« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

08 Haz

2020

Abraham Maslow 01.04.1908 – 08.06.1970

01 Ocak 1970

Rusya’dan ABD’ye göçen bir Yahudi ailede dünyaya gelen Maslow, New York’ta doğdu ve orada büyüdü. Brandeis Üniversitesinde psikoloji profesörlüğü yapmış ve hümanistik psikolojinin ortaya çıkmasında katkıları bulunmuştur.

Maslow 1937’den 1951’e kadar Brooklyn College’de görev yaptı. Burada profesyonelliklerine ve bireyselliklerine hayran olduğu iki tane daha akıl hocası buldu; Antropolojist Ruth Benedict ve Gestalt psikolojist Max Wertheimer. Bu iki konuyu beraber ele almak istiyordu. Bu sayede “muhteşem insan doğasını” anlayabilecekti. Maslow bu iki davranış hakkında notlar almaya başladı. Bunlar üzerine çok geniş yazılar yazdı. Bu çabalar sonunda ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisi, Meta motivasyon, Öz-güncelleme ve Doruk yaşantısı gibi çalışmalar ortaya çıkmıştır. Maslow yazdıklarıyla 1950’li ve 1960’lı yıllarda psikolojide hümanistik ekolün sembolü oldu. Bunların neticesinde Amerikan Hümanist Derneği tarafından Yılın Hümanisti ödülünü almıştır.
Brooklyn’de doğan Maslow mutsuz bir çocukluk geçirdi.
Babası kadın peşinde koşan, alkolik ve ailesine karşı ilgisiz bir insandı. Annesi güçlü batıl inançları olan bir kadındı ve küçük Maslow’u en ufak bir yanlış hareketinde cezalandırıyor, diğer iki küçük çocuğunu Maslow dan üstün tutuyordu. Maslow eve getirdiği iki kediyi annesinin duvara vura vura nasıl öldürdüğünü seyrettiğini hatırlamaktaydı. Annesinin ona davranış şeklini Maslow asla bağışlamadı. Hatta annesi öldüğünde cenaze törenine katılmayı reddetti. Maslow’un yaşadığı o yıllar tüm hayatını etkilemiştir.

Şöyle yazmıştır: “Tüm hayat felsefem ve tüm araştırmalarım ve teorilerim köklerini annemin bana yaptıklarına karşı duyduğum tiksinti ve nefretten almıştır” (Hoffman, 1988, s.9).

Maslow bir deri bir kemik denecek derecedeki zayıflığı ve kocaman burnu sebebiyle çocukluğunda aşağılık duygusu içindeydi Ergenlik yıllarında da bu aşağılık duygusunu üstünden atamadığını, hatta bunu atletik becerilerini geliştirerek telafi etmeye çalıştığını anlatmıştır. Bu nedenle daha sonra Adler‘in aşağılık duygusu ve ödünleme düşünceleriyle ilgilenen bu adamın bizzat kendisi Adler’in teorisinin bir örneği olmuştu. Maslow atletik alanda kabul kazanacak derecede başarı gösterememiş, bunun yerine kitaplara dönmüştü. Daha sonra girdiği ilk psikoloji dersi için “berbat, ruhsuz ve insanlarla yapacak hiçbir şeyi yok, bu yüzden ürpermeme ve ondan uzaklaşmama sebep oldu” dediği Cornell Üniversitesi’ne kaydoldu (Hoffman, 1988, s.26).

Maslow’un bu dersteki profesörü E. B. Titchener idi. Maslow Winconsin Üniversitesine transfer oldu ve 1934 yılında doktorasını bitirdi. Maslow başlangıçta çok hevesli bir davranışçıydı ve mekanik doğa-bilimi yaklaşımlı bir psikolojinin dünyanın tüm problemlerine cevap verebileceğine ikna olmuştu. Daha sonra yaşadığı bir dizi kişisel deneyim -ilk çocuğunun doğumu, II. Dünya Savaşı’nın başlaması ve insan doğasına ilişkin diğer felsefi düşüncelerle, Gestalt psikolojisiyle ve psikanalizle karşılaşması- Maslow’u davranışçılığın insanlarla ilgili meseleleri ele alışının çok sınırlı olduğuna ikna etti.

Maslow ayrıca Nazi Almanya’sından kaçıp ABD’ye yerleşen Adler, Horney, Koffka, Wertheimer gibi Avrupalı psikologlarla olan temaslarından da etkilenmişti. Max Wertheimer’a ve Amerikalı antropolog Ruth Benedict’e karşı hissettiği korku ve merakla karışık saygı, Maslow’u psikolojik olarak sağlıklı, kendini gerçekleştirmiş insanlarla ilgili ilk araştırmasını yapmaya yöneltti. Wertheimer ve Benedict Maslow’a göre insan doğasının en mükemmel örnekleriydi. Maslow’un ilk olarak Brooklyn’de öğretmenlik yaparken giriştiği, psikolojiyi daha insani bir hale getirme denemeleri olumsuz kişisel sonuçlar verdi. Davranışçı psikoloji topluluğu kendisiyle ilişkiyi kesti. Öğrencileri çalışmalarını ilginç bulmasına rağmen fakülte meslektaşları geleneksel görüşlerin dışındaki düşünceleri sebebiyle ondan uzak durdular.

Maslow’un egemen psikoloji ekolünden uzaklaştığı ve bu yüzden önemli psikoloji dergilerinin onun makalelerini ve çalışmalarını yayımlamayacağı düşünülmüştü (DeCarvallo, 1990). Maslow 1951’den 1969’a dek olan dönemde Waltham’da Brandeis Üniversitesi’nde teorisini geliştirdi, yeniden düzenledi ve bir dizi kitapla sundu. Duyarlılık grupları hareketini destekledi ve 1960’larda çok ünlü bir kişi haline geldi. 1967’de APA’nın başkanı seçildi.
1969'da dinlenmeye çekilerek Kaliforniya'daki Laughlin Institute'de dostlarının yanına taşınır. 8 Haziran 1970'te geçirdiği kalp krizi sonucu ölür.

Ziyaret -> Toplam : 125,26 M - Bugn : 12755

ulkucudunya@ulkucudunya.com