Sultan II. Ahmet 25.02.1643 – 06.02.1695
01 Ocak 1970
Osmanlı padişahlarının yirmi birincisi, İslam Halifelerinin seksen altıncısı olan II. Ahmet 3 yıl 7 ay kısa bir süre padişahlık yaptı.
25 Şubat 1643 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Sultan I. İbrahim'in üçüncü oğlu olup, Annesi Hatice Valide Sultan'dır. Şehzadeliği boyunca sarayda kaldı. Şehzadeliği ve kafes hayatı süresince eğitimine değer verdi. Farsça ve Arapça dersleri aldı. Kardeşi II. Süleyman'ın padişahlığı boyunca 4 yıl kafes hayatı yaşadı ve kardeşi II. Süleyman hayatını kaybedince 21 Haziran 1691 yılında tahta çıktı.
II. Ahmet tahtı devraldığında Osmanlı Devleti, İkinci Viyana Kuşatması'yla meşguldu. 1691 senesinde sadrazam Köprülü Fazıl Mustafa Paşa, II. Süleyman hasta olduğu halde Avusturya seferine katılmasını istemişti. Kısa bir süre sonra II. Süleyman rahatsızlanıp vefat edince II. Ahmet'in tahta geçmesine karar verildi.
II. Ahmet, Avusturya seferinin devamını diledi. Bunun üzerine Köprülü Fazıl Mustafa Paşa 20 Temmuz'da Belgrad'a ulaşan ordusu ile Petervaradin önlerinde bulunan Avusturya kuvvetlerinin üzerine yürüdü. Tuna Nehri kenarında bulunan Salankamen bölgesinde Köprülü Fazıl Mustafa Paşa komutasındaki ordu, Prens Ludvig komutasındaki Avusturya ordusu ile karşılaştı. Savaşın ilk anlarında Köprülü Fazıl Mustafa Paşa yaşamını yitirdi ve Osmanlı ordusu yenildi. Avusturya bu zaferinden sonra Lipva ve Varat Kalesi'ni kuşattı. Köprülü Fazıl Mustafa Paşa'nın yerine sadrazamlığa getirilen Arabacı Ali Paşa, başarılı olamayınca onun da yerine Hacı Ali Paşa tayin edildi. Avusturya Savaşı durdurulmak istense de netice alınamadı. Osmanlı Devleti'nin zayıflığını gören Lehler Kamaniçe'yi, Venedikliler de Dalmaçya sahillerinde bulunan Gabella Kalesi'ni ele geçirdiler, Girit'e asker çıkardılar.
Başarısız olundukça yerine yeni atamalar yapılıyordu. Hacı Ali Paşa'dan sonra sadrazamlığa Bozoklu Mustafa Paşa getirildi. 1693 tarihinde Avusturyalılar Erdelüzerinden Eflak ve Boğdan'a girdiler. Bozoklu Mustafa Paşa, yanına aldığı kuvvetle Yanıva ve Belgrad'ı geri aldı. Bir yandan da Venediklilerin saldırıları devam etmekteydi. Malta, Floransa, Papalık filolarından oluşan bir Venedik donanması Sakız Adası'nı işgal etti. Sakız Adası'nın düşmesi II. Ahmet'i çok üzdü. Padişah, Vezir-i Azamlığa atanan Sürmeli Ali Paşa'ya "Madem ki Sakız düşman elindedir,bütün Macaristan'ı alsam makbulüm değildir" diye bildirdi. Kaptan-ı Derya Mezomorta Hüseyin Paşa Sakız'ın geri alınmasıyla görevlendirildi. Doğu illerinde de karışıklıklar başgöstermekteydi. Suriye'de Sürhanoğulları ve Manoğulları başkaldırdılar. Irak ve Hicaz bölgelerinde isyanlar çıkmaktaydı. Anadolu'da eşkiyalık artmıştı. Bursa'dan kalabalık bir derviş grubuyla Edirne'ye gelip halkı tahrik eden Niyazi Mısrî ve mehdilik iddasıyla ortaya çıkan biri iç karışıklığa sebep olmuştu.
Sakız'ın geri alınmasından kısa bir süre önce 6 Şubat 1695 yılında II. Ahmet rahatsızlanarak hayatını kaybetti. Cenazesi Edirne'den getirilip İstanbul'da Kanuni Sultan Süleyman'nın türbesine defnedildi. Kendisinden sonra Osmanlı tahtına kardeşi IV. Mehmet'in oğlu II. Mustafa geçti.
II. Ahmet döneminde teşkilat alanında birçok yenilik yapıldı. Eski geleneklere uygun olarak haftada 4 kere Divan-ı Hümayun'nun toplanması kararı verdi. Toprak düzenini yenileyerek eyalet topraklarverdi. Padişahlığı boyunca Edirne'de ikamet etti. Saray entrikalarından uzak durmaya çalışsa da başarılı olamadı. Sanata ve sanatkâra büyük önem verirdi. Kendisi de iyi bir hattat ve şairdi.