İstanbul'daki cinayetler
Yavuz Selim DEMİRAĞ 01 Ocak 1970
10 Kasım 2019 da İstanbul Fatih'te bir otelin bahçesinde işlenen cinayet, "Türkiye'nin uluslararası ajanlarının hesaplaşma alanı"na döndüğüne dair ciddi iddialara sebep oldu. Aynı hafta bir İngiliz ajanının sır perdesi aralanamayan ölümü üzerine CHP İzmir Milletvekili ve MYK Üyesi Mahir Polat, TBMM de bu konuda soru önergesi vermişti. Yıllarca Çin'deki Uygur Türklerinin yaşadığı dramı dillendiremeyen bazı basın organları "İstanbul'daki Uygur cinayeti" sonrasında, Uygurların yaşadığı çilelerden dem vurmaya başladılar. Bir kaç gün sonra bu cinayetin üzerindeki sis perdesi kalkıverdi. Susturucu takılı tabancadan çıkan tek kurşunla hayatına kaybeden Samet Erkin adını kullanan ve Saymatov Erkin Salimoviç adına Kırgızistan vatandaşı gibi düzenlenen pasaportun da sahte olduğu belirlendi. Asıl adı Saimati Airken olan Çin ve Ukrayna vatandaşı Uygur Türkünün 700 milyon doların yurt dışına kaçırılmasında rol alanlardan biri olduğu ortaya çıktı. "Gümrük işleri ile uğraşan işadamı" olarak tanıtılan bu kişinin Kırgızistan İstanbul Başkonsolosluğuna ait aracı kullandığı belirlendi. Türk polisinin cinayetin izini sürerken, katillerin Suriye sınırından kaçmaya çalışacağı bilgisine ulaştı. 12 Kasım'da Adana'da yapılan operasyon ile 4 kişi yakalandı. Normakhamat A. adlı şahıs, İstanbul'a 15 gün önce gelip, Saimait Airken'i takibe başladıklarını, sonunda yerini belirleyip 1000 dolar karşılığında öldürdüğünü itiraf etti. İtiraf mı? Yoksa kurgunun parçası mı? Henüz belli değil. Uygur cinayeti en çok Kırgız ve Özbek basınında yer aldı.Türk ve Kırgız emniyet mensuplarının yaptığı işbirliği neticesinde İstanbul'daki cinayet öncesinde Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'teki Manas Havalimanında bu olaydan hemen önce işlenen cinayet mercek altına alındı. 22 Ekim 2019 günü 39 yaşındaki Kufur Abdurrahman adlı Uygur Türkü'de, aynı yöntem ile öldürülmüştü. "Kara para aklama işinde kurye" olarak görev alan Abdurrahman'ı vuran da "1000 dolar karşılığı" cinayeti işlediğini ifadesinde belirtmişti.Türkiye'de kadın cinayetleri, alacak-verecek cinayetleri rutin... Yani sıradan, ancak Kırgızistan'da bu iki cinayetin "hangi sebeplerle işlendiği biliniyor..."Saimatev'in 700 milyon dalarlık parayı yurt dışına götürüşü bizim basına yansıdı. Eski Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev'in en yakın adamı. Atambayev ve eşi ile fotoğrafları olan Habibullah Abdulkadir... Abdulkadir, geçtiğimiz dönemde Kırgızistan bürokrasi ve iş dünyasına şekil veren etkin kişi. Gücünü Atambayev'den alıyordu. Atambayev, Başsavcılığın tebligatına rağmen direnip, 3 Kırgız polisini öldürdükten sonra yakalanıp tutuklandı. Kırgız kaynaklarının iddiasına göre halen etkin. 5 yıl Cumhurbaşkanlığı yapan Atanbayev'in mal varlığını milyar dolarları aştığı da biliniyor. Atanbayev'in eşi ile beraber yıllarca işlettikleri organizasyonu yönetmeye de devam ediyorlar. Bürokraside etkinlikleri devam ediyor.
Fakat! Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov bu gidişattan endişeli. Sonuç da yönetimin başına geleli 1 yıl bile olmadı. Kırgızistan'ın en büyük kentlerinden OŞ'un önce vali yardımcılığı daha sonra valiliğini üstlenen Ceenbekov, halkın güvendiği isim. Kırgızistan Başsavcılığının başlattığı soruşturmanın "sonuna kadar gidilmesi" talimatını verdi. Haksız kazanç ve suç ile mücadeleden taviz vermeyen Ceenbekov, İstanbul'daki cinayet sonrasında Başkonsolosu görevden almakla yetinmeyip Ankara'daki Büyükelçi'yi de merkeze çekti. Her fırsatta parlamentoyu bilgilendirmeye devam ediyor.Tıpkı Türkiye'de yaşadığımız "FETÖ Kumpasları" gibi emniyet başta olmak üzere asker, yargı ve diğer bürokraside etkinliğini sürdüren Atambayev ve şürekası Ceenbekov'un önünü kesmek için ciddi mücadele veriyor... "Demokrasi ve hukukun üstünlüğü"nden yana olan Ceenbekov, ülkesinin sorunlarını çözmek için gece gündüz çırpınıyor. Önümüzdeki günlerde Türkiye'yi de ziyaret ederek, içme suyu, yol, sağlık ve eğitim konularında yardım isteyecek. Cinayetlerin aydınlanması ve işbirliğinde ciddi adımlar atacak.Umarım herşey yolunda gider...