Urfa'ya gelen Amerikalı komutanın bilinmeyenleri
Müyesser Yıldız 01 Ocak 1970
Türkiye-ABD askeri heyetleri arasında yapılan anlaşmayla Şanlıurfa'da kurulmasına başlanan “Müşterek Harekât Merkezi”nin yeni bir oyalama mekanizması olup olmadığı tartışmaları sürerken, dün ve bugün yeni bazı gelişmeler oldu.
Milli Savunma Bakanlığı dün “Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge tesisine yönelik çalışmalar kapsamında insansız hava araçlarının görev icra etmeye başladığını” müjdeledi!..
Bunun anlamı, “ABD’nin kendi denetiminde olan Suriye’nin kuzeyindeki bölge üzerinde hava sahasını Türk İHA’larına açtığı” imiş!..
Hale bakın, ABD binlerce kilometre öteden geliyor, Suriye hava sahasına hükmediyor, İncirlik Üssü'müzü tepe tepe kullanıyor... Ve Suriye'nin dibinde olan, IŞİD'le Mücadele Koalisyonu'nda yer alan Türkiye'ye lütfedip, bu hava sahasını açıyor... Ne büyük ilerleme ve başarı!..
İkinci gelişmeyi de bugün iktidara yakın Akşam Gazetesi'nden öğrendik. “Türkiye talebinden vazgeçmeyecek... Güvenli bölgede 10 üs kurulacak” başlıklı haberde, Türk-ABD askerleri arasında Müşterek Harekât Merkezi'nin kurulması kapsamında yapılan bazı çalışmalardan söz edildikten sonra, “Kurulacak askeri üslerde zırhlı araçlarla gözlem noktaları oluşturmasının planlandığı” bilgisine yer verildi. Ayrıca, “Görüşmelerin olumlu neticelenmesinin ardından güvenli bölgede yapılacak devriye görevinde yer alacak ABD askerlerinin de Türkiye'ye geleceği, bunların bir bölümünün Türkiye'de kalacağı, bir bölümünün ise Suriye'nin kuzeyindeki üslerde görevlendirileceği” belirtildi.
Dünkü yazımızda, ilk etapta Şanlıurfa'ya gelen Hulusi Akar'a göre 6, MHP Lideri Bahçeli'ye göre 95 ABD askerinden hareketle Mart tezkeresinde 80 bin ABD askerinin Türkiye'de konuşlanmasının planlandığını hatırlatıp, “Sayının artmayacağının, 1 Mart tezkeresindeki gibi gelen ABD askerlerinin 'Türk hukukundan muaf olmasının' istenmeyeceğinin bir garantisi var mı?” diye sormuştuk. Demek ki, daha gelecekler varmış!..
Akşam'ın haberindeki, “Gözlem noktaları” ile ilgili bir ayrıntıya dikkat çekelim.
Geçtiğimiz Şubat'ta Brüksel'de NATO Savunma Bakanları toplantısı yapıldı. Türkiye'yi Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın temsil ettiği bu toplantıya dönemin ABD Savunma Bakan Vekili Shanahan da katıldı. Shanahan, Washington-Brüksel yolunda “Toplantıda, Suriye'nin kuzeydoğusunda bir gözlem gücü kurulması konusunu gündeme getireceğini” açıklayıp, “Bu çabalara kim öncülük edecek? Değerlendirdiğimiz bir seçenek bu ve şu anda halen tartışılma aşamasında dolayısıyla sayı telaffuz etmek istemiyorum” demişti.
Akşam'ın verdiği bilgi doğruysa, demek ki, ABD'nin bir planının daha zamanı gelmiş!..
O toplantıda Akar'ın, Shanahan'ın yanı sıra NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Yunanistan Savunma Bakanı Evangelos Apostolakis, NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı Orgeneral Michael Scaparrotti'yle görüşmeler yaptığını kaydedelim.
SCAPARROTTI VE TWITTY
Üçüncü gelişmeyi de bu sabah Milli Savunma Bakanlığı duyurdu. Bakanlıktan yapılan açıklamada, ABD Avrupa Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Korgeneral Stephen Twitty başkanlığındaki askeri heyetin, Genelkurmay Başkanlığı'nı ziyaretin ardından Müşterek Harekât Merkezi'nin kurulumu ile ilgili koordine faaliyetinde bulunmak üzere Şanlıurfa'ya gideceği bildirildi.
Korgeneral Twitty, yakın zamanda ismini duyduğumuz ve hakkında bilgi sahibi olduğumuz birisi değil.
O yüzden görev yaptığı ABD Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı (EUCOM) üzerinden onu tanıtmaya çalışalım. EUCOM Komutanı aynı zamanda NATO Müttefik Kuvvetler Yüksek Komutanlığı (SACEUR) görevini de yürütüyor ve bu komutanlıklar ile ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) arasında yakın bir işbirliği var.
CENTCOM'un bir önceki Komutanı General Joseph Votel'ı, 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sadece 2 ay önce Kobani'ye gidip, PKK'lılarla toplantı yapması ve onlara “Akdeniz'e açılan bir devlet” sözü vermesiyle hatırlıyoruz.
Votel, Mart ayında bu görevden ayrıldı, yerine General Kenneth McKenzie geldi. McKenzie, ne yaptı? Trump'un Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey 22 Temmuz'da Ankara'da görüşmeler yaparken, o da Suriye'ye gidip, terör örgütü YPG'nin öncülüğünde kurulan “Demokratik Suriye Güçleri”nin sözde komutanı Mazlum Kobani kod adlı Şahin Cilo ile görüştü.
ABD Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı (EUCOM)'na dönelim. 2 Mayıs'a kadar buranın Komutanı Orgeneral Curtis M. Scaparrotti idi. Görev süresince bazen tek, bazen Votel'le birlikte defalarca Ankara'ya gelip, Hulusi Akar'la Suriye'yi görüştü.
