "Ankara" kelimesiyle de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ayakta tutan güçler esas alınmıştır.
İstanbul'da seçimi kaybettikleri halde neden teslim etmek istemedikleri belli değil mi?
Modelleri bozulacak!
Gerçi CHP de Avrupa Yerel Yönetimlere Özerklik Şartı'na Türkiye'nin koyduğu çekinceleri kaldıracağını vaat etmektedir!
Bu durumda ne demeli?