Rusya’daki nükleer kazalar “Nükleer Sabotaj” mı?
Ömür Çelikdönmez 01 Ocak 1970
Kim ne derse desin Rusya’nın nükleer silahları, ABD silahlarından daha güçlü. Dolayısıyla son günlerde Rusya’nın yaşadığı nükleer kazalar aslında nükleer saldırı ve sabotaj olabilir. ABD’nin daha önce kullandığı bombalar da dahil olmak üzere, atomik bombaların nükleer gücü Rus nükleer silahları ile zaman zaman karşılaştırılıyor. Hiroşima ve Nagazaki’de kullanılan bombaların gücü 15 ve 21 kiloton civarındaydı. Ne yazık ki yeni geliştirilen Amerikan Trident füzesi, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan bombaların gücünden 4 kat daha güçlü. Kuzey Kore'nin sahip olduğu en güçlü nükleer bomba 250 kiloton iken, Minuteman adı verilen en güçlü Amerikan bombası 473 kiloton. Çin’in Dongfeng-31 füzesi ise 1000 kiloton olarak biliniyor ve neredeyse rakibi ABD’nin bombasından 2 kat daha güçlü. Rus füzeleri, ABD ve Çin füzelerini, “Sulu dereye götürür, susuz geri getirir”… Amerikalı ve Çinlilere verilecek en kötü haber ise bu ülkelerin sahip olduğu füzelerin Rus füzeleri yanında nal topladığı. Rusya tarafından geliştirilmiş Sarmat 50.000 kilotonken, denizaltılı süper torpedo Status-6 100.000 kiloton. Tüm bu çalışma sonucunda Rusya, ABD nükleer silahlarının 5.5 ve 11.1 kat üstünde. Dahası da var… Putin; füze savunma sistemlerine yakalanmayan yapıya sahip bir silahın geliştirildiğini söyledi. Rusya’nın geliştirme aşamasında olan insansız sualtı araçlarından, uçak gemilerinden ve bunların nükleer savunma sistemlerini de açıkladı. Rusya’nın nükleer gücü, Sovyetler Birliği’nden miras. Rus güvenlik uzmanlarına göre nükleer silahlanma; Rusya’nın yeniden küresel düzenin büyük oyuncusu olarak tarih sahnesine çıkmasının ve jeopolitik mücadelesinin en önemli garantisi. Bu bağlamda ABD ve Rusya’nın gerginliği artırıcı açıklamaları, ‘Soğuk Savaş’ın bitimiyle beraber çözümsüz kalan birçok sorunun her iki taraf için de problem oluşturmaya başladığının ve yeni bir ilişki biçiminin geliştirilmesi gerektiğinin işareti olarak görülebilir. Rus jeopolitikçileri; NATO’nun genişleme faaliyetleri ve ABD’nin füze kalkanı projesine karşı önlemler almak için nükleer silahlanma faaliyetlerine daha fazla önem vermesi gerektiği ve yeni teknolojilerle bu alanda üstünlüğü elden bırakmaması gerektiğini, Rusya’nın daha fazla güçlenmek zorunda olduğunu sıklıkla belirtiyor. Amerikalılar, Rusya’nın nükleer silahlanmasını adım adım takipte… Pentagon‘un ‘Nükleer Durum İncelemesi’ dünyada mevcut nükleer silahlanmanın hangi boyutlara ulaştığını göstermesi açısından önemli bir nükleer silahlar raporu. Rus hükümetinin, yarım asrı aşkın bir sürede en güçlü nükleer silahı geliştirdiğini doğruluyor. Pentagon’un ‘Nükleer Durum İncelemesi’nde yer alan bilgilerde Rusya’nın nükleer silahlı denizaltısında yeni kıtalararası, otonom bir torpido geliştirdiği bilgisi var. Rusya’da ‘Çok Amaçlı Okyanus Sistemi Statüsü-6’ olarak bilinen silahın varlığı, ilk olarak Kasım 2015’te Rus televizyonundan, daha sonra Aralık 2016’da Sarov sınıfı denizaltının bir testinden sızdırıldı. Ocak 2018 tarihli Nükleer Durum İnceleme raporunda, silah Rusya’nın su altı nükleer cephaneliğinin bir parçası olarak listelendi. Sızdırılan Rus belgelerindeki iddialara göre Kanyon, 6 bin 200 mil (yaklaşık 10 bin km) menzili, maksimum 3 bin 280 feet (yaklaşık 85 m) derinlik kapasiteli ve 100 knot (yaklaşık 185 km) hızında çok uzun menzilli bir otonom su altı aracı. Kanyon, 100 megatonluk bir termonükleer silah olarak dehşet verici duruyor. Hiroşima’ya atılan atom bombası 16 kiloton TNT’ye eşdeğerdi, bu ise 100 milyon ton TNT’ye eşdeğer. Şimdiye kadar test edilen en güçlü termonükleer silah olan Çar Bombası’nın iki katı kadar güçlü. Rus nükleer silahları, Amerikalıların korkulu rüyası!.. 