Falih Rıfkı Atay 1894 – 20.03.1971
01 Ocak 1970
Gazeteci-yazar, siyaset adamı (D. 1894, İstanbul - Ö. 20 Mart 1971, İstanbul). Din adamı Hoca Hilmi Efendi’nin oğludur. Tabişgâhi Lâhuti takma adını da kullandı. Sıbyan Mektebi, Rehber-i Tahsil Rüştiyesi, Mercan İdadisi’nde öğrenim gördü. Daha sonra girdiği İstanbul Dârülfünunu Edebiyat Fakültesi’nden 1912’de mezun oldu. Aynı yıl Çerkeş’te subay olan ağabeyinin yanına gitti. Burada haber aldığı İttihat ve Terakki Partisi’nin iktidardan düşmesi üzerine, Tanin gazetesine ilk siyasî yazısı sayılabilecek küçük bir protesto mektubu (1913) gönderdi. Mektubî, Sadaret, Dâhiliye kalemleri ile Talat Paşa’nın yanında çalıştı, onun Bükreş’e yaptığı bir geziye katıldı, ilk yurtdışı röportajını da buradan gönderdi. Birinci Dünya Savaşı sırasında ihtiyat zabiti olarak gittiği Suriye ve Filistin’de Cemal Paşa’nın özel kâtipliğini yaptı. Cemal Paşa, Bahriye Nazırlığı göreviyle İstanbul’a dönünce, Falih Rıfkı da, Bahriye Nezareti Kalem-i Mahsus Müdür Muavinliği görevine getirildi.
Mütareke yıllarında Kâzım Şinasî Dersan, Necmettin Sadak ve Ali Naci Karacan ile kurduğu (1918) Akşam gazetesinde, Günün Fıkraları başlığı altında Millî Mücadele aleyhinde tavır alanları eleştiren yazılar yazdı. Bu yazıları nedeniyle verildiği Divan-ı Harp’te idama mahkûm edildi. İnönü Savaşı’ndan sonra kurtuldu. 1922’de Anadolu’ya geçti. Tanin ve Hâkimiyet-i Milliye gazetelerinde çıkan yazılarıyla Milli Mücadele hareketini destekledi. Yunan ordusunun geri çekilirken yaptığı zulmü incelemek için kurulan Tetkik-i Mezalim Heyeti’ne üye oldu. Yakup Kadri, Halide Edip, Mehmet Asım gibi isimlerin yer aldığı bu heyetle Batı Anadolu’da incelemeler yaptı. 1923–27 yılları arasında Bolu, 1927–50 arasında da Ankara milletvekili olarak TBMM’de bulundu. Milletvekilliğinin yanı sıra, resmî görüşün yayın organı Hâkimiyet-i Milliye’nin yanı sıra Milliyet, Ulus ve Bediî Faik ile birlikte kurduğu (1952) Dünya gazetelerinde başyazılar, sohbetler, anılar yazdı. Türk inkılâplarının yerleşip benimsenmesinde, kültür, sanat ve bilim alanlarında alınan kararların uygulanmasında, Atatürk’e yardımcı oldu.
Edebiyata ilgisi, Hüseyin Cahit Yalçın’ın müdür olduğu Mercan İdadisi’nde okuduğu yıllarda başladı. Yazı hayatına da bu okulda iken Tecelli, Kadın ve Servet-i Fünun dergilerinde yayımlanan yazı ve şiirleriyle başladı. Aynı dönemde Orhan Seyfî Orhon ile tanıştı, Tevfik Fikret’in şiirlerine ilgi duydu. Tanin gazetesinde yayımlanan, Hüseyin Cahit’in teşvikiyle Cumartesi Konuşmaları başlığı altında yazdığı yazılarıyla da gazeteciliğe başladı(1913). Yazıları ayrıca Şair, Nedim, Yeni Mecmua, Büyük Mecmua gibi çeşitli yayınlarda yer aldı. Balkan Savaşı’nın ardından Edirne’yi gezerek Edirne Mektupları’nı yazdı. Kullandığı dile egemen bir üslûpla yenilik ve milliyetçilik fikirleri doğrultusunda yazılar kaleme aldı. Atatürk’ün yakın çevresinde yer almasının etkisiyle, özellikle Mustafa Kemal Paşa ekseninde gelişen Cumhuriyetin kuruluş yıllarına ait anılarının yer aldığı Çankaya (1961) adlı eseri ve gezi kitaplarıyla tanındı. Batılılaşma ve Kemalist devrimlerin savunuculuğunu yaşamının sonuna kadar sürdürürken; önceleri savunduğu öz Türkçecilik anlayışına sonraları karşı çıktı. Yabancı kelimelerin bir dilin millî olmasını engellemeyeceği kanısıyla Güneş - Dil Teorisine de karşı idi. Türkçenin bağımsız bir dil hâline gelmesi için emek verdi.
“Gazeteci ve politikacı olarak kendini kabul ettiren Falih Rıfkı Atay’ın edebiyatımızdaki asıl ünü seyahat yazılarıdır. Falih Rıfkı, bu yazılarında, gözlem esasına bağlı kalarak, realist bir dikkatle gezip gördüğü yerleri tasvire gayret eder. Bu yerleri Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki Türkiye ile mukayese eder. Özellikle Bizim Akdeniz, Zeytindağı, Yolcu Defteri, Taymis Kıyıları adlı kitaplarda bu mukayeseyi görmek mümkündür. O, yazmış olduğu bu yazılarla Türk seyahat edebiyatı alanında bir çığır açacak kadar tesirli olmuştur.” (Şerif Aktaş)