Kıbrıs'ta havanda su dövülüyor!
Hüseyin Macit YUSUF 01 Ocak 1970
KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı ile faşist Eoka'cı Rum lider Anastasiadis 9 Ağustos Cuma günü bir kez daha buluşacak. Amaçları iki bölgeli, iki toplumlu federal bir çözümü öngören müzakerelerin biran önce başlamasıdır. Müzakerelerin yeniden başlaması için zemin var mıdır? Yoktur. Tersine taraflar arasındaki uçurum her geçen gün artmaktadır. Bu durumu yaratan ise Rum tarafının bilinen uzlaşmaz tutumu ile Akıncı'nın başarısız siyasetidir. Akıncı sırf federasyon olsun diye paçayı Ruma kaptırmış, bunu gören Rum da 'maksimalist' istek ve taleplerini artırmaktan çekinmemiştir.
Üzerinde anlaşmazlık olan en önemli konu Rum tarafının Kıbrıs Türkleri'ni eşit ortak olarak görmemesi ve hiç bir şeyi paylaşmaya yanaşmamasıdır. Rum tarafı, Kıbrıs Türkleri'nin 1960 anlaşmaları çerçevesinde adanın 'iki eşit ortağından' biri olduğu gerçeğini tanımamaktadır. Rumlar, sayıca üstün olduklarını ortaya koymakta, konuyu bir azınlık/çoğunluk ilişkisi neticesinde ortaya çıkan bir soruna indirgemekte ve egemenliğin tek sahibinin kendileri olduğunu iddia etmektedir. Rum tarafı çoğunluk olarak adayı kendilerinin yönetmesini, sözde azınlık Türklerin de Rum İdaresi altında, Avrupa Birliği vatandaşları olarak, Rum devletine yamalanmalarını istemektedir. Türk tarafı olarak bizlerin devletimiz KKTC'den, topraklarımızdan, özgürlüğümüzden, adanın tamamı üzerindeki egemenlik hakkıımızdan, Anavatan Türkiye'nin etkin ve fiili garantörlüğünden, Anavatan Türkiye ile olan sıkı bağlarımızdan vazgeçmemizi istiyorlar. Rum tarafı Kıbrıs sadece kendilerine aitmiş gibi, ada etrafındaki karasularda tek yanlı kararla ilan ettikleri sözde münhasır ekonomik bölgede (MEB) uzunca bir süredir petrol ve doğal gaz aramakta, anlaşmalar yapmakta, imtiyaz ve ruhsatlar dağıtmaktadır. Türk tarafı olarak defalarca yaptığımız işbirliği çağrıları reddedilmiştir. Anavatan Türkiye yaptığı çağrıların cevapsız kalması üzerine bölgeye 2 adet sondaj, 2 adet sismik araştırma gemisi göndererek haklarımızı arama yoluna gitmiştir.
Geçtiğimiz günlerde Akıncı'nın Rum tarafına yaptığı hidrokarbonların çıkarılmasında işbirliği için ortak komite önerisi birkez daha Rum tarafınca reddedilmiştir. Rum tarafı müzakerelerin yeniden başlaması için Türkiye'nin başlattığı sondajların sonlandırılmasını ve bölgedeki gemilerin geri çekilmesini istemektedir ki; böyle birşey mümkün değildir.
KKTC Hükümeti, Rum tarafı ile federasyonun mümkün olmadığını, Rumlarla işbirliği zemininde ilişkilerin geliştirilmesini önermekte ve proaktif bir siyaset izlemektedir. UBP-HP hükümeti müzakere masasına prangalarla bağlı kalmayı reddetmekte, yeni fikirlerin de Rum tarafınca kabul edilmesini ve ancak 'ortak bir zemin' yaratılabilinmesi halinde müzakerelerin başlamasını istemektedir. Hükümet kapalı Maraş'ın yerleşime açılması için düğmeye basmıştır.
9 Ağustos görüşmesi arifesinde Akıncı ve Anastasiadis kendi siyasi parti liderleri ile görüş alışverişinde bulunmuştur.
Rum tarafından yapılan açıklamalarda Anastasiadis'in Rum siyasi parti başkanları toplantısından, enerji konularının birlikte idaresinin söz konusu olamayacağı sonucunun çıktığı; Anastasiadis'in bu sonucu Cuma günkü görüşmelerinde Akıncı'ya ileteceği bildirildi.
Rum medyasına yansıyan haberlere göre Anastasiadis'in 9 Ağustos görüşmesine şu öneri ve tezlerle gideceğini bildirildi:
"1 - Türkiye'nin MEB'teki talepleri sadece Kıbrıslı Rumların değil aynı zamanda Kıbrıslı Türklerin de aleyhinedir. Türkiye'nin istediği şey Kıbrıslı Türklerin haklarını korumak değil kendi taleplerini genişletmektir.
2 - Gelirlerin paylaşımı ile enerji kaynaklarının ortak idaresi birbirleriyle ilişkilendirilmemelidir.
3 - Kıbrıslı Türklerin gelişmelerden haberdar olmaları için bir komite kurulabilir."
Rumun ortaya koyduğu tezler adeta Türk tarafıyla alay eder cinstendir ve 'ortak zeminin' olmadığı açıkça göstermektedir.
CB Akıncı parti liderleri ile toplantı sonrasında yaptığı açıklamada "Kıbrıs Türk halkının bulunacak herhangi bir çözümde adı ne isterse olsun çok önemli vazgeçilmezleri var. Bunlardan bir tanesi siyasi eşitlik ve kararlara etkin katılımdır. Toplantıda, bu konudaki hassasiyetin altı çizilmiştir" diyerek buluşmada Rum tarafının doğal kaynaklar konusunda Türk tarafının ortak komite kurulması önerisini tekrar gözden geçirmesini talep edeceğini bildirdi.
Müzakerelere kılavuz olacak referans şartlarını belirlemede başarısız olan BM Genel Sekreteri'nin geçici Kıbrıs danışmanı Lute da iki lideri arayarak başarı dilemiştir. Sözkonusu buluşmada her konunun görüşüleceği açıklanmıştır. Bu buluşma oldukça önemlidir ancak bana göre iki taraf da kazasız belasız, gerilim ve kriz yaratmadan bu buluşmayı atlatma peşinde olacak, birkez daha havanda su dövecektir! Liderler Eylül'de New York'ta görüşmek için el sıkışacak, statükodan beslenen Rum tarafı birkez daha karlı çıkacaktır…