« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

18 May

2020

FÂRÛKİ, MOLLA MAHMÛD 1585 - 1652

01 Ocak 1970

Molla Mahmûd b. Muhammed b. Şâh Muhammed el-Kanpûrî (ö. 1062/1652) Hindistanlı âlim.
993 (1585) yılında Kanpûr'da doğdu¬ğu söylenir. Ancak 1062'de (1652) öldü¬ğü ve genel olarak aile fertlerinin kırk yasına ulaşmadan vefat ettikleri [410] dikkate alınarak yukarıdaki do¬ğum tarihi şüpheyle karşılanmıştır. İlk öğrenimini dedesinden ve daha sonra Üstâdü'1-Mülk Muhammed Efdal b. Ham-za el-Osmânî el-Kanpûrî'den gördü. Ba¬şarılı bir öğrenci olan Fârûkl henüz on yedi yasında iken dinî ilimlerin yanı sıra mantık ve felsefede de kendini yetiştir¬dikten sonra memleketinde müderris ol¬du. Kısa zamanda ünü Hindistan'a yayı¬lınca Sultan Sah Cihan onu Agra'ya da¬vet etti. Bu şekilde saray ulemâsı arası¬na giren Fârûkl'ye "üç yüz kişinin başka¬nı" mansıbı verildi. Fârûki 5ah Cihan'ın dostluğunu kazanarak onun bütün se¬ferlerine katıldı. Şahla birlikte Lahor'a yaptığı bir ziyaret sırasında, onun mür¬şidi olan Sah Muhammed Bedahşî ken¬disini dünya işleriyle çok fazla ilgilendi¬ği için sert bir dille uyardı ve şahın hiz¬metinden ayrılmasını tavsiye etti. Bu ikazdan çok etkilenen Molla Mahmûd gö¬revinden istifa ederek öğretim görevini sürdürmek üzere memleketine döndü. Devletin malî desteğiyle Agra'da bir ra¬sathane kurulması yolunda hazırladığı proje, son derece tehlikeli bir hal alan Belh seferinin (1055-1058 1645-1648) âcil malî kaynağa ihtiyaç göstermesi sebe¬biyle reddedildi. Bu sırada Şah Cihan'ın ikinci oğlu Şah Sücâ1 tarafından Dakka'¬ya davet edildi. Daha sonra davetine ica¬bet ettiği Bengal valisiyle birlikte bazı felsefe ve mantık kitaplarını müzakere etti. Bu son davet, Fârûkî'nin Ni'metul-lah b. Atâullah el-Fîrûzpûrî'ye intisap et¬tiği ve onun bazı evrâd ve ezkârı ile hi-keml sözlerini ihtiva eden bir risalesini yazdığı tarih olan 1052'den (1642) önce gerçekleşmiş olmalıdır.
Felsefe ve belagat alanında büyük oto¬rite olan Fârûkî din ilimlerinde de seç¬kin bir mevkiye sahipti. Rivayete göre daha sonra aksini söyleyeceği hiçbir be¬yanda bulunmamış, çelişkiye düşebileceği rastgele bir görüş ileri sürmemiş¬tir. Fikirleri Sünnî âlim ve yazarların ço¬ğu tarafından benimsendiği halde Ab-dülazîz ed-Dİhlevî onu önde gelen Şiî ke-lâmcıları arasında göstermektedir. [411] Fârûki Kan¬pûr'da vefat etti. Şehir dışındaki türbe¬si halk tarafından hâlâ ziyaret edilmek¬tedir.

Ziyaret -> Toplam : 125,29 M - Bugn : 49336

ulkucudunya@ulkucudunya.com