Jandarma Genel Komutanlığı (14.06.1869)
01 Ocak 1970
Dünya milletleri ile karşılaştırıldığında, düzenli ve uzun ömürlü devletler kurma yeteneğini ve gücünü göstermiş olan Türkler, tarih sahnesinde göründükleri günden bu yana düzenli devlet anlayışlarının yanı sıra, ülkelerinde emniyet ve asayişin sağlanması yolunda koydukları yasalar ve töreler ile de dikkat çeken bir millet olmuştur. Eski Türklerde Başbuğ, Kağan, Hakan diye anılan hükümdarlar aynı zamanda emniyet ve asayiş hizmetleriyle bizzat uğraşmışlardır. Orhun Kitabeleri’nde Yargan olarak geçen ve Hakanların emrinde, emniyet ve asayişi sağlayan bir zabıtanın bulunduğu bilinmektedir.
Selçuklularda Surta, Osmanlılarda Subaşılar, daha sonraları Zaptiyeler ve yakın tarihte Jandarma, emniyet ve asayiş hizmetlerini yürüten askeri kolluk teşkilatları olarak görülmektedirler.
Osmanlı Devleti’nde; kazalarda Kadılar emrindeki Subaşılarla, sancaklarda Mirliva veya Sancak Beyleri, eyaletlerde ise Mir-i Miran veya Beylerbeyi askeri ve mülki birer otorite olarak emrindeki askerlerle emniyet ve asayiş hizmetlerini yürütmüşlerdir.
Devletin başkenti İstanbul’da ise emniyet ve asayiş hizmetleri farklı bir teşkilat tarafından yürütülmüştür. Bu amaçla İstanbul’un içinde ve dışında asayiş karakolları açılmış ve bu karakollarda Karakullukçu denen Yeniçeriler görev almıştır. Yeniçeri Ağası, Cebecibaşı, Cebeciler, Kaptan Paşa, Topçubaşı ve Topçular, Bostancıbaşı ve Bostancılar, devletin emniyet ve asayişinin sağlanmasında görevli ve sorumlu isimler olarak tarihe geçmişlerdir.
18 Haziran 1826’da Yeniçeriliğin ortadan kaldırılmasından sonra emniyet ve asayiş hizmetleri; ‘Asakir-i Muntazama-i Mansuri’,’Asakir-i Muntazama-i Hassa’ ve 1834 tarihinde Anadolu ve Rumeli’nin bazı eyaletlerinde ‘Asakir-i Redife’ adı altında kurulan askeri teşkilatlar tarafından yürütülmüştür.
03 Kasım 1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı (Tanzimat-ı Hayriye – Gülhane Hattı Hümayunu) ile halkın can ve mal emniyetinin korunması görevi, eyalet ve sancak valilikleri emrine gönderilen subaylar tarafından yürütülmüştür.
16 Şubat 1846 tarihinde Zaptiye Müşirliği kurulmuş, eyalet ve sancaklardaki Umuru Zaptiye hizmetleri doğrudan doğruya bu makama bağlanmıştır. Bu devreye, ‘Tevhidi Zabıta’ (zabıtanın birleştirilmesi) devresi de denilmektedir. Zaptiye Müşirliği, bir üst seviyedeki askeri bir makam olan ‘Seraskerlik’ makamına bağlanmıştır. Böylece asıl görevi iç güvenlik ve düzeni sağlamak olan ve tek elden sevk ve idare edilen yeni bir askeri zabıta sınıfı doğmuştur.
14 Haziran 1869 tarihinde teşkilatın ilk nizamnamesi olan Asakir-i Zaptiye Nizamnamesi yürürlüğe konmuştur. Bu nizamname ile zabıta görev ve hizmetleri, yetki ve sorumlulukları hukuki bir çerçeve içine alınmıştır. Yönerge uyarınca her ilde bir Zaptiye Alayı kurulmuş, personeli piyade ve süvarilerden oluşmuştur. Ayrıca, alay, tabur, bölük ve takım teşkilatlanmasına gidilmiştir.
Arşivlerde, 1839 yılından itibaren “Jandarma” adına ve muhtelif “Jandarma tayin kararnamelerine” rastlanılmış olduğundan; Türk Jandarma Teşkilatının 1839 yılında kurulduğu anlaşılmış ise de araştırmalarda kuruluş ay ve gününün tespiti mümkün olmamıştır. Bu nedenle Asakir-i Zaptiye Nizamnamesi’nin kabul tarihi olan 14 Haziran 1869 tarihinin 14 Haziranı alınarak, “14 Haziran 1839” tarihi Jandarma Teşkilatının kuruluş günü olarak kabul edilmiştir.
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra Sadrazam Sait Paşa, modern bir zabıta teşkilatı kurmak için İngiltere ve Fransa’dan subaylar getirtmiş, teşkilatlanmada değişiklik yapılmış ve 20 Kasım 1879’da Seraskerlik makamına bağlı ‘Umum Jandarma Merkeziyesi’ kurulmuştur.
Jandarma, 1908 yılında IInci Meşrutiyet’in ilan edilmesinden sonra özellikle Rumeli’de büyük başarılar göstermiştir. Bunun üzerine teşkilat 1909 yılında yeniden düzenlenerek Harbiye Nezareti’ne bağlanmış ve Umum Jandarma Kumandanlığı adını almıştır.
Jandarma Birlikleri; 1914 yılında başlayıp 1918 yılında biten Birinci Dünya Savaşı ile 1919 yılında başlayıp 1922 yılında biten Kurtuluş Savaşımızda, hem iç güvenlik görevlerini sürdürmüşler, hem de bir çok cephede Silahlı Kuvvetlerin ayrılmaz bir parçası olarak yurt savunmasına iştirak etmişlerdir. Jandarma Birliklerinin bu savaşlarda gösterdiği kahramanlıklar ve yararlılıklar her türlü övgünün üzerindedir.
29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanından sonra, devletin birçok kuruluşunda olduğu gibi, Jandarma Teşkilatı’nda da reorganizasyon çalışmalarına bir plan çerçevesi içerisinde başlanılmıştır.
1918 yılında kapatılan Jandarma Astsubay Okulu İzmit’te yeniden açılmıştır. Sabit Jandarma Bölge Müfettişlikleri ve İl Jandarma Alay Komutanlıkları yeniden teşkilatlandırılmış, Seyyar Jandarma Birlikleri güçlendirilmiştir.
10 Haziran 1930 tarihinde 1706 sayılı Kanun çıkarılmış ve Jandarma Teşkilatı bu günkü hukuki statüsünü kazanmıştır.