100 megatonluk bir bombanın New York City’ye düşmesi halinde 8 milyon insanın direkt ölmesi, 6 milyondan fazla insanın yaralanması söz konusu. Füze, kıyı bölgelerine saldırmak, şehirleri, deniz üslerini ve limanları yok etmek için tasarlandı. Kullanılması durumunda mega bomba, suyun radyoaktif kirliliğini artıracak ve yapay bir tsunami oluşturacak. Etkilenen alanlar, 100 yıl insanlığın kullanımına kapalı kalacak. Daha da kötüsü, savaş başlığının radyoaktif izotop olan Kobalt-60 ile kaplandığı yönünde iddialar var. Bu kıyamet silahı Amerikan balistik füze savunmalarına, özellikle Alaska ve Kaliforniya’da bulunan konum bazlı füze önleyicilerine yönelik tasarlandı. Kanyon’un menzili ve patlayıcısı mevcut torpidolardan çok daha güçlü olmasını sağlıyor. Kanyon, 1,7 metre genişliğinde ve 24 metre uzunluğunda. Bu ne demek biliyor musunuz? Balistik füzeye sahip bir Bulava denizaltısından iki kat daha büyük. Rusya, Kanyon’u Sarov sınıfı bir Rus donanması denizaltısından test ediyor. Türünün tek örneği olan Sarov’un kendi torpido tüpleri yok, bunun yerine nükleer silahı, gövdeye basınçla bağlı AUV ile dışarıda tutuyor. Arktik Okyanusu’nda Losharik Nükleer Denizaltısında yangın çıkmıştı!.. Geçtiğimiz Temmuz başında dünya kamuoyu; Arktik Okyanusu’nun Rusya kısmında kalan Barents Denizi’nde deniz tabanının incelenmesi sırasında Rus donanmasına ait nükleer enerjiyle çalışan AS-12 Losharik tipi araştırma denizaltısında çıkan yangın haberi ile sarsılmıştı. Yangın’da 14 denizci zehirlenerek can verdi. Normal denizaltılar 600 metre derinliğe inerken, Losharik’in 2 bin 500 metreye inebilme özelliği mevcut. 2010 yılında hizmete giren Losharik denizaltısı Rusların en gelişmiş ve en gizli tutulan denizaltısı olarak biliniyor. 2012 yılında Rusya'nın Arktik'teki deniz tabanında hak iddia etmesi ve burada egemenlik hakkının olduğunun kanıtlanmasını amaçlayan bir araştırmada kullanılmıştı. ABD, Rus denizaltıları ve casus gemilerinin bölgedeki aktivitelerinden rahatsızlık duyuyor… Yangın haberinin Washington ve Brüksel’e ulaşmasının hemen sonrasında üst üste yapılan acil toplantıların gündemi, olayın arka planında ne olduğuydu? Olayla aynı saatlerde ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, New Hampshire eyaletine yaptığı seyahatini ‘acil durum’ koduyla iptal ettirilmesi üzerine Washington’a döndü. Rusya Devlet Başkanı Putin de tüm programını iptal ederek Savunma Bakanı’yla acil görüşme gerçekleştirmişti. Çin Komünist Partisi’nin Merkez Komitesinin olağanüstü gerekçeyle toplanması da uluslararası platformlarda önemli gelişmelerin olduğu şeklinde yorumlanmıştı. İran'ın yüzde 4.5 seviyesindeki zenginleştirilmiş uranyum stokunun 370 kilograma ulaştığını yani stok limitini aştığını açıklamasının ardından İsrail hiç beklemeden “Savaşmaya hazırız” uyarısında bulundu. Tüm bunlar nükleer tehlike iddialarını gündeme getirdi. Barents Denizi'nde meydana gelen nükleer denizaltındaki yangında olası bir sızıntıdan endişe ediliyordu. Yangının ardından bölgede nükleer sızıntı olduğu yönünde iddiaların yayılmasının ardından Norveç Radyasyon ve Nükleer Güvenlik Dairesi, bölgede çok yüksek radyasyon seviyelerinin gözlemlenmediğini belirtti. Norveç Radyasyon ve Nükleer Güvenlik Dairesi, Rus yetkililerin kendilerine denizaltıda gaz patlaması olduğu yönünde bilgi verdiğini duyurmuştu. Rusya Savunma Bakanlığı ise bunu yalanladı. Rusya'nın en gelişmiş ve en gizli tutulan denizaltısı AS-12 Losharik yıllardır ABD'nin takibindeydi. 2010 yılında hizmete giren AS-12 Losharik denizaltısı nükleer enerjiyle çalışan, Ruslar’ın en gelişmiş ve en gizli tutulan denizaltısı. İlk kez 2012’de Rusya’nın Arktik’teki deniz tabanında hak iddia etmesi ve burada egemenlik hakkının olduğunun kanıtlanmasını amaçlayan bir araştırmada kullanılmıştı. Denizaltı 2012’de o dönem Arktik’teki denizin 2 bin 500 metre altında, deniz tabanında örnek toplamıştı. Denizaltı, 6 bin metreye kadar inebiliyordu. Bu inanılmaz bir özellikti. Amerikalıları ve müttefiklerini endişelendiren ise bu Rus efsane nükleer denizaltısının olası görevlerinden birinin okyanus tabanında bulunan iletişim hatlarının bozulması olabileceği varsayımıydı. AS-12 Losharik denizaltısı, resmi olarak Kuzey Filosu’na ve doğrudan Rusya Savunma Bakanlığı’nın Derin Deniz Araştırma birimine bağlı. Rus denizaltısında çıkan yangın, Sovyet sonrası Rusya’ya ait nükleer denizaltı Kursk’un 2 patlamanın ardından battığı ve 118 mürettebatın tamamının hayatını kaybettiği trajik kazayı hatırlattı. 