İsmail Saib Sencer 31.01.1873 – 22.03.1940
01 Ocak 1970
31 Ocak 1873'te Erzurum’da dünyaya geldi. Erzurumlu Hacı Kurbanzade Binbaşı Mehmed Şevki Bey ile Ayşe Hatun’un oğludur. Erken yaşta kaybettiği annesinin mezarı Erzurum’da Dervişağa Camii haziresindedir.Annesinin vefatından sonra Erzurum’dan İstanbul’a geldi. Esekapısı’ındaki İbrâhim Paşa İbtidâî Mektebi’ni ve ardından Koca Mustafa Paşa Askerî Rüştiyesi’ni bitirdi. Fatih dersiâmı Arapkirli Abbas Şükrü Efendi ile Süleymaniye dersiâmı Ferhad Efendi’den dinî ilimlerde icazetname aldı. Daha sonra Tıbb-ı Atik [eski tıp] teşri’ ve biyoloji gibi ilimlerle meşgul oldu. Öğrenimi devam ederken Maarif Nezareti’nin açtığı bir sınavla Bayezid Umumî Kütüphanesi'ne ikinci müdür tayin edildi. Birinci müdür Hoca Tahsin Efendi'nin vefatından sonra 1896’da birinci müdür olarak tayin edildi.
Arap Edebiyatı konusunda bir uzman olan İsmail Saib, Farsça, Fransızca, Almanca, İtalyanca, Latince de bilirdi. Bilgisini arttırmak amacıyla Tıp, Eczacılık ve Hukuk eğitimi almıştı.
Kütüphanedeki görevinin yanı sıra çeşitli medreselerde Arap edebiyatı ve Arapça öğreten İsmail Saip Efendi, 1921’de İstanbul Darülfünunu Edebiyat Medresesi Edebiyat-ı Arabiyye (Arap Edebiyatı) derslerine müderris olarak atandı. Bu görevi Şapka Kanunu’nun çıktığı 1925’e kadar sürdürdü. Kanunun çıkmasından sonra prensiplerinden ödün vermemek adına derslerine son verdi ve Beyazıt Kütüphanesi’ne çekildi[1].
Eski müelliflerin yazılarını tanımada, yazma eserlerin bozuk bölümlerini okumada, gördüğü bir yazının hangi yüzyıla ve hatta hangi hattata ait olduğunu tahmin etmede üstün bir kabiliyeti vardı[1]. Bu özellikleri ile araştırmacılara çok büyük yardımı dokunuyordu. Çeşitli konularda geniş bir bilgi birikimi olmasına rağmen hayatı boyunca eser vermek yerine araştırmacı ve okuyuculara yol göstermeyi tercih etti[2]. Ne var ki bazı eserlerin onun tarafından dikte ettiği rivayet edilir. Bu eserler arasında İsmail Hakkı Uzunçarşılı'nın "Osmanlı Tarihi" ve Bursalı Mehmet Tahir Bey'in üç ciltlik "Osmanlı Müellifleri" vardır[3]. Kitapları farelerden korumak için kütüpahnede çok sayıda kedi beslemesi ve kedilere düşkünlüğü ile tanınırdı[3].
1939 yılında kütüphanedeki görevinden emekli oldu. 22 Mart 1940 tarihinde İstanbul’da hayatını kaybetti.
Zengin şahsi kütüphanesi vasiyeti gereği Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ne bağışlanmıştır.