Ahmet Cevdet Paşa 27.03.1822 – 25.05.1895
01 Ocak 1970
Ahmet Cevdet Paşa, Osmanlı'nın yetiştirdiği önemli devlet adamlarından birisidir. İslam hukuku anlamında bir başyapıt olan Mecelle’yi yazmıştır.
Ahmed Cevdet Paşa, 27 Mart 1822 tarihinde Bulgaristan'ın Lofça şehrinde dünyaya geldi. Gerçek adı Ahmet’tir. Cevdet ise mahlasıdır. "Cevdet" mahlasını kendisine 1843’de İstanbul’da öğrenim gördüğü sırada şair Süleyman Fehim Efendi vermiştir. Babası, Lofçalı meclis azalarından İsmail Ağa, annesi ise Lofça’nın ileri gelenlerinden Topuzoğulları’na mensup Ayşe Sünbül Hanım’dır.
Ahmet Cevdet Paşa ilköğrenimini Lofça'da tamamladı. Daha sonra medrese eğitimi için 1839 yılında İstanbul’a geldi. Burada Fatih Camii’nde 8 sene kadar tahsil gördü. Bu dönemde medrese eğitiminin yanında Murad Molla Tekkesi’nde Mesnevi dersleri aldı. Ayrıca müneccimbaşı Osman Saib’den ve Mühendishane-i berri Muallimi Miralay Nuri Bey’den yeni tarz riyaziye dersleri aldı. Buradayken Mevlana’nın Mesnevi’sini bitirdi.
O dönemler Murad Molla Tekkesi alimlerin, şairlerin kısacası ilim adamlarının uğrak yerlerinden biriydi. Ahmet Cevdet Paşa bu mecliste vahevesine kapılmış hatta ilk şiirini de Fehim Efendi’nin konağında yazmıştır. İlk zamanlar şiirlerinde Vehbi mahlasını tercih ediyordu. Fakat bu mahlas başka şairler tarafından da kullanıldığı için Fehim Efendi kendisine 1843 tarihinde "Cevdet" mahlasını vermiştir.
Ahmed Cevdet Paşa, 1844 yılında Rumeli kalemine Kadı olarak tayin edildi. 1845 yılında müderris olarak İstanbul camilerinde ders vermeye başladı. Bu dönemde devlet adamı olarak yıldızı parladı. Siyaset kariyerine başlaması ise Reşit Paşa aracılığı ile oldu.
Reşit Paşa, sadrazamlığa geldiğinde yeni kanun ve nizamlar hazırlatacağı zaman bilgili ve açık fikirli bir kişi istemişti. Şeyhülislamlık makamının kendisini tavsiye etmesi üzerine Ahmed Cevdet Efendi gönderilmiş ve böylece siyasete girmiştir. Hatrına öğretmenlik de yapmıştır. Ahmet Cevdet Paşa, siyasi olayları yakından takip edebilmek için bu dönemde Fransızca öğrendi.
1848 yılında Mustafa Reşid Paşa’nın verdiği bir görevle Bükreş’e gidip bir ay kaldıktan sonra geri döndü. 1849'da tedavi için bulunduğu Bursa kaplıcalarında "Kavâid-i Osmâniyye" (Osmanlıca dil bilgisi) adlı kitabı ve ilk Türk anonim şirketi olan Şirket-i Hayriye’nin kuruluş nizamnamesini yazdı.
13 Ağustos 1850 tarihinde Meclis-i Maarif azalığıyla darülmuallimin (Öğretmen okulu) müdürlüğü görevine getirildi. Bu mektebi kısa zamanda ıslah ederek, mektebe giriş ve imtihan usullerini yönetmeliklerle belirledi. Burada ciddi hizmetler vererek sınav şekillerini ve öğrenci eğitimi ile ilgili düzenlemeler getirdi.
Ahmed Cevdet Paşa, bilimin ülkeye yayılması ve genel kültür düzeyinin yükseltilmesi için çalışacak Fransız Bilimler Akademisi benzeri bir akademinin kurulması fikrini desteklemekteydi. Bunun faydalarını anlatan bir mazbata hazırlayarak Sultan I. Abdülmecit’e sundu. Padişahın uygun bulmasıyla 1851 yılında kurulan Encümen-i Daniş’e (Osmanlı Akademisi) asli üye seçildi.
