Abdülhamit Han 21.09.1842 – 10.02.1918
01 Ocak 1970
Sultan Abdülmecid’in oğlu olan Abdülhamit Han, 21 Eylül 1842 yılında İstanbul'da doğdu. 10 yaşındayken annesi Tirimüjgan Sultan vefat etmiş, Abdülmecid’in diğer eşi olan ve çocuğu olmayan Piristü Kadın bakmış, Abdülmecid’in ölümünden sonra Abdülhamit Han’ın eğitimi ile amcası Abdülaziz yakından ilgilenmiştir. Bunalımlı bir dönem geçiren Osmanlı Devleti’nin başına geçen Abdülhamit Han, Batı’ya karşı dengeci olmuş Doğu’ya karşı İslamcı politikalar izlemiş. Abdülhamit Han Osmanlı Devleti’nin 34. Padişahı ve 113. İslam halifesidir.
Sultan Abdülhamit Han, devleti parçalama ve yok olma yoluna götüren Meclis-i Mebusan’ı kapatıp devlet idaresini eline alıp Ayastefanos antlaşmasını imzaladı. Berlin antlaşması ile kaybedilen toprakların bir kısmını geri aldı.
Abdülhamit Han büyük meseleler karşısında bunalan Osmanlı Devleti’ni dahiyane bir siyaset, adalet ve büyük bir kudretle yönetti. İki yüz elli milyon tutan Osmanlı Devleti’nin borçlarını yüz altı milyona indiren Abdülhamit Han, memlekete büyük bir imar faaliyeti ile eğitim öğretim seferberliği başlatmış cami, mescit, mektep, medrese, hastane, çeşme, köprü gibi bir çok icratın çoğunu kendi şahsi parasından yaptırmıştır. Ülkenin dört bir yanını demiryolları ile döşeyen Abdülhamit Han, Yunanlıların Girit’te isyan çıkartıp Türkler üzerinde toplu katliam yaptırması üzerine Yunanistan’ı harp ilan etti.
Yahudilerin Filistin’de devlet kurma isteğine karşılık Osmanlı Devleti’nin borçlarının silineceğinin teklifinde bulunan Yahudilerin önderi Theodore Herzl’e karşı Abdülhamit Han,
“Bir karış dahi olsa vatan toprağını satmam, zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim de bu toprakları ancak aldığı fiyata verir. Çünkü bu topraklar kanla alınmıştır, kanla verilir!” demiştir.
İç ve dış düşmanlar Sultan Abdülhamit Han’ı tahttan indirmek için cephe aldılar. Sultan’ı gözden düşürmek için her türlü iftira atılırken diğer taraftan suikastlar yaptılar. Ermeni asıllı Fransız yazar Albert Vandal’ın “Le Sultan Rouge=Kızıl Sultan” şeklinde ortaya attığı iftiraları aynen alanlar ansiklopedilere bunları yazarak genç nesilleri aldattılar.
II. Abdülhamid Han tahttan indirilirken şu sözleri söylemiştir.
“33 sene millet ve devletim için, memleketimin selameti için çalıştım. Elimden geldiği kadar hizmet ettim. Hâkimim Allah ve beni muhakeme edecek de Resulullah’tır. Bu memleketi nasıl buldumsa, öylece teslim ediyorum; hiç kimseye bir karış toprak vermedim. Hizmetimi Cenab-ı Hakkın takdirine bırakıyorum. Ne çare ki, düşmanlarım bütün hizmetlerime kara bir çarşaf çekmek istediler ve muvaffak oldular.
Dine olan bağlılığı, güzel ahlakı, edep ve hayası, akıl ve adaletiyle bilinen Abdülhamit Han, milleti için gece gündüz çalışmış onun tahtan indirilmesinin üzerinden 10 yıl geçmeden devletin dörtten üçü elden çıkmış. 33 yıl idarede kalan Abdülhamit Han, tahtan indirilmesiyle Ortadoğu kan gölüne çevrilmiş Arap alemi siyonizmin kölesi haline gelmiştir.
“Allah’ım helal etmiyorum! Şahsımı değil, milletimi bu hale getirenlere, hakkımı helal etmiyorum! Beni, benim için lif lif yolsalar, cımbız cımbız zerrelerimi koparsalar, sarayımı yaksalar, hanümanımı, hanedanımı söndürseler, çoluğumu gözümün önünde parçalasalar helal ederdim de Sevgili’nin (Muhammed) yolunda yürüdüğüm için beni bu hale getiren ve milletimi ateşe atan insanlara hakkımı helal etmem…” demiştir.
31 Mart Vakası sebebiyle İttihat ve Terakki ileri gelenleri tarafından tahttan indirilen Abdülhamid Han, Selanik’e gönderildi (27 Nisan 1909). 10 Şubat 1918’de Beylerbeyi Sarayı’nda soğuk alıgınlığı ve mide rahatsızlığından vefat eden Abdülhamid Han’ın naşı Çemberlitaş’ta dedesi Sultan II. Mahmut’un türbesindedir.