« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

19 Ağu

2019

LEV TROÇKİ 8 Kasım 1917 - 13 Mart 1918

01 Ocak 1970

Bolşevik siyasetçi, devrimci ve Marksist teorisyen.
Troçki, 7 Kasım 1879 yılında Güney Ukrayna'da bulunan Kerson bölgesinde doğdu. Ailesi Yahudi olmasına rağmen evde konuşulan dil Rusça ve Ukrayna dili idi.[3] Annesi Anna Bronstein (1850–1910), babası David Leontyevich Bronstein'dir. (1847–1922) Troçki'nin kız kardeşi Olga, Bolşevik Parti'nin ileri gelenlerinden Lev Kamenev ile evlenmiştir. Dokuz yaşlarında iken Odessa'da bulunan teyzesinin yanına giderek burada eğitim gördü. Daha sonra eğitimine devam etmek gayesiyle Nikolayev'e gitti. Matematik ve hukuk alanında yüksek öğrenim yaptı. Troçki, Rusça, Ukraynaca, İbranice, Almanca, İngilizce, Fransızca ve İspanyolca dillerini konuşabiliyordu. Troçki Hayatım adlı eserinde Rusça ve Ukrayna dili dışındaki hiçbir dili akıcı konuşamadığını belirtmiştir. Fakat Raymond Molinier, onun Fransızca'yı akıcı bir biçimde konuşabildiğini yazmıştır.

9 yaşındayken babası onu Odessa'daki Alman okuluna gönderdi. Troçki, devam eden yıllarını burada eğitim görerek geçirdi.

Öğrenciliği sırasında sosyal demokrat çevrelerle temasa geçti ve devrimci gruplara dahil oldu. Marksizm görüşünü benimsedi. 1897 yılında Nikolayev şehrine taşındı. Burada Güney Rusya İşçi Birliği adlı gizli bir örgütün kurucuları arasında yer aldı. Sosyalist fikirleri halk arasında yaymak için çeşitli broşür ve bildiriler yazdı. Bu dönemde yazılarında Lvov ismini kullanıyordu. 1898 yılında bu gizli örgüte mensubiyetinden dolayı Çarlık polisi tarafından yakalanarak hapse konuldu. İki yıl tutuklu kaldı.

Hapis hayatından sonra Sibirya'ya sürgüne yollandı. Sürgünde iken Marksist bir felsefe öğrencisi olan Aleksandra Sokolovskaya ile evlendi. İkilinin Nina Nevelson ve Zinaida Volkova adlarındaki iki kızı bu dönemde dünyaya geldi. "Troçki" takma ismini bu süreçte kullanmaya başladı. Bu ismi Odessa Cezaevi'ndeki bir gardiyandan almıştı. Yaklaşık iki yıl sürgün kaldıktan sonra 1902 yılında Sibirya'dan firar ederek önce Viyana'ya, akabinde Londra'ya gitti. Burada Georgy Plekhanov, Vladimir Lenin, Julius Martov gibi devrimcilerin yer aldığı Iskra dergisinin editör grubuna katıldı ve "Pero" takma adıyla yazılar yazdı. Bir yıl sonra Londra'da toplanan Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi'nin kongresine katıldı. Bu kongrede parti içinde Bolşevikler ve Menşevikler olmak üzere iki hizip oluştu. Bolşevik Lenin'e karşı Troçki Menşevik kanatta yer aldı. Ancak, bir yıl sonra Menşeviklerin görüşlerine katılmadığını belirterek Menşeviklerden ayrıldı. 1905 devriminin yenilgisinden sonra Sibirya'ya sürüldü ama firar etti. Firarın öyküsünü 1905 adlı kitabına yaptığı ek bir bölümde anlatmaktadır. 1917 yılında devrim öncesinde Lenin'in davetiyle Bolşeviklere katıldı. Lenin'in Nisan Tezleri'ni kaleme almasından sonra aralarında teorik bir fark da kalmadığından 1917'de Bolşeviklere katılmıştır.

1897'de mücadeleye Narodnik (halkçılık hareketi) düşünceleri savunarak atıldı. Sürgün şartlarında okuduğu Marksist klasiklerin etkisiyle bir süre sonra kendisini dönemin devrimci akımı olan 'sosyal demokrat' ilan etti. 4 Mayıs 1917'de ülkeye döndüğünde geçici hükümete karşı Bolşevik Parti'ye yakın bir tutum aldı ve Enternasyonalistlerle birlikte hareket etti ve Bolşeviklere dahil oldu. Lenin "son yazıları" dahil olmak üzere iki metninde Troçki için "aramızdaki son Bolşevik olmasına karşın, kabul etmeliyiz ki en yetenekli Bolşevik odur" demiştir.

