Vurgun piyasası sonrası ne olur?
İbrahim Kahveci 01 Ocak 1970
Şimdilerde bir balon piyasası dönemi yaşıyoruz. Aslında balonu da kendimiz şişiriyoruz.
Kamu bankaları eliyle zararına faiz ticareti ile etrafa para dağıtılıyor. Bütçeye ise zaten ne gelirse harcıyoruz.
Parasal genişlemeye rağmen enflasyon oluşmayacak. Oluşsa bile kırpıntılar ile resmi verilere ne kadar yansıyacak? Kontrol edilen bir alan da burası.
Mesela, bazı çok aşırı şubeli zincir marketlerin bazı günlerde zararına ticaret yaptıkları söyleniyor. Acaba tam o günlerde enflasyon verisini oluşturan fiyat setleri mi alınıyor? Tam bilen yok tabii.
Neyse ister tam olsun, ister yarım, ya da isterse çeyrek bilete zaten piyango vurmuyor. ‘Kasa her zaman kazanır’ kuralı kumarda geçerli bir söylemdi.
90’lı yılların siyaset yönetimi kamu bankaları eliyle koltuklarını koruyucu ulufeler dağıtmıştı. Şimdi özel bankalar bile kamu bankaları şartlarında çalışır oldu. Bu azmin bir kısmı -Telkin bir kısmı da -Takip sistemi ile olmuş olabilir. Kalan kısmı ise, parasal zorlamalar yolu ile şekilleniyor.
Merkez herkesi kredisinin karşılığı oranında değerlendiriyor.
Kısaca faiz piyasasında da işler öyle çok serbest gitmiyor gibi.
Döviz piyasası açısından ise zaten Merkez Bankası - Kamu Bankaları ilişkisi ve henüz netleşemeyen döviz rezervleri muamması öylece bir kenarda durmaktadır.
Ve böyle bir piyasada herkesin istediği ballı bir dönem yaşanıyor. Faizden para kazanma isteğinde olanlar için muhteşem bir dönem. Daha bu yılın mayıs ayında %26,0’nın üzerine bile çıkan tahvil faizleri şimdilerde %12,0 bandının altını gördü.
Hem vadeden büyük kazanç hem de yüksek faizden.
İşte bu dönemlere, yani Merkez Bankası’nın öncülüğünde faiz düşüşü olan dönemlere ‘Vurgun Piyasası’ diyorum.
Vurgun piyasasına girişi ağustos ayında kaleme almıştım. Vurgun piyasası döneminde faiz düşüşlerinin dövizi etkileme gücünün az olacağını, hatta tersine bile etki edebileceğini açıklamıştım.
Son dönemde ‘Vurgun Piyasası’ dönemine borsanın da eşlik ettiğini görüyoruz. Gerçi burada da ilginç veriler var. Yabancı mı alıyor? Yoksa, yabancı gözüken teminatla yerli mi alıyor?
Hani, BDDK verilerine bakıp TL mevduatlarında özel ve kamu bankaları arasında vade kaymasının ilginçliğini vermiştim ya; işte her alanda çok ilginç veriler geliyor.
Artık sürecin sonuna doğru yaklaşıyoruz.
Merkez muhtemelen son sert faiz indirimini dün gerçekleştirdi. Artık piyasanın bunları hazmetmesi gerekiyor.
Biraz hazım süresi tanımak gerekiyor tabii. Kolay değil, kısa sürede finansal göstergeleri kriz öncesi döneme taşımak.
Gerçi finansal göstergeleri kriz öncesine taşıdık ama İNSANİ göstergeler bir türlü düzelmiyor. Şimdi birazcık o konuya ağırlık verileceğini düşünüyorum.
Dün dikkat ettiniz mi? Mesela kısa vadeli tahvil faizleri MB faizine ayak uydurdu ama uzun vadeli tahvil faizleri daha dirençli çıktı. Orada oranlar yüzde 12,20’leri kırmadı.
Ama bunlar şimdilik küçük detaylar.
Hepimiz bu ballı vurgun piyasası döneminin tadını alalım. Bir mutluluk yaşansın ve herkes mutlu olsun.
Yarın mı?
Ona o zaman bakarız.
Mesela Berat Albayrak 3 büyük finansal saldırıyı püskürttüklerini açıkladı. Herkes daha düne kadar bunun 10 Ağustos Trump twiti ile olduğunu ve 1 saldırı sanıyordu. Meğerse 3 saldırı olmuş.
Yarın bu sayıyı biraz daha artırırız olur biter.