« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

15 Mar

2020

Şeyhülislam Ârif Hikmet Bey 17.11.1786 – 22.03.1859

01 Ocak 1970

Osmanlı şeyhülislâmı, şair ve tezkire yazarı (D. 17 Kasım 1786, İstanbul- Ö. 22 Mart 1859, İstanbul). Tam adı Seyyid Hacı Ahmed Ârif Hikmet’tir. Büyük dedesi I. Mahmud dönemi veziri Malatyalı İbrahim Paşa, dedesi I. Abdülhamid dönemi veziri Reîsülküttâb Râif İsmail Paşa, babası III. Selim dönemi kazasker ve nakîbüleşraflarından İbrahim İsmet Bey’dir. 1796’da Sultan Osman Camiînde öğrenime başladı. Aynı yıl müderris unvanıyla ilmî ve edebî çalışmalara yöneldi. 1814’te hacca gitti. Daha sonra Kudüs (1816), Mısır (1820) ve Medine (1823) kadılıklarında bulundu. 1828’de İstanbul kadılığına atandıysa da bu görevi kabul etmedi. 1829’da nüfus sayımı göreviyle Rumeli’ye gitti. Bir yıl sonra nakîbüleşraf, 1833’te Anadolu kazaskeri (ordu kadısı), 1838’de Rumeli kazaskeri oldu. 1939’da Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliyye üyeliğine, ardından Rumeli müfettişliğine getirildi. Osmanlı Devleti topraklarında eğitimin yaygınlaştırılması amacıyla kurulan Meclis-i Maârif-i Muvakkat’a üye seçildi. Rüştiye (ortaokul) mekteplerinin açılmasında önemli çaba harcadı. 1846’da Şeyhülislâmlık makamına getirildi. Bu görevde yedi buçuk yıl kadar kaldı. Sultan Abdülmecid döneminde çıkan bazı olaylarda müsamahalı davrandığı iddiasıyla azledildi. 1854’te bu makamdan ayrılınca Medine’ye gitti ve burada adıyla anılan bir kütüphane kurdu. Ölünce Üsküdar Nuh Kuyusu’nda Kartalbaba Tekkesi (Kartalbaba Camiî) karşısında bulunan mezarlıkta toprağa verildi.

Son devir Osmanlı âlimleri arasında önemli bir yeri vardır. Nadir eserlerden meydana gelen 12.000 ciltlik bir kütüphaneye sahipti. Bunlardan 5000’ini Medine’de Mescid-i Nebevî’nin kıble tarafında inşa ettirdiği, kendi adıyla anılan kütüphaneye bağışladı. Klasik tarzda şiirler yazdı, şiirlerinde Nef’î, Nâbî ve Nedim’in etkileri görülür. Eski şiirin son temsilcilerinden biri olarak tanınır. Nâmık Kemal onun II. Mahmud devrinin en gözde şairlerinden biri olduğunu belirtir. Cevdet Paşa, Arif Hikmet Bey’in üç dilde yazdığı şiirlerini topladığı divanından övgüyle söz etti. Vak’anüvis Esad Efendi tezkiresinde onu, ‘bin yılda bir gelen’ faziletliler arasında gösterdi. Edebiyat, fıkıh (İslâm hukuku) ve biyografi alanında eser verdi. Basılan eserlerinden başka İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde İbnülemin yazmaları bölümünde kendi el yazısıyla Rumeli Teftiş Defteri ile Mecmû’a- i Eş’ar ve kısa bazı bilgiler içeren bir hatıra defteri vardır. Ayrıca İbnülemin’in de bahsettiği, Keşfü’z-Zünûn’a hazırladığı bir zeylin (ek) eksik bazı nüshaları İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde kayıtlıdır. Kaynaklarda eserleri arasında anılan el-Ahkâmü’l-Mer’iyye fi Arâzî’l-Emîriyye (1265) ona ait değildir.

ESERLERİ:

Dîvân-ı Hikmet (Türkçe, Arapça, Farsça. Yay. haz. Mehmed Zîver, Dîvân-ı Ârif Hikmet Beyefendi adıyla 1866-67), Tezkire-i Şuarâ, Mecmûatü’t-Terâcim (biyografi), Bâzı Vekâyi-i Dahiliyye Notları, Tahrir Defteri, Tanzimat Defteri, Mecmûa-yı Eş’âr, Mecmûa-yı Ârif Hikmet, Hülâsatü’l-Makâlât fî Mecâlisi’l-Mükâlemât, el-Ahkâmü’l-mer’iyye fi’l-Arâzi’l Emîriyye, Ref’u’n-Nikâb an Vücûhi’l-Elkâb, Keşfü’z-Zünûn Zeyli ve Esâmî-i Müellifîn.

Ziyaret -> Toplam : 125,33 M - Bugn : 93055

ulkucudunya@ulkucudunya.com