KONEVÎ, Mehmed
İhsan Fazlıoğlu 01 Ocak 1970
Hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur. Nisbesinden anlaşıldığı gibi Konyalıdır. Babası, İstanbul’da devlet dairelerinde kâtip olarak hizmet ettiğinden Kâtib Sinan diye tanınmıştır. Babasının devlet bürokrasisinde görev almış olması yanında kendisinin hayatı hakkında bilgi verdiği el-Aslü’l-muaddil adlı eserinde zamanının büyük astronomlarıyla görüştüğünü söylemesinden hareketle (İstanbul Arkeoloji Müzeleri Ktp., nr. 1255/4, vr. 156b) Mehmed Konevî’nin, İstanbul’da Ali Kuşçu ile arkadaşları ve öğrencileri tarafından kurulan teorik ve gezegen astronomisiyle uğraşan bir ilmî çevrede yetiştiği, dolayısıyla hem Semerkant matematik-astronomi okulunun geleneğini hem de fetihten önce Osmanlı muhitinde kullanılmakta olan, XIV. yüzyılda Şemseddin el-Halîlî ve İbnü’ş-Şâtır eliyle Dımaşk’ta zirveye ulaştırılan klasik İslâm ilm-i mîkat birikimini tevarüs ettiği söylenebilir. Aralarında Edirne’deki Yenicami’nin de bulunduğu pek çok muvakkithânede uzun süre muvakkitlik yapan Konevî 930 (1524) yılı civarında vefat etti.
Babasının görevinden dolayı devlet bürokrasisinin astronomi sahasındaki ihtiyaçlarından haberdar olan Konevî, bu alanda hizmet amacıyla kaleme aldığı eserlerden Hediyyetü’l-mülûk’ü II. Bayezid’e, Fazlü’d-dâir’i Yavuz Sultan Selim’e ve Mîzânü’l-kevâkib’i Kanûnî Sultan Süleyman’a sundu. Onun çalışmalarının önemli bir yönü de bir kısım eserlerini Türkçe kaleme almasıdır. Böylece astronomi, özellikle pratik astronomi sahasında Helenistik ve İslâm astronomi mirasının XVI. yüzyılın başlarından itibaren Arapça ve Farsça’dan Türkçe’ye aktarımına giden yolu açtı; kendisinden sonra gelen astronomlara örnek olduğu gibi astronomi dilinin Türkçeleşmesine de zemin hazırladı. Türkçe telif etmesinin bilincinde olan (Hediyyetü’l-ihvân, vr. 1b) Konevî’nin bu eserleri zamanımıza gelen nüshalarının bulunduğu kütüphanelerden anlaşıldığı üzere yalnız İstanbul, Balkanlar ve Anadolu’da değil Kahire’de de kullanılmıştır.
Konevî Ecnâ?u’n-necâ?, Kitâb fî ma?rifeti’l-vaz?i’r-ru?âmât li-arzın mâ, Mîzânü’l-kevâkib, Mûzi?u’l-ev?at fî ma?rifeti’l-mu?an?arât, Risâle fî ma?rifeti vaz?i rub?i’d-dâ?ireti’l-mevzû?a ?aleyhi’l-mu?an?arât, Tu?fetü’l-fu?arâ?, Tebyînü’l-ev?at adıyla yedisi Arapça ve el-Aslü’l-muaddil, Fazlü’d-dâir, Hediyyetü’l-ihvân, Hediyyetü’l-mülûk adıyla dördü Türkçe olmak üzere astronomi sahasında toplam on bir eser telif etti (yazma nüshaları için bk. İhsanoğlu v.dğr., I, 84-90). Bu eserlerinin büyük bir kısmını ilm-i mîkat ile astronomi aletlerine tahsis etti. Zira ibadet zamanlarının ayarlanması, Kâbe’nin yönünün tayin edilmesi, başta ramazan olmak üzere dinî ayların ve günlerin belirlenmesi gibi konuların devletin başşehri İstanbul’a göre yeniden düzenlenmesi için gerekli astronomik, geometrik-trigonometrik tablo ve tekniklerin geliştirilmesi, mevcut aletlerin daha doğru ve kullanışlı hale getirilmesi, ince hesaplamaların yapılması gerekiyordu. Böylece Helenistik ve İslâm mirasını İstanbul’a göre yeniden düzenlemeye çalışan Konevî bir taraftan eserlerinde rub‘-i müceyyeb, rub‘-i mukantara, rub‘-i dâire gibi eski astronomi aletlerinin kullanılış yöntemlerini basitleştirdi, diğer taraftan el-Aslü’l-muaddil adlı eserinde astronomi hesaplamaları için rub‘-i dâireyi “sümünü’d-devr” adını verdiği yeni bir yöntem icat ederek kullandı. Konevî’nin çalışmaları kendisinden sonra, Kanûnî Sultan Süleyman’ın baş astronomu olan Muvakkit Mustafa b. Ali tarafından geliştirilmiş ve yaygınlaştırılmıştır.
Konevî’nin şimdiye kadar incelenen eserleri içerisinde en çok dikkate değer olanı Mîzânü’l-kevâkib’dir. Yıldızlarla zaman hesabı cetvelleri ve yaklaşık çeyrek milyon kaydı içeren eser 500 sayfayı aşan tabloları ihtiva eder. King’e göre bu muazzam tabloların bilinen İslâmî yazma eserlerde 1425’te Dımaşk’ta tamamlanan, Mehmed Konevî’nin tablolarına göre oldukça eksik bir çalışma dışında bir benzeri yoktur. Bu eser, tablolarla astronomik zamanı tesbit etme konusunda bilinen en orijinal Osmanlı katkısını temsil eder (Islamic Mathematical Astronomy, s. 248).
Konevî ayrıca, Şemseddin el-Halîlî’nin bütün enlemler için küresel astronominin standart problemlerini çözen mîkat cetvellerinin girişini Terceme-i Cedâvil-i Âfâki (Terceme-i Risâle fi’l-evkati’l-hamse ve cedâvili’r-rasad) adıyla Türkçe’ye çevirdi ve Halîlî’nin her bir enlem derecesi için hazırladığı takıma gayri muayyen bir mevkide 40;30° enlemi için özel bir tablo ekledi (a.g.e., s. 248). Konevî’nin, bilhassa Osmanlı Devleti’ndeki pratik astronomi eğitimi açısından dikkate değer olan Terceme-i Risâletü’l-ceyb adlı çalışmasının önsözünden (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 2594, vr. 1b), hem onun görev yaptığı muvakkithânelerde astronomi dersleri verdiği hem de muvakkithânelerdeki eğitim öğretim dilinin Türkçe olduğu anlaşılmaktadır.