12 Ağustos 2000’deki kaza, Rusya’nın en çok can kaybının yaşandığı donanma olayı olarak kayıtlarda yer aldı. Sibirya, Krasnoyarsk bölgesi, Achinsk kentinde patlayan cephanelik, orman yangınını başlattı! Aksilikler zinciri nedense Rusların peşinde. İster istemez insana “Bu işte bit yeniği var” dedirtiyor. Nükleer enerjiyle çalışan AS-12 Losharik tipi araştırma denizaltısındaki kazadan sonra Sibirya'daki Krasnoyarsk bölgesindeki Achinsk kenti yakınlarında çıkan yangında 3 milyon hektarlık orman kül oldu. Patlamalar ve yangın, bir kamyondaki eski bir top mermisinin havaya uçmasıyla tetiklendi. 55 bin top mermisi infilak etti. Rusya’yı etkisi altına alan orman yangını, Sarov'daki Nükleer Araştırma Merkezi’nde… 2002 yılındaki sayıma göre nüfusu 87 bin 652 olan Sarov; Rusya’da Nijniy Novgorod Oblastı’nda dışarıdan ziyarete kapalı bir kasaba. Sarov’a sadece özel izinlerle girilebiliyor. Turistler ve hatta Sarov'da yaşamayan Rus vatandaşları bile şehre izinsiz giriş yapamazlar. Sarov; 1946-91 yılları arasında Arzamas-16 olarak adlandırıldı. Sarov; ‘Soğuk Savaş’ döneminde (1947-1991) Arzamas-16 olarak adlandırılan Sarov, Sovyetler Birliği’nin nükleer silah çalışmaları merkeziydi. Birliğin geliştirdiği ilk nükleer silahın temeli de burada atıldı. Sovyetler Birliği’nin nükleer silah çalışmaları burada yapılmıştı. Şehirde biri yeraltında olmak üzere dokuz kilise bulunuyor. Sarov Manastırında yaklaşık 300 rahip inzivada. Rusya'yı etkisi altına alan orman yangını Sarov'daki Nükleer Araştırma Merkezi'ni de etkiledi. Rusya’nın nükleer araştırma ana üssüne ev sahipliği yapan Severodvinsk kentindeki Sarov kasabası yakınlarındaki bir askeri üste meydana gelen patlamada 5 görevli can verdi. Kuzey Kutbu’nda nükleer enerji ile çalışan bir füze denemesi sırasında yaşanan patlamanın ardından bölgede radyasyon seviyesinde artış tespit edildi. Rusya Atom Enerjisi Kurumu Rosatom; patlamanın, ülkenin en kuzeyinde yer alan Arhangelsk bölgesi açıklarındaki deniz platformunda gerçekleştirilen füze motoru denemesi sırasında, roketin yakıtının alev alması sonucu meydana geldiğini, denizdeki elementlerin etkisiyle patlamanın şiddetlendiğini bildirdi. Rusya için büyük öneme sahip olan tesis etrafında tedbirler artırıldı. Yangın sonucu ortaya çıkan ısının, Çernobil'den kalma toprağa yerleşik radyoaktif parçacıkları açığa çıkarabileceği ihtimali uzmanları harekete geçirdi. Bölgedeki radyasyon seviyesinde kısa süreli bir artış gözlemlenmesiyle bölge sakinleri paniğe kapılarak iyotlu ilaçlar satın aldı. Patlamanın Rusya'nın nükleer enerjiyle çalışan sınırsız menzilli ‘Burevestnik füzesiyle’ ilgili olabileceği tezi tartışılıyor. -5 Ağustos 2019, Sibirya, Rusya - Askeri tesisteki patlama- Nitekim Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz Şubat ayında sözü geçen füzeyle alakalı testlerinin başarıyla devam ettiğini belirtmişti. Ruslara kim taktıysa, nükleer sabotajların faili odur!.. ABD ve İngiltere, Rusya’nın nükleer gücünü “kontrol edilemez” bulduğundan ülke güvenlikleri açısından kendilerine yönelmiş en büyük tehdit kapsamında değerlendiriyor. Bu iki ülkenin, nükleer silahlanma kapasitesi ve mevcut nükleer silah envanteri, Rusya’nın yanında abartı olmasın ama solda sıfır. Bu nedenle Rusya’nın yaşadığı nükleer kazaların nükleer sabotaj olma olasılığı çok yüksek. Şimdi soralım hangi küresel güç Rusya’yı nükleer kazalarla terbiye ediyor?