« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

10 Haz

2019

Hamdullah Suphi Tanrıöver (1885 – 10.06.1966)

01 Ocak 1970

Hamdullah Suphi Tanrıöver, 1885 yılında İstanbul'da Aksaray'da, Horhor'daki Abdüllatif Suphi Paşa Konağı'nda dünyaya geldi. Babası Maarif Nazırlarından Abdüllatif Suphi Paşa, annesi ise Ülfet Hanım'dır. İlk tahsilini Kısıklı, Altunizade ve Numune-i Terakki mekteplerinde yapan Tanrıöver, 2. Abdülhamit’in iradesiyle parasız ve yatılı olarak orta tahsilini Galatasaray Lisesi'nde tamamlar. 1905 yılında Reji idaresinde tercüme servisinde ilk görevine başlar. Daha sonra muhtelif okullarda öğretmenlik yapar. Edebiyat Fakültesinde ders verir. Profesör olur. 1913'te Edirne'deki Bulgar zulmünü dünyaya anlatmak için seçilen heyetin içindedir.

Fecri Ati grubu içinde şair ve eleştirmen olarak Türk edebiyatına giren Tanrıöver, gerçek yerini ve kişiliğini milli edebiyat cereyanı ve Türk Ocağı kadrosunda bulmuştur. Ayrıca Hamdullah Suphi Tanrıöver, Ömer Naci'den sonra Türk dünyasında büyük ün kazanan yeni bir milli hatiptir.

35 yaşında Milli Mücadeleye Antalya Milletvekili olarak katılan Tanrıöver'e milletvekilliği uhdesinde kalmak üzere Matbuat ve İstihbarat Umum Müdürlüğü görevi verilir.

Daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı'na getirilen H. Suphi Tanrıöver, bu görevini muayyen zamanlarda iki defa sürdürmüş, Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı Istiklal Marşımızın Millet Meclisinde kabulü onun büyük çabaları sonucu gerçekleşmistir.

Tanrıöver daha sonra Bükreş büyükelçiligine tayin edilmiş, bu görevi 1944'te sonra ermiştir. 1946'da İstanbul'dan milletvekili olmuş, bu görevi de 1960'a kadar devam etmiştir.

Hamdullah Suphi Tanriöver, 10 Haziran 1966 yılında İstanbul'da ölmüş, Edirne Kapı Merkez Efendi Mezarlığına gömülmüştür.
Bir yazar "Türk Ocağı ve Hamdullah ikiz kardeş gibidir. Muhakkak biri diğerini hatira getirir" der. Gerçekten Türk Ocağı dendigi zaman mutlaka H. S. Tanrıöver akla geliyor. 1912 yılında 766 sıra numarasiyla Türk Ocağına üye olmus, yıllarca başkanlık yapmış, çok heyecanlı, çok ateşli hitabeleriyle, bu mukaddes ocakta geliştirilmiş Türk milliyetçiliğinin gür ve temiz sesi, tipik bir sembolü olmuştur.

Türk Ocağına büyük emeği geçen kuruculardan Yusuf Akçura şunları söyler:

"Ocağın tarihinde fasıla yoktur. Türk Ocağı bu fasılasız hayatini en ziyade reisi Hamdullah Suphi Beye borçludur. Kendi hayat ve istikbalini Ocağa katmis olan Hamdullah Suphi Bey, enerjisi, fikir takibi, ruh aşinalığı ve işi zor bulunur tertipleyiciliği sayesinde Türk Ocağını, Milli Türk Devletinin kurulusuna kadar getirebildi"

Muhtelif aralıklarla otuz dört yıl gibi uzun bir süre genel başkanlık yaparak kırılmasi çok zor bir rekorun da sahibidir. Genel başkanlık yaptığı dönemler (1912), (1949-1959) ile (1961-1966) yılları arasındadır.

Tanrıöver’in en büyük hizmetlerinden biri de Türk Ocağı binasinin yaptırılmasıdır. Tamamen Türk Ocaklıların fedakar katkıları ve gayretleri ile meydana getirilen bu bina, daha sonra Ocaklılardan alınmış, iadesi için çesitli girişimler müspet bir sonuç vermemiştir. Bugün Devlet Resim ve Heykel Müzesi olarak T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı uhdesinde hizmet vermekte olan Tarihi Türk Ocağı binası, asli sahiplerine iade edilecegi günleri beklemektedir.

ESERLERİ:Hamdullah Suphi Tanriöver'in bir çok yazi ve siirlerinin yaninda, "Dağ Yolu" ve "Günebakan" adli iki de eseri vardir.

Ziyaret -> Toplam : 125,44 M - Bugn : 21855

ulkucudunya@ulkucudunya.com