Troçki, Rusya'ya döndükten sonra Petrograd Sovyeti Başkanlığı'na seçildi. Bu sıfatıyla Rus devriminin alt yapısının hazırlanmasında, ayaklanmaların örgütlenmesinde ve yönetiminde etkin ve önemli bir rol üstlendi. Devrimin gerçekleşmesinde ve Rus Çarlığı'nın yıkılmasında büyük pay sahibi oldu. Devrim sonrasında Sovyetler Birliği'nin önemli adamlarından birisi haline geldi. Önce Dışişleri, daha sonra Savaş Bakanlığı'na getirildi. En önemli faaliyeti ise Kızıl Ordu ile ilgili olanıdır. Başkumandan sıfatıyla Kızıl Ordu'nun kurulması görevi kendisine verildikten sonra bunu gerçekleştirdi. Devrim sonrası meydana gelen karışıklıklar ve iç ayaklanmalar boyunca bu orduyu idare etti. Troçki, Komünist Enternasyonal'in kurulmasında da önemli rol oynadı. İlk dört kongrenin programları ve bildirileri kendisi tarafından hazırlandı. Meydana gelen sorunların çözümünde sergilediği farklı tutum ve fikirler sebebiyle, parti çoğunluğuyla ters düştü.

I. Dünya Savaşı'nda Rusya’nın yenilgisini onaylayan Brest-Litovsk Antlaşmasını imzalamak için görevlendirilmiştir. Lenin'e göre ilerleyen yıllarda devrimin dünya çapına yayılması kaçınılmaz olduğu için yapılacak barış ve kabul edilen yenilgi de ancak geçici olacaktır. Troçki, Sovyetler Birliği'nin yer altı ve yer üstü kaynaklarını başka devletlere bırakmasını öngördüğü gerekçesiyle bu anlaşmayı imzalamadan geri döndü. İnşa aşamasında olan Sovyetler Birliği'nin iç sorunlarıyla uğraşırken dışa karşı bu tavizin verilebileceği düşüncesiyle Brest Litovsk Antlaşması, Troçki'nin yerine görevlendirilen Kamenev tarafından imzalandı. Bu antlaşma ile Rusya, 1878 yılında ele geçirdiği Kars, Ardahan ve Iğdır'ı Osmanlı İmparatorluğu’na geri veriyordu.

Lenin'in 1924 yılındaki ölümünden sonra partinin elinde tüm yetkileri toplamaya başlamış olan Stalin ile iktidar mücadelesine girişti. Bu mücadelede giderek güç kaybetti ve teker teker elinde bulunan yetkileri kaybetti. Önce Savaş Komiserliği görevinden alındı. Daha sonra Siyasi Büro ve akabinde Komünist Enternasyonal yürütme kurulu merkez komitesinden alındı. Taraftarlarının Sankt-Peterburg'da sokak gösterilerine kalkışmalarından sonra parti üyeliğinden de atıldı. Böylece iki yıl zarfında tüm yetkileri elinden alındı.

