« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

26 Ağu

2019

Rusça bilen emekli generalin Moskova temasları ve ‘Asimetrik Savaş’ta Tam Kontrollü Kaos!

Ömür Çelikdönmez 01 Ocak 1970

Geçenlerde çaya davet eden Milli Güvenlik Akademisi’nin rahleyi tedrisinden geçmiş bir üst düzey bürokrat, laf arasında “Rusya ile görüşmeler sürerken Saldıray Berk ne yapıyor?” diye soruverdi. "Bu isim de nereden çıktı!.." diye düşünürken “Biliyorsun…” dedi “General seviyesinde olup da Rusça bilen tek komutandı…” Ne yalan söyleyeyim bilmiyordum. İlk şaşkınlığım geçince kamuoyunun yakından tanıdığı Saldıray Berk’in aslında FETÖ’cülerin korkulu rüyası “Saldıray Paşa” olduğunu, tanıdığımı hatırladım.

Genelkurmay Başkanı olma ihtimali nedeniyle FETÖ’cülerin kumpasla tasfiye ettiği Orgenaral Saldıray Berk… Saldıray Berk, 16 Şubat 1948 Erzurum doğumlu. Ancak, Ankara, Çankaya, Bahçelievler nüfusuna kayıtlı. Annesi Aliye Hanım. Babası Yüzbaşı (Şeyh) Ahmet Berk’in, TSK Erzurum 3. Ordu Komutanlığı’nda görev yaptığı dönemde dünyaya gelmişti. O nedenle doğum yeri Erzurum. 1920 doğumlu P. KD. Yüzbaşı (1941 A-173) Ahmet Berk, görev yaptığı tarihte Erzurum'da konuşlu, Türk Silahlı Kuvvetleri Üçüncü Ordu Komutanlığına bağlı 25. Piyade Tugayı’nın bulunduğu, Artvin iline 49 km, Borçka ilçesine 17 km uzaklıkta yer alan Muratlı'ya giderken, 22 Haziran 1957’de Cumartesi günü, bindiği askeri aracın Çoruh Nehrine devrilmesiyle, 37 yaşında şehit olmuştu. Mezarı Borçka Şehitliği’nde.

Saldıray Berk, babasının ölümünden sonra girdiği Kara Harp Okulu’ndan 1968'de Topçu ve Füze Okulundan da 1969'da mezun oldu. 1976'ya kadar Kara Kuvvetlerine bağlı çeşitli topçu birliklerinde ileri gözetleyici subaylığı ile takım ve bölük komutanlığı yaptı. 1978'de Kara Harp Akademisinin bitirdikten sonra kurmay subay olarak; 39'uncu Piyade Tümen Lojistik Şube Müdürlüğü ile Harekat Eğitim Şube Müdürlüğü, Kara Harp Okulu Öğretim üyeliği, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Daire Plan Subaylığı, Moskova Kara Ataşeliği, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Daire Yönetim Şube Müdürlüğü ve 9'uncu Piyade Tümen Topçu Alay Komutanlığı görevlerinde bulundu. Berk, 1995 yılında tuğgeneralliğe terfi ederek, tuğgeneral rütbesi ile 2’nci Ordu Komutanlığı Harekat Kurmay Yarbaşkanlığı, Bakü Silahlı Kuvvetler Ataşeliği ve 1'inci Piyade Tugay Komutanı’ydı. 1999 yılında tümgeneralliğe terfi eden Berk, tümgeneral rütbesi ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı Denetleme ve Değerlendirme Başkan Yardımcılığı, Genelkurmay Personel Daire
Başkanlığı ve 23'üncü Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı görevlerini yürüttü.

2003 yılında korgeneralliğe terfi eden Berk, korgeneral rütbesi ile Genelkurmay Personel Başkanlığı ve 4'üncü Kolordu Komutanlığı yaptı. 30 Ağustos 2007 tarihinden geçerli olarak orgeneralliğe terfi eden Saldıray Berk, babasının görev şehidi olduğu 3'üncü Ordu Komutanlığı'na atandı. 3. Ordu’nun görev alanı, eski Sovyetler Birliği Coğrafyası…

Türk Kara Kuvvetleri'ne bağlı 4 ordudan biri olan 3. Ordu, Günümüzde Erzincan merkezinde konuşlu. Haziran 1919'a kadar Erzurum'da konuşlu “9. Ordu”nun ismi, 14 Haziran 1919'da “3. Ordu” olarak değiştirildi. 1923'te yeniden teşkilatlandırıldı. 3. Ordu; “Şeyh Said” ve “Ağrı Dağı İsyanı”nın bastırılmasında görevlendirildi ve başarılı oldu.

Ermenistan ve Gürcistan sınırını kontrol eden 3. Ordu, İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş yıllarında Sovyet Rusya'dan gelebilecek tehditlere karşı tahkim edilmişti. Moskova Kara Ataşeliği, Bakü Silahlı Kuvvetler Ataşeliğinden 3. Ordu Komutanlığına… Saldıray Berk'in babasının görev şehidi olduğu 3. Ordu Komutanlığına atanması rastlantı değildi. Çünkü, Kara Harp Okulu öğrencilik yıllarında öğrenmeye başladığı Rusça onu, Moskova Kara Ataşeliği ve Bakü Silahlı Kuvvetler Ataşeliği’nden, Sovyetler Birliği’ne karşı kurulan, şimdi ise Gürcistan ve Ermenistan sınırlarını koruyan, 3.Ordu Komutanlığı’a taşımıştı.

