« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

08 Haz

2020

YUSUF İMAMOĞLU

Emine Işınsu 01 Ocak 1970

600 yıl süren o muhteşem destanın dirilmeğe başladığı yeşil Bursa'mızdanmış: İnegöl kasabasında doğmuş. Öyle de fakirmiş ki, su satarak okumaya çalıştığı zamanlar bile olmuş... Yüreğinin bir köşesinde Kara Osman Bey'in akıllığını ve Sultan Murat'ın merhametini yerleştirmiş. Millet düşmanları O'nu, altı aydan beri hep tehdit edermiş, yine de silah taşımazmış. Öldürüleceği sık sık aklından geçermiş ama, vurmağa kıyamazmış....
Henüz gencecikti, taze bir fidan gibiydi; büyüyecek, kocaman bir çınar olacaktı. Bırakmadılar! Şimdi yüreğime kurşun misali bir ağırlık çökmüş, çaresizliğimin acısında boğulacak gibiyim. Önümdeki kağıda da, kalemimin ucunda çırpınan kelimelere de kahrediyorum. Emine bacısı, İmamoğlu kardeşinin şehitliğine ağıt yazacak ama neye yarar ki! Memleketin yüksek menfaatları diyoruz; kardeş kavgası felaket getiri, diyoruz; "siz de vurun!.. demeğe dilimiz varmıyor!" Peki, ne yapacağız? Milletimizin belki de son umudu genç yiğitlerin yıkılışlarını seyrederek zaman mı tüketeceğiz? Ve yaşamaktan utanmıyacak mıyız?
Doğrudur tabii, kardeş kavgası felaket getirir. İyi ama, "kardeş" nerede ki! Yusuf İmamoğlu'na kıyanlar, bırakın kardeşliği, herhangi bir düşmanın haysiyetinden bile uzaktırlar! İmamoğlu'nun şehit düşmesi olayında öyle müthiş bir hainlik var, öylesine anlaşılmaz ve anlatılamaz. Bir kin var ki, vahşetin her türlüsünü mumla aratır. Gazetelerde okuduğum vakit inanmak istememiştim; sonra araştırdım, meğerse doğru imiş: İmamoğlu, hemen ölmemiş. Çevresinde yavaş yavaş büyüyen bir kan gölcüğü yatıyormuş. Hastaneye haber salınmış, derhal ambulans göndermişler ve birileri çıkmış, fakültenin kapılarını tutmuş, ambulansın yanına gitmiş, can kurtarmaya gelenleri önce paylamış, sonra da kovmuşlar! "Kim çağırdı sizi, demişler, ihtiyacımız yok, dönün!" Ve yiğit Yusuf, öz vatanın da garip Yusuf, kanını tükete tükete dünyasını değiştirmiş. Canavarlık mı bu o bile değil! Çirkin, küçültücü, insanı insanlığından utandırıcı bir şey!
Affet beni Allah'ım, kulun böylesini niye yarattın! Ölmenin vazife öldürmenin hak sayıldığı tek yer savaş meydanlarıdır. Ve savaşta, yaralı düşmana silah çekilmez, hemen tedavisine koşulur. Sağlık ekiplerinin yardımını önlemek savaş kanunlarında bile suçtur. Ve İmamoğlu'na yapılanlar, aslında açık bir işarettir. Beyni yıkanmış bir zümrenin, insanlık ölçülerinde tamamen saptığını gösterir. İmkan ve fırsat buldukları vakit, Lenin ve Mao sosyalizmi ardına nasıl bir kavga vereceklerini gösterir. Ders bir değil çoktur, gizli değil, açıktır. İbret almakta gecikilmesine tahammül yoktur.
İmamoğlu'nun artık bize ihtiyacı kalmamıştır. Şimdi o, Bir hilal uğruna" batan "güneşler"in yanındadır. Şehit kardeşi Süleyman Özmen'le el eledir. Yüreğimizdeki acı Süleyman'lardan, Yusuf'lardan gelir ama, endişemiz cümle Bozkurt'lar içindir; Türklüğün son bağımsız kalesi bu mübarek topraklar içindir... Gayri söze ne hacet..."
İmamoğlu, ülküdaşlarının tekbir sesleri eşliğinde araba vapuruyla Bursa'daki ebedi istiratgahına uğrlanırken...
Türk - İslam davasının yılmaz bir eri olan Yusuf'u da vurdular. Hem de kahpecesine, alçakcasına arkadan vurdular. Yusuf gençti, güzeldi, bilgiliydi ve herşeyden evvel Hak yolunun savaşçısıydı. Yusuf Allah'a inanıyordu ve Türk'tü. İşte bütün suçu buydu rahmetli kardeşimizin. Bunun içinde Türk olmayan, Allah'a inanmayan komünist kürtçü piçler tarafından şehit edildi.
Yusuf'tan evvel bir Bahettin Dedeşan, Mustafa Kahraman, Kenan Ertürk, Mustafa Bilgi, Ruhi Kılıçkıran ve Süleyman Özmen'de şehit edilmişti. Tam 7 şehit verdik. Onlar canlarını vererek, vatana ve Allah'a karşı borçlarını ödediler. Ya biz ne yaptık?
Müslüman Türkoğlu düşün bunu hem de çok iyi düşün!... Cevap ara!...kendi kendine ver, bu sualin cevabını. Hiç olmazsa vicdanının sesini dinle!...
Büyük Türk Milleti
Sözde bağımsızlık ve demokrasiden yana olduğunu söyleyen anarşist komünist uşakların kurşunlarına hedef olan Yusuf İmamoğlu'nun suçu nedir: Türk ve müslüman olması, Türk milletini, vatanını çok sevmesi, okuyup milletine ve vatana faydalı olabilmek arzudur.
Biz Türk Milliyetçisi Ülkücü Gençlere sıkılan bu kurşunlar aslında Türk Milletine atılmıştır. Bu anarşistlerin sıktığı ilk kurşun değildir. İçindeki Türklük ve islam ateşi alevlenmedikçe bu kurşunlar devam edecektir."

Ziyaret -> Toplam : 125,26 M - Bugn : 14951

ulkucudunya@ulkucudunya.com