CÂBİR b. EFLAH (Muammer Dizer)
01 Ocak 1970
İşbîliye’de (Sevilla) doğdu. Hayatı hakkında ayrıntılı bilgi yoktur. XII. yüzyılın ortalarında vefat etmiş olabileceği, oğlunun İbn Meymûn’u (ö. 1204) şahsen tanımış olmasından çıkarılmaktadır. Ortaçağ’da İslâm dünyasından çok Batı’da Batlamyus’u eleştiren bir astronom olarak tanınmış, çok defa da kimyacı Câbir b. Hayyân, matematikçi-astronom Ca‘fer b. Eflak ve ünlü astronom Muhammed b. Câbir el-Bettânî ile karıştırılmıştır.
Câbir’i büyük bir üne kavuşturan, Batlamyus’un tanınmış eseri el-Mecistî’deki yanlışları düzeltmek üzere kaleme aldığı Kitâbü’l-Heye fî ıslâhi’l-Mecistî adlı kitabıdır. Bazı kaynaklarda Kitâbü’l-İstikmâl şeklinde geçen (bk. İbnü’l-Kıftî, s. 210) eserin adı Escurial nüshasında Kitâbü’l-Heye, Berlin nüshasında Islâhu’l-Mecistî olarak kayıtlıdır. Câbir’in gerek metodunun gerekse üslûbunun biraz karmaşık olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple Endülüslü bir astronom olan Yûsuf b. Yahyâ es-Sebtî Mısır’a giderek Sebte’den (Ceuta) tanıdığı yahudi filozofu İbn Meymûn ile buluşmuş ve Câbir’in Kitâbü’l-Heye’si üzerinde birlikte çalışarak gerekli düzeltmelerde bulunmuşlardır (bk. İbnü’l-Kıftî, s. 257). Kitâbü’l-Heye, Cremonalı Gherardo tarafından Latince’ye çevrilmiş ve Peter Apian tarafından da 1534 yılında Nürnberg’de Gebri filii Affla Hispalensis de astronomia libri, IX in quibus Ptolemaeum, alioqui doctissimum, emendavit adıyla yayımlanmıştır. Kitabı önce 1274’te Moses b. Tibbon ve ondan sonra Jakob b. Mâhir İbrânîce’ye çevirmişler, bu çeviriyi de 1335’te Samuel b. Judah gözden geçirerek düzeltmiştir.
Câbir’in eserin giriş kısmına koyduğu küresel trigonometri bilgileri özellikle önem taşımaktadır; meselâ C açısı dik bir küresel üçgen için “Cos A = Cos a. Sin B” bağıntısına eş değer bir formül vermiştir ki bu o döneme göre büyük bir başarıdır. Düzlem trigonometride ise Batlamyus yöntemine göre hareket etmiş ve kosinüs yerine kirişleri kullanarak problemlerin çözümünü başarmıştır. Câbir eserinde Batlamyus’un bazı görüşlerini eleştirmiş ve bu arada iç gezegen Merkür (Utârid) ve Venüs’ün (Zühre) görülebilir paralaksları (uzaklık açısı) olmadığını iddia eden ve güneşe 3 dakikalık bir paralaks atfeden tezini de haklı olarak reddetmiştir.
Câbir kitabın beşinci makalesinde Batlamyus’un “zâtü’ş-şu‘beteyn” adlı aletini tanıttıktan sonra kendi icadı olan başka bir aleti açıklarken şöyle demektedir: “Anlatacağım gibi bir halka, diğer bir halkanın dörtte biri ve hedefeleri bulunan bir cetvelden müteşekkil bir tek alet, bu kitapta sözü edilen diğer bütün aletleri gereksiz kılar.” Eserin Arapça metninde anlaşılması nisbeten zor olan bu aletin mahiyeti Latince çevirisinde iyice içinden çıkılmaz bir durum almıştır. Delambre eserinde, bazı bölümleri iyi çözümlenememekle beraber Câbir’in aletindeki halkanın çeşitli düzlemlere yani ekvator, ekliptik ve ufuk düzlemlerine intibak ettirilebildiğini, dolayısıyla bununla muhtelif düzlemlere göre rasat yapılabilmekte olduğunu söyler. Öte yandan Repsold bütün astronomi tarihi kitaplarında “Câbir’in teodoliti” diye söz edilen bu aletin yapısını ortaya koymuştur. Câbir’in aletinin başka bir kimse tarafından kullanıldığı görülmemekle birlikte Avrupa’da bu aletten ilham alınarak muhtelif düzlemleri referans düzlemi alan bir gözlem aleti yapılmıştır ve bu alet “turquetum” adıyla tanınmaktadır. Bu aletten ilk defa Regiomontanus bahsettiği için uzun süre onun bu aletin mucidi olduğu zannedilmiştir. Halbuki Regiomontanus eserinin başında, “Machina collectitia Gebri Hispalensis” cümlesiyle aletin kendine değil Endülüslü Câbir’e ait olduğunu bizzat vurgulamıştır. Esasen bu konuda yapılan araştırmalar Regiomontanus’tan çok önce bu aletin kullanıldığını ortaya koymaktadır.
İslâm ülkelerinde Câbir’in adını koymadığı aletinden ilham alınarak meydana getirilmiş herhangi bir alete rastlanmamıştır. Her ne kadar bazı yazarlar “zâtü’s-semt ve’l-irtifâ‘” adlı alete “turquetum” diyerek bunun İslâm âleminde çok kullanılan bir alet olduğunu ileri sürerlerse de bu görüş isabetli değildir. Zinner, “turquetum” adının anlamını “Türk (rasat) aleti” şeklinde vermekte (türkengerat) ve bu konu ile ilgili şu açıklamayı yapmaktadır: “İsminden de anlaşılacağı üzere bu aletin ortaya çıkarılmasında bir Türk veya Arap aleti model olarak alınmıştır. Bu muhtemelen 1100 senesi civarında Câbir tarafından icat edilip isim verilmeyen, fakat aşağıdaki kısımları ile tefrik edilen alettir” (Islâhu’l-Mecistî’nin beşinci makalesinin bu aletle ilgili bölümünün Arapça metni ve Türkçe tercümesi için bk. Tekeli, s. 386-393).
Câbir genellikle Batlamyus’u eleştiren astronom olarak tanınmaktadır. Halbuki onun ilme yaptığı en önemli katkı Batı trigonometrisi üzerinde olmuş ve özellikle etkisi, 1460’tan önce yazılarak 1533’te yayımlanan Regiomontanus’un De Triangulis (üçgenler hakkında) adlı eserinde hissedilmiştir. Batı literatüründe bu konu ile ilgili bilgilerin çoğunun Câbir’den alındığı anlaşılmaktadır. Islâhu’l-Mecistî’den alındığına dair herhangi bir kayda rastlanmamakla beraber Copernicus’in (Kopernik) küresel trigonometrisi de genel olarak aynıdır. Copernicus, eserinde Câbir’den Batlamyus’un en büyük iftiracısı diye söz eder.
Kitâbü’l-Heye fî ıslâhi’l-Mecistî’nin çeşitli nüshaları günümüze ulaşmıştır (Sezgin, VI, 93). Câbir b. Eflah ve eseriyle ilgili olarak Batı’da yapılan çeşitli araştırmalar yanında R. P. Lorch da küresel trigonometriyle ilgili tesirleri konusunda Jâbir Ibn Aflah and His Influence in the West (Manchester 1970) adıyla bir doktora tezi hazırlamıştır.