Bir şeyler doğru gitmiyor
Müyesser Yıldız 01 Ocak 1970
ABD, Fırat'ın doğusuna olası bir harekâtın önünü kesmek için Ankara'ya askeri heyet gönderdi. Milli Savunma Bakanlığı'nda yapılan görüşmelerden sonra Şanlırufa'da “Müşterek Harekât Merkezi” kurulması kararlaştırıldı. Merkezin amacının, Suriye PKK'sına karşı oluşturulması planlanan “Güvenli bölge”nin koordinasyonunu sağlamak olduğu açıklandı.
Bu kapsamda önce Kurban Bayramı'nın ikinci günü bir grup ABD askeri Akçakale'ye geldi. Ardından Perşembe günü Irak'ın işgalinde çeşitli görevlerde bulunmuş olan ABD'nin Avrupa Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Korgeneral Stephen Twitty başkanlığındaki askeri heyet, Şanlıurfa'da incelemeler yaptı.
Twitty'den bir gün sonra da Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarıyla birlikte Şanlıurfa'daki birliklerde inceleme ve denetlemelerde bulundu. Akar, burada özetle şunları anlattı:
“Belli bazı ilerlemeler katedildi. İyi bir başlangıç yapıldı. Tabii ki, bu her şeyin bittiği anlamına gelmiyor, çalışmalar sürecek. TSK’yı temsilen toplantıda bulunan arkadaşlarımız ve ABD’li muhataplarınca PKK’dan hiçbir farkı olmayan YPG’nin bölgeden çıkarılması ve bunların elinde mevcut olduğunu bildiğimiz ağır silahların toplanması konusunda mutabakat sağlandı. Ayrıca tünel, mevzi ve benzeri tahkimatın da bir bütün halinde ele alınıp bunların tamamının tahrip edilmesi konusunda ABD’li muhataplarımızla anlaştılar. Buna ilaveten Türk ve ABD Silahlı Kuvvetleri arasında istihbarat değişimi yapılacak. Hava sahasının kontrolü konusunda da ABD'li müttefiklerimizle stratejik ortaklık ruhuna uygun şekilde görüşmelerimizi sürdürdük. Hava sahasının kontrol ve koordinasyonu ile birçok konuda genel olarak anlaştık. Teknik çalışmalar devam ediyor.”
Akar, çalışma takvimi hakkında ise şöyle konuştu:
“Belirlenen takvim şu ana kadar aksaksız uygulandı. Bundan sonra da aynı şekilde uygulanmasını bekliyoruz. Geçmişte edindiğimiz tecrübelerden de hareketle hiçbir şekilde gecikmeye göz yummayacağız. Bunu muhataplarımıza söyledik, söylemeye devam ediyoruz. Birleşik Müşterek Harekât Merkezi tam kapasiteyle önümüzdeki hafta çalışmaya başlayacak.”
Güvenli bölge çalışmaları hakkında MSB'nin verdiği bilgilere itibar edilmesini de isteyen Akar, “Biz burada müttefiklik ve stratejik ortaklık ruhuna uygun bir şekilde ilerlemek ve ABD'li müttefiklerimizle beraber buradaki planladığımız, bir takvime oturttuğumuz faaliyetleri gerçekleştirmek istiyoruz. Diğer taraftan burada herhangi bir ilerlemek mümkün olmadığında Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak, TSK olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın da birçok kez ifade ettikleri gibi B planımız da C planımız da var. Ülkemizin güneyinde, Suriye'nin kuzeyinde hiçbir şekilde bir terör koridoruna müsaade etmeyeceğiz” dedi.
Ve dün; Hemen hemen eş zamanlı iki açıklama yapıldı. Önce MSB, şu üç maddelik bilgilendirmeyi yaptı:
“1-Suriye kuzeyinde ABD ile koordineli şekilde tesis edilmesi planlanan Güvenli Bölge kapsamında Şanlıurfa’da kurulacak Müşterek Harekât Merkezinin faaliyete geçirilmesine yönelik çalışmalara devam edilmektedir. 2-Şanlıurfa’ya gelen ABD’li 6 kişilik heyet ile altyapı kurulum çalışmalarına başlanmış, kritik fonksiyonların tesisi sağlanmıştır. 3-Müşterek Harekât Merkezi’nin tesisi ve faaliyetlerinin bir an önce başlamasına yönelik çalışmalar zaman gecikmesine mahal vermeden sürdürülmektedir.”
