« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

23 Mar

2020

KİLİSLİ ABDULLAH SERMEST 1819 - 1882

01 Ocak 1970

Kiliste doğdu. Soyu, bugün Doğu Tür­kistan Uygur Özerk Bölgesi'nde bulunan ve XV-XV1. yüzyıllarda Hoten-Turfan civa-nnda yaşamış olan Tomanbay (Tumenbey) aşiretine dayanmaktadır. Aşiretin nüfu­su giderek artınca geniş bir aile Tazabay aşiretini oluşturdu. Tazabay aşiretinden bir grup XVI. yüzyılın ortalarında Özbekis­tan, Kazakistan, Türkmenistan ve Azer­baycan'a göç etti. Abdullah Sermest'in büyük dedesi Süleyman Akif, XVIII. yüzyı­lın ikinci yansında Taşkent'ten ayrılıp Irak üzerinden Kilis'e geldi ve buraya yerleşti.
Abdullah Sermest altı yaşında iken ba­bası Hoca Mehmed Efendi hacca gitti ve orada vefat etti. İki yıl sonra da annesini kaybetti. Babasının bir talebesinin hima­yesinde büyüyen Abdullah Sermest, öğ­renimine Kiliste Akcurun Camii müder­risi Hacı Hafız Efendi'nin yanında başla­dı. Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın oğlu İb­rahim Paşa'nın Kilis'i işgal edip (1831) halkı yaptırdığı kışlanın inşasında zorla çalıştırdığı dönemde öğrenimine ara ver­mek zorunda kaldı. Abdullah Sermest, eli silâh tutan herkesi zorla ordusuna asker kaydeden İbrahim Paşa tarafından 1836 yılında Kahire'ye götürüldü. Mısır'da on yıl kadar kalan Abdullah Sermest'in fiilen kaç yıl askerlik yaptığı bilinmemektedir.
Abdullah Sermest, Collit adlı bir Fran­sız doktorundan tıbbî konularda istifade etti, hasta tedavi edecek kadar bilgisini ilerletti. Ayrıca hat ve hakkâklık dersle­ri aldı. Askerden terhis olduktan sonra memleketine dönmeyip Kahire'ye yerleş­ti. Geçimini hattatlık ve hakkâklık yapa­rak sağlamaya çalıştı. Bu yıllara kadar ta­savvufa ilgi duymayan Abdullah Sermest, Mekke'ye gittiğinde (1846) Nakşiben­dî Müceddidî şeyhlerinden Muhammed Can ile tanıştı ve bir süre sonra ona inti­sap etti. Seyrü sülûkünü tamamlayıp ica­zet aldı. Bağdat ve Bombay'a yaptığı se­yahatler dışında on iki yılını Mekke'de şeyhinin yanında geçirdi, ardından irşad göreviyle Kilis'e gönderildi ve 1858'de Muhammed Bedevî Zâviyesi'ne yerleşti. İrşad faaliyetine başladıktan bir süre son­ra kendisi için bir tekke inşa edildi. Vefa­tına kadar yaklaşık yirmi yıl bu tekkede irşad faaliyetini sürdüren Abdullah Ser­mest ailesinin geçimini ve tekkenin mas­raflarını hakkâklık yaparak sağladı. Ölü­münden iki yit önce kendi adına bir vakıf tesis ederek zeytinyağı imalâthanesini, kahvehanesini, fırınını ve on altı dükkan­lı hanını bu vakfa bağışladı. Vakıf bugün de faaliyetini sürdürmektedir. 26 Mart 1882'de vefat eden Abdullah Sermest, Kilis'in Bölük mahallesinde Kurtağa cad­desindeki Çekmecen Camii karşısında bu­lunan tekkesinin bahçesine defnedildi. Ölümüne müridlerinden Rahmi Efendi, "Çıkıp on iki pîran etti ilham Rahmfye tâ-rîh Makâm-ı dilgüşâya sür yüzü bâb-ı velayet bu" beytini tarih düşürmüştür. Kabri üzerine türbe inşa edilmiş olup tür­besi bugün bir ziyaretgâhtır.
Abdullah Sermest'in tarikat silsilesi Muhammed Can, Abdullah ed-Dihlevî. Habîbullah Mazhar, Muhammed Bedrânî. Hafız Muhsin, Şeyh Seyfeddin vasıta­sıyla İmânrw Rabbânî'nin oğlu Muham­med Ma'sûm'a ulaşır. Abdullah Sermest müridlerinden Antepli Akif ve Elbistanlı Ahmed Hamdi'ye icazet vermiştir. Oğlu Mehmed Vakıf (Tazebay) Efendi (ö. 1965), seyrü sülûkünü Ahmed Hamdi Efendi'­nin yanında tamamladıktan sonra tek­kenin meşihatini üstlenmiş ve tekkelerin kapatıldığı tarihe kadar (1925) bu görevi sürdürmüştür. Mantık ve kelâma dair ba­sılı eserleri bulunan Abdullah Enverî, di­van sahibi şair Çermikli Zihni Baba gibi çeşitli kesimlerden geniş bir mürid halka­sına sahip olan Abdullah Sermest, Nakşi­bendî müceddidliğinin katı ve sert tutu­mundan uzak, hoşgörü sahibi, Ehl-i beyt muhibbi arif ve kâmil bir mürşid olarak tanınmıştır.
Tasavvuf neşvesi içinde Türkçe, Arap­ça ve Farsça şiirler yazan Abdullah Ser­mest'in divanı 118 parça şiirden meydana gelmektedir. Bunların çoğu Türkçe olup gazel tarzındadır. Hâlis veya Sermest mahlasını kullanan şairin şiirlerinde çok sayıda mahallî kelime kullandığı görül­mektedir. Dört nüshası bulunan divan, Abdullah Şahin tarafından şair hakkında geniş bir incelemeyle birlikte yayımlan­mıştır (Ankara 1999}. Eserin baş tarafın­da Abdullah Sermest'in torunlarından Uy­gur Tazebay'ın ailesi hakkında bir tanıt­ma yazısı yer almaktadır. Abdullah Ser­mest'in Sıîîîn Vak'ası adlı eseriyle tıbba dair bir kitabının da bulunduğu, bu ikinci eserin Kilis'e gelen bir Fransız araştırmacı tarafından ödünç alınıp geri getirilmediği kaydedilmektedir.

Ziyaret -> Toplam : 125,28 M - Bugn : 34619

ulkucudunya@ulkucudunya.com