Büyük oyunu bir kere daha gördük!
Servet Avcı 01 Ocak 1970
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, Diyarbakır'a gitmeseydi büyük oyunu göremeyecektik!..
Onun Pontuslu olduğunu biliyorduk da şu 'Kürdistanlı Lazistanlı' yaklaşımını bilmiyorduk, onu da öğrenmiş olduk!..
Diyarbakır'da o akıcı Kürtçesiyle yaptığı konuşma çok önemliydi İmamoğlu'nun!.. Demek ki bir yerlerde, zulalarda bugünler için hazırlanmış kendisi!.. Yoksa sabahtan akşama kadar beka konuşulurken, ülkenin birliği dert edilirken, 'tek millet-tek vatan-tek bayrak' sloganları kürsüleri kaplarken, kimin haddineydi Kürdistan'dan, Lazistan'dan söz etmek?
Kim cesaret edebilirdi, Diyarbakır'da ahaliye seslenirken, işin içine Atatürk'ü de katarak, Kürdistan ve Lazistan mebuslarından bahsetmeye?
***
Ekrem İmamoğlu, gerçekten ayıp etti!.. Biz onun daha Pontus'una katlanamazken, eyaletleri gözümüzün içine sokarak gerçek niyetini ortaya dökmesi önemliydi!.. PKK'dan söz ederken 'pekeke' demesi onun ne kadar nazik bir insan olduğunu gösterse de Kürdistan sözüyle asıl amacı deşifre oldu!.. İmamoğlu'nun iç yüzü belgelendi!..
Ayrıca Ekrem İmamoğlu'nun 'Dersim'de devlet adına biz özür diledik' türünden açıklaması da arka planda ne filmler çevirdiklerinin ispatı niteliğindeydi!.. Böylece "İmamoğlu kazanırsa İstanbul'u Konstantinopol yapar" tezi haklı çıktı!.. Daha belediye başkanı bile olmadan Tunceli'yi Dersim'e çevirdiğine göre İstanbul'u kazandığında bu mübarek beldeyi Konstantinopol de yapabilir, New Jersey veya San Antonia da!..
***
Buradan İmamoğlu'na sesleniyoruz: Bu tuttuğun yol, yol değil!.. Şimdi elindeki Kürdistan ve Lazistan haritalarıyla, artık gizleyemediğin o Pontus kimliğini sessizce yere bırak ve ellerini havaya kaldır!.. Özeleştirini ver, milletimizden özür dile ve affedilmeyi bekle!..
Seni yönlendiren üst akılla ancak buraya kadar gelebildin!.. Gördüğün gibi bizden kaçmaz, biz büyük oyunu bir kere daha gördük!.. Diyarbakır konuşmanda gerçek niyetini ele verdin!.. Gel adalete teslim ol, çünkü bundan sonrası çıkmaz sokak!..
***
'Beka'yı gerçekten dert eden, toparlayıcı olur, öyle "Ret, inkâr, asimilasyon politikalarını biz kaldırdık" şeklinde Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranları çaktırmadan eleştirmez, Kürdistan veya Lazistan'dan söz etmez… Tunceli için Dersim özrü dilemek yerine, orayı Tunceli yapan millî iradenin yanında durur…
Peki Ekrem İmamoğlu ne yaptı? Bu saydıklarımızın hepsini gerçekleştirdi!.. Biz her daim kıskanan üst aklın o aklına uydu ve memleketi 'beka' derdi çeker hâle getirdi!.. Diyarbakır konuşması bunun çok açık bir itirafıdır!.. İnanmayan varsa, o konuşmayı tekrar tekrar dinlesin!.. Üniter yapının nasıl sabote edildiğini kendi kulaklarıyla bir kere daha duysun!..
***
İnşallah yakın zamanda Binali Yıldırım Bey de Diyarbakır'ı ziyaret eder ve orada devlet adamı nasıl olurmuş gösterir!.. Kürdistan'ı Lazistan'ı aklından geçirenleri bin pişman eder, Tunceli konusunda devletin aldığı abdeste sahip çıkar!..
'Beka' neymiş, dosta düşmana bir güzel öğretir!.. Aksini düşünenlerin bağırsaklarını düğümleyecek sözler söyler!.. Kürdistan veya Lazistan'dan seçilip de Meclis'te temsi edileceğini düşünenlerin yerlerinin Ankara değil, Seyit Rıza'nın yanı olduğunu hatırlatır!..
Şakası yoktur, kesin öyle konuşur!.. Neticede bu iş 'beka meselesi' değil mi? Pontus'tan aklanmamış Ekrem İmamoğlu gibi Diyarbakır'da eyaletleri hatırlatacak değil ya!..
Neyse ki milletimiz büyük oyunu bir kere daha gördü!..