Muhammed Bâbâ Semmasi (k.s.)
01 Ocak 1970
Hâce Ali Râmîtenî hazretlerinin yetiştirdiği büyük velî ve kendilerine Silsile-i Aliyye denilen büyük İslâm âlimlerinden. Râmîten ile Buhârâ arasında bulunan ve Râmîten’e iki kilometre, Buhârâ’ya ise altı kilometre uzaklıkta bulunan Semmâs köyünde doğdu. 1354 (H.755)te orada vefât etti.Tasavvuf ilmini büyük âlim Ali Râmîtenî’den öğrendi. Onun derslerinde ve sohbetlerinde yetişip, tasavvufta yüksek dereceye ulaştı. Hocası, kendisinden sonra irşâd makâmına, Muhammed Bâbâ Semmâsî’yi vekil bıraktı. Diğer talebelerine de, ona tâbi olmalarını vasiyet etti.
Hocasının vefâtından sonra irşâd makâmına geçen Muhammed Bâbâ Semmâsî, çok talebe yetiştirdi ve içlerinden bir kısmını tasavvufta yüksek makamlara kavuşturdu.Bu talebelerinin başında, kendisinden sonra yerine geçen ve ilim deryâsında sedef misâli olan Seyyid Emîr Külâl hazretleri gelmektedir. Bir talebesi de, Şâh-ıNakşibend Behâüddîn-i Buhârî hazretleridir. Behâüddîn Nakşibend hazretleri,Kasr-ı Hindüvân’da doğdu. Henüz o doğmadan evvel, hocasıMuhammed Bâbâ Semmâsî onun doğduğu yerden geçerken; “Bu yerden büyük bir zâtın kokusu geliyor. Pek yakında Kasr-ı Hindüvân, Kasr-ı ârifân olur.” buyurdu. Bir gün yine oradan geçiyordu. “Şimdi o güzel koku daha çok geliyor. Ümîd ederim ki, o büyük insan dünyâya gelmiştir.” buyurdu. Böyle buyurduğu zaman, Behâüddîn-i Buhârî hazretleri doğalı üç gün olmuştu. Dedesi, çocuğun göğsünün üzerine hediye koyup, Muhammed Bâbâ Semmâsî’ye getirince; “Bu bizim oğlumuzdur. Biz bunu kabûl eyledik.” buyurup, talebelerine de; “Kokusunu aldığım işte bu çocuktur. Zamânının rehberi ve bir tânesi olacaktır.” buyurdu. Sonra halîfesi Emîr Külâl hazretlerine, bu çocuğun iyi yetiştirilmesini tenbîh etti.
Behâüddîn Buhârî hazretleri anlatır: “Evlenmek istediğim zaman, büyük babam beni Muhammed Bâbâ Semmâsî hazretlerine gönderdi. Ona gideceğim günün gecesi, içimde gözyaşı ve duâ isteği kabardı. Muhammed Bâbâ Semmâsî’nin mescidine gidip iki rekat namaz kıldım ve Allahü teâlâya şöyle duâ ettim: “İlâhî! Bana, belâlarına tahammül için kuvvet ve aşkın yüzünden doğacak mihnetlere, meşakkat ve sıkıntılara karşı güç, ver!” Sabahleyin hocamın huzûruna varınca; “Bir daha duâ ederken, “İlâhî, senin rızân nerede ise, bu kulunu orada bulundur!” diye duâ et! Eğer Allah, dostuna belâ gönderirse, yine inâyeti ile o belâya sabır ve tahammülü de ihsân eder. Fakat, Allah’tan ne geleceğini bilmeden, belâ ister gibi duâ doğru değildir.” buyurdu. Muhammed Bâbâ Semmâsî’nin bir gece evvelki hâlimi keşfetmekteki kerâmetini anladım ve ona tam bağlandım.”
Ehl-i sünnet âlimlerinin ve evliyânın en büyüklerinden olanHâceMuhammed Bâbâ Semmâsî hazretlerinin yetiştirdiği, tasavvufta yüksek derecelere kavuşmalarına vesîle olduğu yüzlerce velî olup, bunlar içinde dördünü kendisine halîfe seçmiştir. Bunlardan birincisi Hâce Sûfi Suhârî, ikincisi kendi oğlu Hâce Muhammed Semmâsî, üçüncüsü Mevlânâ Dânişmend Ali, dördüncüsü ve en büyükleri Seyyid Emîr Külâl hazretleridir