Rüştiyelerde din derslerinde okutulmak üzere "Ma’lûmât-ı Nâfia" (Fâideli Bilgiler) adlı kitabı kaleme aldı. Her türlü bilimsel konunun Türkçe ile yazılabileceğine inanıyor, herkesin okur yazar olması için lisanın sadeleştirilmesi ve yazıların Türkçe kaleme alınması gerektiğine inanıyordu. Yazılarında bu sadeliğin örneklerini verdi.
1853 yılında Encümen-i Daniş’de (Osmanlı Akademisi) bir Osmanlı tarihi kaleme alınması kararlaştırıldığında Osmanlının 1774-1826 yılları arasındaki bölümünü yazmak görevi Ahmet Cevdet Paşa’ya verilmiştir. O dönemde Tanzimat Fermanı’nı kabul ettirmek üzere Mısır’a gönderilen sadâret müsteşarına eşlik etmesi istenmişti.
Ahmet Cevdet Efendi, bu seyahate rağmen çalışmasını aksatmadı ve diğer üyeler henüz kaydadeğer bir çalışma yapmamışken kendisi dönüşünde üç ciltlik çalışmayı tamamlayıp 1854 yılında padişaha sundu. Bu çalışması, “Süleymaniye pâyesi” ile ödüllendirildi. Böylece yüksek müderrisler sınıfına girmiş oldu.
Ahmed Cevdet Paşa’ya 1855 yılında devletin resmi tarihçisi görevi verildi. "Tarih-i Cevdet" adıyla on iki ciltlik eserinin geri kalan bölümlerini yazdı. Eserin son cildi 1886’da yayınlandı. Ahmet Cevdet Efendi, bir yandan da zamanın siyasal olaylarını anlatan “Tezâkir-i Cevdet” adlı eserini de kaleme aldı. Ayrıca hayatının daha sonraki bir döneminde peygamberler tarihini anlatan altı ciltlik “Kısâs-ı Enbiyâ” adlı eseri yazmıştır.
1856 yılında Galata Kadılığı görevine getirildi. 1856 yılı sonunda ise Mekke-i Mükerreme kadılığına atandı. Yine aynı yıl içinde “Meclis-i Âlî-i Tanzimat” üyesi oldu ve devrin kanunlaştırma çalışmalarında yer aldı.
1861 yılında İstanbul kadısı oldu. 1861 yılında İbni Haldun’un meşhur Mukaddime’sinin tercümesini yaptı. Yine aynı yıl Meclis-i Âlî-i Tanzimat, yapısı değiştirilerek “Meclis-i Ahkâm-ı Adliyye” adını aldığında Osmanlı Devleti’nin kanunlarını yapacak olan bu kuruma üye tayin edildi ve meclisin nizamnamesini de o hazırladı.
1863'de Anadolu Kazaskerliği ve Bosna-Hersek Müfettişi olarak atandı. Bu dönemde çeşitli ıslahatlar gerçekleştirdi. Ayrıca orduya çok sayıda asker kazandırdı. Burada ciddi başarılara imza atan Cevdet Paşa giderek Osmanlı’da önemli devlet adamlarından biri haline geldi. 1864 yılında ıslahat için gönderildiği Kozan’da da başarılı oldu.
Bu başarılardan sonra Abdülaziz tarafından şeyhülislamlığa getirilmesi beklenen Ahmet Cevdet Efendi, bunun yerine ilmiye sınıfından mülkiye sınıfına nakledildi. 1866 yılında vezirlikten, paşalığa getirilmiştir. 1866 yılında Halep vilayetine vali tayin edilen Cevdet Paşa burada 2 yıl görev yaptı. Bu sırada "Fırat" isimli bir gazete çıkardı.
1868 yılında temyiz mahkemesi görevi yapacak olan Divan-ı Ahkam-ı Adliye’ye başkan olarak atandı. Bu görevde olduğu süre boyunca hukuk sistemini dönemin gereksinimlerine göre düzenledi.