Saldıray Paşa’ya “NATO’cu Kumpas” nasıl ve neden kuruldu?… Erzincan’daki Ergenekon soruşturması kapsamında Erzurum ve Erzincan'da “Ergenekon terör örgütüne bağlı olarak faaliyet gösterdiği…” iddiasıyla 15 yıla kadar hapsi istenen Orgeneral Berk’in “Alevi sevgisi”ne iddianamenin eklerinde “Berk’in Alevi köy ve dedeleri ziyaretlerinde hanımefendi (Betül Reyhan Berk) her zaman kendisine eşlik etmektedir. Berk’in Alevi köylerine olan ilgisi kendini meşrep olarak Aleviliğe yakın hissetmesine kaynaklandığı değerlendirilmektedir” notu yer almıştı. FETÖ’den tutuklanan Bayram Bozkurt, Erzincan’daki Ergenekon Davası’nda Yargıtay üyelerinin talimatı ve özel yetkili savcı Osman Şanal’ın isteğiyle ‘gizli tanık’ olduğunu söylemiş, "-Genelkurmay Başkanı olacaktı, önünü kestik" itirafında bulunmuştu. Gizli tanığın; "Saldıray Berk'in Genelkurmay Başkanı olabileceği cemaatçi albaylar arasında konuşuluyordu. O nedenle kumpas kuruldu" ifşası, ABD ve NATO’nun bu süreçteki rolünü gösteriyordu. Çünkü Amerikalılar, 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk'in o dönemde NATO’da görev yapmamış iki komutandan birisi (diğeri de 2. Ordu Komutanı Orgeneral Necdet Özel) olmasından rahatsızdı.

Kendisini yakından takip ediyorlardı. Emeklilik sonrası, Vatan Partisi üyesi olan Saldıray Berk, görüşlerini zaman zaman kendisi ile söyleşi yapan Aydınlık Gazetesi aracılığıyla kamuoyunun dikkatine sundu. Rusça bilen Saldıray Paşa’nın, “Partisi adına Moskova'da temaslarda bulunup bulunmadığını…” sorduğum emekli bir asker, Paşa'nın her zaman devletin hizmetinde olduğunu ve devletin ona bu görevi vermiş olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu belirtti.

“Asimetrik Savaş”ta tam kontrollü kaos! “30 Ağustos” tarihi yaklaştıkça, kulislerin gündemi Askeri Şura kararlarına kilitlendi. “Her Askeri Şura öncesinde yaşanılan türden beklenti” deyip geçebiliriz. Ancak dışarıda kopan kıyamete bakılırsa içeride kim bilir neler oluyordur?

Bir bakalım neler oluyor? Rusya destekli Suriye Uçakları, Türk askeri konvoyuna saldırıyor. TSK’nın kontrol amacıyla oluşturduğu 9. Gözlem Noktası muhasaraya alınıyor. İdlib’deki son duruma bakıp durumdan vazife çıkaran Amerikalılar” “Soçi Mutabakatı’nın fiilen sona erdiği” zannıyla Türk konvoyuna saldıran Şam yönetimini eleştiriyor. Türkiye, Amerika’nın desteğine dudak büküyor. Hatta Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İdlib'de Türk konvoyuna yönelik saldırıya ilişkin; "Rejimin ateşle oynamaması gerekiyor. Askerimizin güvenliği için ne gerekiyorsa yaparız. ABD'nin ikinci Münbiç sürecini işletmesine müsaade etmeyeceğiz” demecini patlatıyor.

Ankara, arı kovanına çomak sokmaktan çekinmediğini "çarşıyı karıştırarak" gösteriyor. Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediye eş başkanları Adnan Selçuk Mızraklı, Ahmet Türk ve Bedia Özgökçe Ertan, İçişleri Bakanlığı’nın “terörü destekleme” suçlamasıyla görevden alınıyor. Ve en önemlisi ne biliyor musunuz? Bu operasyon, Ankara’nın, terör örgütü Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) Suriye kolu olan Kürtçü, Halk Savunma Birlikleri’ni (YPG) hedef alan yeni bir askeri harekat başlatma hazırlıklarının arttığı süreçte gerçekleşiyor. Türk kadim devleti, küresel emperyalist odakların kontrolsüz kaos hazırlıklarına “Tam kontrollü kaos”la cevap veriyor.

“Tam Kontrollü Kaos” öncesi, ilginç bir uyarı bölgedeki ABD vatandaşlarına kendi ülkelerinden geliyor. ABD Büyükelçiliği, Türkiye’de yaşayan vatandaşlarına, ulaşabildiği tüm iletişim kanallarından “Türkiye’yi terk etmeye hazır olun, size bildireceğimiz gün ve saatte istenilen havaalanında olun, özel uçak sizi alacak!..” mesajını gönderiyor. Bundan önceki mesaj, “REİNA saldırısı”ndan 10 gün önce gönderilmişti. Demek, önümüzdeki günlerde olağanüstü olaylar yaşanabilir.


Ziyaret -> Toplam : 125,35 M - Bugn : 114168

ulkucudunya@ulkucudunya.com