Scaparrotti'nin, PYD ve “FETÖ” ile ilgili görüşlerini özetleyelim.
Mesela Türkiye'nin YPG/PYD'ye yönelik operasyonlarını eleştirip, “TSK'nın ABD'yle yeterli koordinasyonu kurmamasından” yakındı... Yine YPG/PYD için, “IŞİD'le mücadelemizde ortağımız olan Kürtler” ifadesini kullandı.
Darbeci askerler konusunda, “NATO olarak beraber çalıştığımız bazı subaylar ya tutuklandı ya da emekliye sevk edildi. Türkiye’de yapmamız, üzerinde çalışmamız gereken işler var” dedi... NATO'daki görevlerinden “Çeşitli yöntemlerle” uzaklaştırılan Türk subaylarının darbe planlamasında yer aldığını düşünmediğini bildirdi... Şunu bile söyledi:
“Burada bizimle birlikte çalışan insanların başına ne geleceği konusunda kaygılıyım. Bu endişelerimi Orgeneral Akar'a da ilettim ve hukukun üstünlüğüne uyulması, insanlara uygun muamele edilmesi gerekiyor. Bu kişilere ve ailelerine yapılacak muamele konusundaki kaygılarımı (Akar'a) ilettim. Bu kaygılar, şu aşamada geleceklerinin nasıl şekilleneceği hakkında hiçbir fikri olmayan subaylarla ilgili. Dolayısıyla evet kaygılıyım.”
Scaparrotti'nin2 Mayıs'taki görev devir teslim töreninde Türkiye aleyhtarı bir olay daha yaşandı. NATO'nun Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Karargâhı'nda düzenlenen törene NATO üyesi olmayan Rum kesimi de davet edildi. Bu rezaletin ortaya çıkması üzerine Türkiye'nin oradaki temsilcileri töreni protesto etti. O günlerde sadece İstanbul seçimleriyle meşgul olan Ankara ise olayı Dışişleri Bakanlığı'nın kuru bir kınamasıyla geçiştirdi.
Scaparrotti'den sonra ABD Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı (EUCOM) koltuğuna oturan Orgeneral Tod D. Wolters'a geçelim. Wolters'in ilk açıklamalarından birisi, “S-400 ve F-35'leri aynı noktada konuşlandırmamız mümkün değil. Türkiye ile bu konuda görüşmelerin süreceğini biliyorum. Konunun detayları Türk Savunma Bakanı Hulusi Akar ve ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan arasında” demek oldu.
BAHÇELİ'NİN KENARA ATTIKLARI
Bu iki isimden sonra Korgeneral Stephen Twitty'e gelirsek; 9 Ağustos 2018'den beri ABD Avrupa Kuvvetleri Komutan Yardımcılığı görevini yürütüyor. Yani Scaparrotti'yle başladı, Wolters'la devam ediyor.
Herhalde YPG/PYD, FETÖ ve S-400'ler konusunda onlardan farklı düşünmüyordur!..
Twitty'nin biyografisine baktığımızda ise Irak'ın işgâli sürecinde kritik görevlerde bulunduğunu görüyoruz. Özellikle de Kuveyt'in Saddam'dan kurtarılması operasyonunda!..
“Bunların ne anlamı var?” derseniz;
Birincisi; MHP Lideri Devlet Bahçeli, Bayramlaşma töreninde ABD askerlerinin Şanlırufa'ya gelişine ilişkin bir soru üzerine, “Senelerdir Ortadoğuda dolaşan, Irak ve Suriye'de Türkiye'yi tehdit edebilecek her türlü gayretin içerisinde olan, ama Türkiye'nin bugünkü, demokratik yaklaşımı, kararlı duruşu ve dış politikadaki etkinliğiyle 95 tane Amerikalı Türkiye'ye gelmişse, bunları ikna edip, merkezi bir iş birliğiyle Türkiye'yi tehdit ve tehlikelerden kurtaracak bir akılcılığı öne çıkarmak lazım” açıklamasını yaptıktan sonra şunu vurguladı:
“Suriye'de dolaşan Amerikalıları, çuval geçirenleri bir kenara atacaksınız.”
Şanlıurfa için gönderilen Twitty'nin de onlardan birisi olduğu anlaşılmıyor mu?
İkincisi; Bu aybaşında Washington Post, Türkiye'nin iki hafta içinde Fırat'ın doğusuna müdahale edebileceğini, olası harekât sırasında “ABD'nin IŞİD'e karşı ortaklık kurduğu Suriyeli Kürtleri savunmak için müdahalede bulunmayacağını” yazdığında, birçok kişi hemen ABD'nin, önce Kuveyt'i işgal etmesi için Saddam'ı cesaretlendirmesini, sonra da Irak'ı işgalini hatırladı. Bu isimlerden birisi de Yeniçağ Yazarı Arslan Bulut'tu. “ABD, neden Türk Ordusu'na yeşil ışık yakıyor?” başlıklı yazısında Bulut, “ABD'nin Türkiye'ye müdahale etmek gibi kendisi açısından akıl dışı bir yola başvurması beklenmez, ama yine de Washington Post'un haberi, garip... Türkiye, her şartta Fırat'ın doğusundaki terör yapılanmasını dağıtmalıdır, ama tuzağa düşmeden” uyarısında bulunmuştu.
ABD'nin Suriye planlarının, Irak'ın işgâli ve bölünmesiyle benzerliği ayan beyan ortaya çıkmışken, Şanlıurfa'daki Harekât Merkezi için Kuveyt operasyonunda görev almış Twitty'nin tercih edilmesi tesadüf olabilir mi?