Ali Paşa, Fransız medeni kanununun tercüme edilerek Osmanlı Devletinde tatbik edilmesi gerektiğini ileri sürüyordu. Buna karşı Ahmed Cevdet Paşa ve aynı düşüncede olanlar, İslam Hukukunun bir dalı olan Hanefi fıkhının sistematik hale getirilerek kanunlaştırılması fikrini müdafaa ediyorlardı. Bu ikinci yani, Ahmed Cevdet Paşa ve arkadaşlarının fikirlerinin tatbiki için "Mecelle Cemiyeti" adıyla ilmi bir heyet toplandı. Başkanlığına Ahmet Cevdet Paşa’nın getirildiği bu meclis, Kur’an-ı Kerim'in hükümlerini kanun şekline sokup, bütün milletlerin kıymet verdiği Mecelle adındaki kitabı hazırladı.
24 Nisan 1873 tarihinde Maarif Nazırlığı görevine getirilen Ahmet Cevdet Paşa, bu görevi 24 Nisan 1873 - 5 Nisan 1874 (11 ay 12 gün); 12 Haziran 1875 - 30 Kasım 1875 (5 ay 19 gün) ve 17 Mayıs 1876 - 17 Ekim 1876 (5 ay) olmak üzere toplam 22 ay yapmıştır. Bu görevi sırasında yine boş durmamış ve Türkçe, mantık ve edebiyat derslerinde okutulmak üzere okullar için kitap yazmıştır.
1874 yılında Yanya valiliğine atandıktan 7,5 ay sonra İstanbul’a dönmüş ve Adliye Nazırı olmuştur. Adliye Nazırlığı görevi sırasında Ticaret mahkemelerini Adliye Nezaretine bağladı. Bununla beraber hakimlere yardımcı olması açısından “Ceride-i Mehâkim” adlı eserini 1874 yılında yazmıştır.
1878 yılında Suriye valisi olmasının akabinde Kozan’da Kozanoğlu Ahmet Paşa isyanını engelleyip İstanbul’a dönerek Ticaret ve Ziraat Nazırı olmuştur. 1879 yılında Adliye Nezâreti’nin başına geçirilmiş ve üç yıl boyunca bu görevde kalmıştır. 1880’de Hukuk Mektebi’nin açılış konuşmasını yapmış ve ilk dersi kendisi vermiştir.
1881 yılında kurulan ve Abdülaziz’in ölümünden sorumlu görülenleri yargılayan Yıldız Mahkemesi’nde Adliye Nazırı olarak görev aldı. Mithat Paşa Abdülaziz'in intiharıyla ilgili soruşturma için sorguya alındı. 1881'de mahkeme sonucu Taif'e sürgüne gönderildi. Mithat Paşa 1884 yılında zindanda boğdurularak öldürüldü.
1882 yılında ise Adliye Nazırlığı görevinden istifa edip üç buçuk yıl devlet memurluğundan uzak durdu ve eserlerine yoğunlaştı. 1886’da yeniden Adliye Nazırı olarak atandı ve 4 yıl bu görevi icra etti.
Ahmet Cevdet Paşa İslam hukuku anlamında başyapıt olan Mecelle’yi yazmıştır. Şer-i kurallar ile batıyı harmanlayan bir hukuk anlayışına sahiptir.
Devletin birçok kolunda çalışmış olup bunlar 5 kere adliye, 3 kere eğitim, 2 kere vakıflar, 1 kere içişleri ve 1 kere de ticaret ve ziraat bakanlığıdır. Onun zamanında hazırlanan kanunların ve kurulan kurumların çoğunluğunda katkısı bulunmaktadır. Ayrıca 1855-1865 yıllarında devletin resmi tarihçisi olarak hizmet vermiş bir tarih yazarıdır. Bu sayede dönemin siyasi olaylarını yazdığı Tezakir-i Cevdet adlı eseri ortaya çıkardı.
Ahmed Cevdet Paşa, 1856 yılında Adviye Rabia Hanım ile evlendi. Fatma Aliye Topuz (d. 9 Ekim 1862), Emine Semiye Önasya (d. 28 Mart 1864), Reya Mardin, Ali Sedad (d.1857) adlarında çocukları oldu.
Ahmed Cevdet Paşa, 25 Mayıs 1895 tarihinde Bebek’teki yalısında 73 yaşında İstanbul’da vefat etti. Cenazesi, Fatih Camii bahçesine defnedildi.