Peşinden ABD Avrupa Komutanlığı'ndan şu açıklama geldi:
“ABD Avrupa Komutanlığı Komutan Yardımcısı Korgeneral Stephen M. Twitty Şanlıurfa'da ABD - Türkiye müşterek harekat merkezi kurma çabalarını ilerletmek için bu hafta Türkiye'ye bir ziyarette bulundu. Devam eden müzakereler, geçtiğimiz hafta Ankara'da düzenlenen ve Türkiye'nin güvenlik endişeleri, DEAŞ'ın yeniden birleşmesini önlemek için Suriye'nin kuzeydoğusunda güvenliği sağlama ve Koalisyon ve ortaklarımızın DEAŞ'ın tamamen bozguna uğratma başarısına odaklanmasını sağlama konularına değinen askeri görüşmelerin hemen ardından gerçekleştirildi. Müşterek harekat merkezi bu çaba için planlama ve bilgi vermeyi sürdürecektir. Türk askeri yetkilileri ile ziyareti süresince Stephen M. Twitty, Türkiye'nin eskiden beri süregelen bir partner ve güvenilir NATO müttefiki olduğunun altını çizmiştir. Twitty, ayrıca güçlü askeri ilişkilerin önemini vurgulamış ve ABD'nin, müşterek harekat merkezinin başarılı şekilde hayata geçirilmesi için Ankara'da verilen taahhütlere olan bağlılığını ifade etmiştir.”
Milli Savunma Bakanı Akar her fırsatta, “Muhataplarımızın görüşlerinin bize yakınlaştığını görüyoruz” diyordu.
Bizim derdimiz; “PKK-YPG'yle mücadele”!.. Onların derdi; “DEAŞ'ı tamamen bozguna uğratmaya odaklanma”!..
Hem ne kadar “Yakınlaştığımız” hem de ABD'nin Akçakele'de sadece IŞİD'le Mücadele Koalisyonu'nun bir şubesini kurma niyetinde olduğu ortada!..
NEDEN SADECE TSK?
ABD'nin Suriye'deki hedefi ile izlediği yol ve yöntemin Irak'ta yaşananların benzeri olduğu konusunda neredeyse herkes mutabık.
Ancak beraberinde sanki çok önemli bir farkı da yaşıyoruz.
Nedir o fark?
80 bin ABD askerinin Türkiye'de konuşlanmasını da öngören 1 Mart tezkeresi pazarlıklarını ağırlıklı olarak siyasiler ve diplomatlar yürütmüştü...
Meclis'in 1 Mart tezkeresini kabul etmemesinin faturası ise TSK'ya kesilmiş ve önce çuval, ardından kumpas davalarla TSK'dan intikam alınmıştı. CIA'nın Türkiye uzmanı Henri Barkey'in, tezkerenin reddinden sadece 25 gün sonra, “Türk Ordusu'nu çok sıkı bir kafese kapattık” dediği hatırlanacaktır.
Bugün ne oluyor?
ABD ile görüşmeleri TSK'nın eski komutanı, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar neredeyse tek başına yürütüyor...
Ortada tezkere yok, ama ABD askerleri Şanlıurfa'ya geliyor...
Adeta zamanla yarışılırken, Meclis kapalı... Erdoğan'dan ses seda yok... ABD'yle yakın ilişkileri olan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, her fırsatta mutabakattan rahatsızlığını dile getiriyor...
Birilerinin niyeti; Irak'ta 1 Mart tezkeresine karşı çıkan TSK'yı, Suriye projesine ortak ederek, son rövanşı yapmak mıdır, yoksa tüm Suriye politikasının faturasını, günahıyla sevabıyla TSK'ya kesmek midir bilinmez, ama bir şeylerin doğru gitmediği kesin!..