1927‘de yapılan XV. Komünist Kongre’de Parti üyeliğinden atıldı. 31 Ocak 1928'de Kazakistan'da Almatı yakınlarındaki Semyonov-Tiyanşansky bölgesinde sürgün hayatı başladı. Bu sürgün sırasında 9 Haziran 1928’te, 26 yaşındaki Nina adındaki kızını Moskova’da kaybetti. Nina’nın kocası da Troçki’nin sürgününden önce tutuklanmıştı. 18 Ocak 1929 tarihinde Sovyet Ceza Kanunu’nun 58/10 maddesine göre karşı devrimcilik ve yasa dışı Sovyet partisi kurmak suçlamasıyla Sovyetler'den kovuldu. 1929-1933 yılları arasında İstanbul Büyükada'da yaşamaya başladı. İstanbul Büyükada'da bulunduğu süre içinde, kitaplarını yayımlamasına da izin verildi.¹ Kaldığı yer çok sıkı güvenlik önlemleriyle korundu. Düzenli olarak balığa çıkardı, yemek seçmez, sigara içmez yanında da içilmesine izin vermezdi. Sakin bir hayat sürdü, bu sırada bazı hatıra ve düşüncelerini kaleme aldı ve yayınladı. Bu anlamda İstanbul yılları onun için verimli geçtiği gibi olaylı da oldu. 20 Şubat 1932'de Stalin tarafından Sovyet vatandaşlığından atıldığında İstanbul'daydı. İstanbul'da yazdığı kitapları; Sürekli Devrim, Stalin Grubunun Hatası, Rus Devrimi Tarihi, Çin Devrimi'nin Sorunları, Hayatım ve diğer bazı eserlerdir. 1933 Ocak ayında diğer kızı Zina, Hitler rejiminin altında Berlin’de intihar etmeye zorlandı. Bu olay onun ruh dünyasını sarsmış olmasına karşın, mücadele disiplininden hiç kopmadı. (Daha sonra oğlu Lev Sedov da öldürülecektir.) 17 Temmuz 1933’te aldığı vizeyle İstanbul'dan ayrılarak Fransa'ya giden Troçki burada 2 yıl kaldı ve sınırdışı edildi. Akabinde Norveç'e gittiyse de burada da 2 yıl kaldıktan sonra terk etmek zorunda kaldı. 9 Ocak 1937'de Meksika'ya sığındı ve buraya yerleşti. Dördüncü Enternasyonal'in inşasına başladı.

“Ekim Devrimi'nin kazanımları halka, o ancak daha önce Çarcı bürokrasi ve burjuvaziye karşı harekete geçtiği gibi Stalinist bürokrasiye karşı da harekete geçecek yetenekte olduğunu göstermesi şartıyla hizmet edecektir. (...) Bu ancak tek bir yolla olabilir: İşçilerin, köylülerin ve Kızıl Ordu askerlerinin; baskıcıların ve parazitlerin yeni kastının karşısına dikilmesiyle. Bu kitle kalkışmasını hazırlamak için, yeni bir parti gerekir, o da 4. Enternasyonal’dir. Mayıs 1940” (Aynı eser, s.302-303.)

Troçki bu yazıyı kaleme aldığında, Alman saldırısı başlamak üzeredir. Sovyetler Birliği içinde bulunan Alman ajanları ve provokatörleri tarafından da dillendirildi. Ancak ne var ki Sovyetler Birliği Alman faşizmi karşısında savaşı kazandığında, dünya çapında bulunan Troçki yanlıları güç olarak eridiler. Troçki'nin dünyanın en büyük gücü olan Alman ordusu Sovyetlere saldırmak üzereyken gerçekleştirdiği Dördüncü Enternasyonal ve ayaklanma fikri, daha sonra Sovyetler Birliği'nde Troçki'nin Nazi Almanyası ile işbirliği yaptığı şeklinde yorumlandı.

1940 yılında NKVD ajanı olan Ramón Mercader adlı stalinist bir İspanyol gazeteci kılığında, röportaj yapmak bahanesiyle Troçki'nin kaldığı eve gitti. Fırsat bulunca başına kazmayla vurmak suretiyle ağır şekilde yaraladı. Troçki, saldırganla boğuştuğu sırada odaya giren Troçki'nin korumaları Mercader'e saldırdı. Troçki, korumalarına "Onu öldürmeyin, bu adamın anlatacak bir hikâyesi var." diye seslendi. Aldığı yaranın etkisiyle Troçki ertesi gün öldü. Ölümünden önce iki kez bilinci yerine geldi. İlkinde eşine "Burjuva basına iyi malzeme olduk" diyerek ölümle yüz yüze geldiği bir anda cesaretini yitirmediğini gösterdi. Bir sonraki bilincin geri gelişi ise son sözlerini sarf etmesini sağladı. Bu sözler: "Dördüncü Enternasyonal'in zaferinden eminim, ileri!" olmuştur.

Cinayetten kısa bir süre sonra Joseph Stalin, Mercader'in annesi Caridad'a operasyondaki payı için Lenin Nişanı vermiştir. 1961'de Sovyetler Birliği'ne taşınan Mercader, dönemin KGB başkanı Alexander Shelepin tarafından Sovyetler Birliği Kahramanı madalyası almıştır.

Ziyaret -> Toplam : 125,35 M - Bugn : 111642

ulkucudunya@ulkucudunya.com