15. yüzyılda yaşamış, sapkın olduğu gerekçesiyle idam edilmiş Osmanlı alimidir.
Sahn-ı Seman medreselerindeki eğitimi eleştirmiş, Molla Hamîdeddîn ve Molla Muhyiddin gibi ilmiye üyelerini hicvetmiştir. Ağır tahrik içeren eleştirileri sonrasında ulemadan kalabalık bir grup bizzat II. Bayezid'e şikayet ederek Molla Lûtfî'nin bir sapkın olduğunu ve halkı da sapkınlığa teşvik ettiğini bildirmişlerdir. Sultan Bayezid tahkik ve teftişi konusunda emir verince zamanın şeyhülislamı Efdalzâde Molla Hamîdeddîn önderliğinde Divan-ı Hümâyun'da Hatipzâde, Molla İzârî, Molla Arap ve Molla Ahaveyn gibi yüksek ulemadan oluşan bir mahkeme kuruldu. İki yüz kadar şahit de bulundu. Özellikle namaz için "kuru kıyam ve inhinadır, andan fâyide yoktur" dediği iddiası tartışmalara yol açtı. Hakkındaki iddiaların: onun eleştirel kişiliğinden gücenen taife tarafından üretilmiş olduğu bugün düşünülmektedir. Efdalzâde ve Molla Ahaveyn gibi alimler karşı çıktıysa da, çoğunluğun baskıları sonucu ikna oldular ve idam kararı verildi. II. Bayezid ise, ulemanın kararına uymak zorunda hissederek istemeden de olsa idamı onaylamıştır. 2 Şubat 1494 (pazar) günü At Meydanı'nda kılıçla boynu vurularak idam edilmiştir.
Muhyiddîn-i Foçavî gibi devrin aydınları, Lutfi'nin iyi niyetli olduğunu ifade etmişlerdir. Alimin akıbeti halk tarafından da büyük bir zulüm ve haksızlık olarak değerlendirilmiştir.Ayrıca zamanın bazı ileri gelenleri ve şairleri, Molla Lûtfi'nin idamına haksız yere, haset yüzünden öldürüldüğünü, bu sebeple de şehit olduğunu vurgulayan veciz tarihler düşürmüşlerdir.
Hakkında bilgiler Heşt Behişt (Sehi Bey), Meşâirü'ş-Şu'arâ (Aşık Çelebi), Tezkire-i Lâtifi, Tezkiretü-Şuara (Kınalızâde Hasan Çelebi), Riyâzü'ş-Şuarâ (Riyâzî), Beyânı Tezkiresi ve Tâcü't-Tevârîh (Hoca Sadeddîn)'de bulunmaktadır.